14-337 / 5042 -
Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri ipekten daha
yumuşak bir rüzgârı Yemen'den gönderir. Bu rüzgâr, kalbinde zerre
mikter iman bulunan hiç kimseyi hariç tutmadan hepsinin ruhunu
kabzeder."
14-339 / 5045 -
Hz. Enes (radıyallahu anh) dedi ki:İstanbul'un fethi kıyamet anında
olacaktır."
14-340,341 /
5046 - Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) (bir gün):"Ümmetim on beş şeyi yapmaya başlayınca ona
büyük belanın gelmesi vacib olur!" buyurmuşlardı. (Yanındakiler):
"Ey Allah'ın Resulü! Bunlar nelerdir?" diye sordular. Aleyhissalâtu
vesselâm saydı:* Ganimet (yani millî servet, fakir fukaraya
uğramadan sadece zengin ve mevki sahibi kimseler arasında) tedavül
eden bir meta haline gelirse.
* Emanet (edilen şeyleri emanet alan kimseler, sorumlu ve
yetkililer, memurlar) ganimet (malı yerini tutup, yağmalayıp
nefislerine helal) kıldıkları zaman.
* Zekat (ödemeyi
ibadet bilmeyip bir angarya ve) ceza telakki ettikleri zaman.
* Kişi annesinin
hukukuna riayet etmeyip, kadınına itaat ettiği;
* Babasından
uzaklaşıp ahbabına yaklaştığı;
* Mescidlerde
(rızayı İlahî gözetmeyen husumet, alışveriş, eğlence ve siyasata vs.
müteallik) sesler yükseldiği zaman.
* Kavme, onların
en alçağı (erzel) reis olduğu
* (Devlet
otoritesinin yetersizliği sebebiyle tedhiş ve zulümle insanları
sindiren zorba) kişiye zararı dokunmasın diye hürmet ettiği;
*(Çeşitli
adlarla imal edilen) içkiler (serbestçe) içildiği ;
* İpek (haram
bilinmeyip erkekler tarafından) giyildiği;
* (San'at, bale,
konser gibi çeşitli adlar altında; bar, gazino, dansing ve
salonlarda ve hatta televizyon ve filim gibi çeşitli vasıtalarla
yaygın şekilde) şarkıcı kadınlar ve çalgı aletleri edinildiği;
* Bu ümmetin
sonradan gelen nesilleri, önceden gelip geçenlere (çeşitli ithamlar
ve bahanelerle) hakaret ettiği zaman artık kızıl rüzgârı,
[zelzeleyi],
yere
batışı (hasfı) veya suret değiştirmeyi (meshi) [veya gökten taş
yağmasını, (kazfi)] bekleyin."
14-342 / 5047 -
İbnu Amr İbnu'l-As (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki: "Çıkış itibariyle, kıyamet alâmetlerinin
ilki güneşin battığı yerden doğması, kuşluk vakti insanlara
dabbetu'l-arzın çıkmasıdır. Bunlardan hangisi önce çıkarsa, diğeri
de onun hemen peşindedir."
14-344 / 5048 -
Hz. Muaz İbnu Cebel (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) (birgün):"Beytu'l Makdis'in imarı Yesrib'in harabıdır.
Yesrib'in harabı melhamenin (savaşın) çıkmasıdır. Melhame
İstanbul'un fethidir, İstanbul'un fethi Deccal'in çıkmasıdır!"
buyurdular Sonra elini (Resulullah), konuşmakta olduğu kimsenin
(yani Hz. Muaz'ın) dizine vurdular ve:"Bu söylediğim kesinlikle
hakikattir. Tıpkı senin burada oturman hak olduğu gibi" buyurdular.
"Hz. Muaz burada
kendisini kasdetmektedir. (Yani Aleyhissalâtu vesselâm'ın konuştuğu
ve dizine elini vurduğu kimse Muaz İbnu Cebel (radıyallahu anh)'dir.)"
14-347 / 5050 -
Ebu Said (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm):"Sûrun sahibi (İsrafil aleyhisselam), sûr denen borusunu
ağzına dayamış, yüzünü çevirmiş, kulağını dikmiş, üfleme emrini
beklerken ben nasıl tereffühle (dünya nimetlerinden) istifade
edebilirim?" buyurmuşlardı. Bu, sanki ashabına çok ağır
gelmişti:"Peki biz ne yapalım -veya ne diyelim- ey Allah'ın Resûlü?"
diye sordular. Onlara: "Hasbünallah ve ni'melvekil (Allah bize
yeter, o ne güzel vekildir!), Allah'a tevekkül ettik. -belki de
"tevekkülümüz Allah'adır!" demişti- deyiniz!" diye emir
buyurdular."
14-349 / 5052 -
Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm):"İki sur arasında kırk vardır!" buyurmuştur. Bunun üzerine
oradakiler:"Ey Ebu Hureyre! Kırk gün mü?" diye sordular. Fakat o:
"Birşey diyemem!" cevabını verdi. Tekrar: "Kırk ay mı?" dediler. O
yine: "Bir şey diyemem!" cevabını verdi. "Kırk yıl mı?" dediler. O
yine: "Bir şey diyemem!" cevabını verdi ve (Resulullah'ın hadisine
devam etti.)
"Sonra Allah
semadan su indirecek ve insanlar yerden sebze biter gibi bitecekler.
İnsanda bir kemik hariç hepsi çürür. Bu çürümeyen, acbu'zzeneb denen
kuyruk sokumu kemiğidir. Kıyamet günü yeniden yaratılış bundan
terkib edilecektir."
14-350 / 5053 -
Ka'b İbnu Malik (radıyallahu anh) anlatıyor: "Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki:"Mü'minin ruhu, cennet ağacında beslenen bir
kuş olur. Yeniden dirilme gününde Allah onu cesedine döndürünceye
kadar orada beslenir."
14-354 / 5054 -
Ebu Rezin el-Ukaylî (radıyallahu anh) anlatıyor:"Ey Allah'ın Resulü
dedim, Allah, mahlukatı nasıl iade eder, (yeniden diriltir)? Bunun
dünyadaki örneği nedir?"
"Sen dedi, hiç
kavminin üzerinde yaşadığı vadiden kurak mevsimde geçmedin mi? Sonra
bir kere de her tarafın yemyeşil göründüğü münbit mevsimde uğramadın
mı?" Ben, "Elbette!" deyince:"İşte bu, (yeniden) yaratmasına
Allah'ın delilidir. Allah, ölüleri de böyle diriltecektir!"
buyurdular."
İstanbul -20.11.2008
http://sufizmveinsan.com
|