14-435 / 5114
- Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm):
"Yaktığınız
ateş var ya, bu cehennem ateşinin yetmiş cüzünden bir cüzdür!"
buyurmuştu. (Yanındakiler):
"Zaten bu
ateş, vallahi (asileri cezalandırmaya ahirette) yeterliydi"
dediler.
Aleyhissalâtu vesselâm:
"Cehennem
ateşi öbürüne altmış dokuz kat üstün kılındı. Her bir kat'ın
harareti, bunun mislindedir."
14-436 / 5115 -
Yine Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki:
"Cehennem ateşi
bin yıl yakıldı. Öyle ki kıpkırmızı oldu. Sonra bin yıl daha
yakıldı, öyle ki beyazlaştı. Sonra bin yıl daha yakıldı. Şimdi o
siyah ve karanlıktır.”
14-437 / 5117
- Hasan Basri rahimehullah anlatıyor:
"Utbe İbnu
Gazvan (radıyallahu anh), Basra'da minberde (hutbe esnasında) dedi
ki:
"Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) bize şöyle buyurmuşlardı:
"Cehennemin
kıyısından büyük bir taş bırakıldı. Bu taş yetmiş yıl aşağı doğru
düştü de henüz dibe ulaşmadı."
(Utbe İbnu
Gazvan, devamla) der ki:
"Hz. Ömer (radıyallahu
anh):
"Ateşi çok
zikredip hatırlayın. Zira onun harareti pek şiddetlidir; derinliği
çok fazladır, çengelleri demirdendir" buyurdu."
14-439 / 5120 -
Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki:
"Cehennem,
Rabbine şikayet ederek:
"Ey Rabbim! Bir
parçam diğer bir parçamı yemektedir" dedi.
Bunun üzerine,
Allah Teala hazretleri ona, iki nefes almaya izin verdi; Bir nefes
kışta, bir nefes de yazda. (Yazdaki nefesi) sizin rastladığınız en
şiddetli sıcaktır. (Kıştaki nefesi de) sizin rastladığınız en
şiddetli (soğuk olan) zemherirdir."
14-441 / 5121
- Yine Ebu Hureyre anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki:
"Kıyamet
günü, ateşten bir parça, boyun şeklinde uzanır .Bunun ; gören iki
gözü, işiten iki kulağı, konuşan iki dili vardır. Der ki:
"Ben üç takım
(insanı cezalandırmak) için vazifelendirildim:
*Allah'la
birlikte bir başka ilaha dua eden kimse,
*Bile bile
zulmeden cebbar,
*Tasvirciler."
14-442,443 /
5124 - Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki:
"Allah Teala
hazretleri cenneti yarattığı zaman Cibril aleyhisselam'a:
"Git ona bir
bak!" buyurdular. O da gidip cennete baktı ve:
"[Ey Rabbim!]
Senin izzetine yemin olsun, onu işitip de ona girmeyen kalmayacak,
herkes ona girecek!" dedi. (Allah Teala hazretleri) cennetin
etrafını mekruhlarla çevirdi. Sonra:
"Hele git ona
bir daha bak!" buyurdu. Cebrail gidip ona bir daha baktı. Sonra da:
"Korkarım, ona
hiç kimse girmeyecek!" dedi. Cehennemi yaratınca, Cebrail'e:
"Git, bir de,
şuna bak!" buyurdu. O da gidip ona baktı ve:
"İzzetine yemin
olsun, işitenlerden kimse ona girmeyecektir!" dedi. Allah Teala
hazretleri de onun etrafını şehvetlerle kuşattı. Sonra da:
"Git ona bir
kere daha bak!" dedi. O da gidip ona baktı. Döndüğü zaman:
"İzzetine yemin
olsun, tek bir kişi kalmayıp herkesin ona gireceğinden korkuyorm!"
dedi."
14-445 / 5126
- Yine Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki:
"Cehennem,
içerisine asiler atıldıkça:
"Daha var
mı?" demekten geri durmaz. Bu hal, Rabbu'l-İzze'nin cehennemin
üzerine ayağını koyup, iki yakasını dürüp birleştirmesine kadar
devam eder. İşte o zaman cehennem:
"Yeter,
yeter. İzzet ve keremine yemin olsun yeter!" der.
Cennette
fazlalık devam eder. Allah, ona mahsus yeni bir halk yaratır ve
bunları cennetin fazla kısmına yerleştirir."
14-448 / 5129 -
Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki:
"Cennete ilk
girecek zümre, dolunay gecesindeki ay suretindedir. Onu takip eden
zümre, parlaklık yönüyle gökteki en büyük yıldız gibidir.
Cennetlikler bevletmezler, büyük abdest de bozmazlar, tükürmezler,
sümkürmezler de. Tarakları altındandır, terleri misktir.
Buhurdanları öd ağacından, zevceleri kara gözlü hurilerden olacak.
Onlar ataları Âdem'in yaratılışı üzere, altmış zira' boyunda tek bir
adam suretinde olacaklar."
14-450 / 5131
- Ebu Saîd el-Hudrî radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki:
"Bir kimse
cennetlik olarak ölünce, büyük veya küçük, yaşı ne olursa olsun,
otuz yaşında bir kimse olarak cennete girer ve artık bu yaş ebediyen
değişmez. Cehennemlikler için de durum böyledir."
İstanbul -01.01.2009
http://sufizmveinsan.com
|