14-386 / 5074 - İbnu
Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:
"Bir adam bana:
"(Kıyamet günü Allah'ın
kişiye hususi) hitabı hakkında ne işittin?" diye sordu. Şu cevabı
verdim:
"Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm)'ın:
"Mü'min Rabbine
yaklaştırılır. Öyle ki, (Allah onun) üzerine himayesini indirir ve
günahlarını itiraf ettirir. Ona sorar:
"Şu şu günahlarını
biliyor musun?" Mü'min kul, iki kere:
"Evet ey Rabbim,
biliyorum!" der. Rab Teala da:
"Dünyada iken bunları
örterek seni teşhir etmemiştim. Bugün de onları senden affediyorum!"
buyurur. Sonra ona hasenat defteri verilir. Amma, kâfirlere ve
münafıklara gelince, bunlarla ilgili olarak, bütün mahlukatın
huzurunda:
"Bunlar Allah namına
yalan söylemişler (böylece büyük bir zulümde bulunmuşlardır).
Haberiniz olsun! Allah'ın laneti zalimleredir" diye nida olunur"
dediğini işittim.”
14-387,388 / 5075 - Hz.
Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor:
"Bir adam gelerek:
"Ey Allah'ın Resulü!
Benim kölelerim var, bana yalan söylüyorlar ve bana ihanet
ediyorlar, bana isyan ediyorlar. Ben de onlara şetmediyor ve
dövüyorum. Onlar yüzünden (Allah yanında) durumum ne olacak?" diye
sordu. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm):
"Kıyamet günü onlar,
sana olan ihanetleri, isyanları ve yalanları sebebiyle muhasebe
olacaktır. Senin onlara verdiğin ceza ise, eğer cezan onların
günahları nisbetinde ise, başabaştır; ne lehine ne de aleyhine olur.
Eğer onlara verdiğin ceza günahlarından az ise bu senin için bir
fazilet olur. Eğer onlara verdiğin ceza günahlarından çok olursa, bu
fazla kısım sebebiyle onlar lehine sana kısas yapılır" buyurdular.
Bunun üzerine adam huzurdan çekildi, ağlamaya ve dövünmeye başladı.
Bunun üzerine Aleyhissalâtu vesselâm) dedi ki:
"Sen Allah'ın kitabını
okumuyor musun? (Bak ne diyor!) (Mealen):
"Biz kıyamet gününe
mahsus adalet terazileri koyacağız. Artık hiçbir kimse hiçbir şeyle
haksızlığa uğratılmayacaktır. (O şey) bir hardal tanesi kadar bile
olsa, onu getiririz (mizana koyarız). Hesapçılar olarak da biz
yeteriz" (Enbiya 47). Adam tekrar:
"Allah'a yemin olsun, ey
Allah'ın Resulü! Ben hem kendim ve hem de onlar için,
ayrılmalarından daha hayırlı bir şey göremiyorum. Seni şahid
kılıyorum, hepsi hürdür, (azat ettim)"dedi."
14-388,389 / 5076 - Hz.
Enes (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) (bir gün) güldüler ve:
"Neye güldüğümü biliyor
musunuz?" buyurdular. Biz:
"Allah ve Resulü daha
iyi bilir!" dedik.
Kulun Rabbine olan
hitabından!" buyurdular ve şöyle devam ettiler:
"Kul şöyle der:
"Ey Rabbim, sen beni
zulümden korumadın mı?"Rab Teala:
"Evet korudum" buyurur.
Kul da:
"Fakat ben bugün,
kendime, kendimden başka bir kimsenin şahid olmasını asla
istemiyorum" der. Rab Teala:
"Bugün sana tek şahid
olarak nefsin, çok şahid olarak da kiramen katibîn kâfidir"
buyurur." Resulullah devamla dedi ki:
"Ağzına mühür vurulur ve
diğer organlarına:
"Konuş!" denilir. Onlar
adamın amelini haber verirler. Sonra konuşma hususunda serbest
bırakılır. Adam organlarına:
"Yazıklar olsun size!
Buradan defolun! Ben sizin için mücadele etmiştim" der."
14-390 / 5077 - İbnu Amr
İbni'l-As (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki:
"Aziz ve celil olan
Allah [kıyamet günü], ümmetimden bir adamı mahlukatın üstünden
seçer ve onun için doksan dokuz büyük defter açar. Her defter,
gözün alabildiği kadar büyüktür. Rab Teala adama sorar:
"Bu defterde yazılı
olanlardan bir şey inkar ediyor musun? Muhafız katiplerim (olmadık
şeyler yazarak sana) zulmetmişler mi?" Kul:
"Ey Rabbim! Hayır!
(Hepsi doğrudur!)" der. Rab Teala sorar:
"(Bunları yapmada beyan
edeceğin) bir özrün var mı?" Kul der:
"Hayır! Ey Rabbim!" Aziz
ve celil olan Allah:
"Evet! Senin bizim
yanımızda (makbul, büyük) bir de hasenen var. Bugün sana zulüm
yapmayacağız!" buyurur. Hemen bir etiket çıkarılır. Üzerinde
"Eşhedü en la ilahe
illallah ve eşhedü enne Muhammeden resulallah (şehadet ederim ki
Allah'tan başka ilah yoktur ve şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın
elçisidir)" yazılıdır.
Sonra, Rabb Teala der:
"Ağırlığını (yani
amellerinin ağırlığını) hazırla!" Kul sorar:
"Ey Rabbim! Bu
defterlerin yanındaki bu etiket de ne?" Rabb Teala der:
"Sana zulmedilmeyecek!
Hemen defterler Mizan'ın bir kefesine konur, etiket de diğer
kefesine. Tartılırlar. Sonunda defterler hafif kalır, etiket ağır
basar. Esasen Allah'ın ismi yanında hiçbir şey ağır olamaz."
14-391 / 5078 - Ebu
Mes'ud el-Bedrî (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Ey Allah'ın Resulü
dendi, biz cahiliye devrinde yaptıklarımızdan hesaba çekilecek
miyiz?"
Şu cevabı verdiler:
"Müslüman olduktan sonra
iyi olana, cahiliye devrinde yaptıklarından sorulmayacaktır. Kötü
amel işleyene, hem İslam'daki ameli hem de önceki ameli sebebiyle
hesap sorulacaktır."
14-392 / 5079 - Hz. Enes
(radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Bir kimseyi (küfür veya
günah gibi) bir şeye çağıran hiç kimse yok ki kıyamet günü, o
çağırdığı şeyle birlikte tevkif edilmemiş olsun. Mutlaka onunla
ayrılmaz şekilde beraberdir. Bir adam bir adamı (bir şeye) davet
etmiş olsa dahi!"
Sonra şu ayeti okudu.
(mealen):
"Onları hapsedin, çünkü
onlar mes'uldürler" (Saffat 24).
İstanbul -11.12.2008
http://sufizmveinsan.com
|