Kütüb-i Sitte'den Alıntılar
170.Bölüm


15-6,7 / 5212 - Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"İbrahim aleyhisselam sadece üç yalan söylemiştir:

Bunlardan ikisi Allah'ın zatıyla ilgili; bir tanesi de zevce-i pakleri Sare Hatun hakkındadır.

Hz. İbrahim zalim birinin diyarına (Mısır'a) beraberinde Sare de olduğu halde gelmişti. Sare güzel bir kadındı. Sare'ye:

"Bu cebbar herif, bilirse ki sen karımsın, senin için  bana galebe çalar. Eğer sana soracak olursa, kızkardeşim olduğunu söyle! Çünkü sen, zaten İslam yönünden kardeşimsin,  din kardeşiyiz. Ben yeryüzünde senden ve benden başka bir Müslüman bilmiyorum" dedi.

Bunlar zalim kralın memleketine girince, adamlarından biri bunları gördü. Hemen gidip:

"Senin memleketine öyle güzel bir kadın girdi ki, sizden başkasının olması münasib değildir" dedi. Kral derhal adamlar gönderip, Sare'yi yanına getirtti. Hz. İbrahim namaza durdu. Sare adamın yanına girince, kral (onu ayakta karşıladı, fakat) elini ona uzatamadı. Eli şiddetli şekilde tutuldu. Sare'ye:

"Elimi salması için Allah'a  dua et! Sana zarar vermeyeceğim!" dedi.

Sare de dediğini yaptı. Ama kral tekrar Sare'ye  sataşmak istedi. Eli, öncekinden daha şiddetli tutulup kaldı. Sare'ye aynı şekilde ricada bulundu. O da kabul etti. (Adam normal hale  dönünce tekrar) sataşmak istedi. Eli önceki iki seferden daha şiddetli şekilde tutuldu. Sare'ye yine:

"Allah'a dua et, elimi salsın, sana zarar vermeyeceğim!" diye rica etti.

Sare dua etti, adamın elleri açıldı. Kral kadını getiren adamı çağırdı ve ona:

"Sen bana ihsan değil bir şeytan getirmişsin. Bunu diyarımdan çıkar!" dedi. Sare'ye Hacer'i bağış olarak verdi.

Sare yürüyerek geldi. İbrahim onu görünce:

"Nasılsın, ne haber?" dedi. Sare:

"Hayır var! Allah cebbarın elini tuttu ve (bana) bir hadim verdi!" dedi.

"Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh)  der ki:"

Ey sema suyunun oğulları! Bu kadın (Hacer) sizin annenizdir."

 

15-15,16 / 5215 - Muğîre İbnu Şu'be (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Benim üzerime söylenen yalan, bir başkası üzerine söylenen yalan gibi değildir. Öyleyse kim bile bile bana yalan nisbet ederse cehennemdeki yerini hazırlasın .

 

15-23 / 5217 - Ebu Said ve Ebu Hureyre (radıyallahu anhümâ) anlatıyorlar:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Allah Teala hazretleri şöyle dedi:

"Büyüklük ridamdır, izzet de izar ımdır. Kim bu iki şeyde benimle niza ederse ona azab  veririm."

 

15-24 / 5218 - İbnu Mes'ud (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Kalbinde zerre miktar kibir bulunan kimse asla cennete girmeyecektir!" buyurmuştu.

Bir adam:

"Kişi elbisesinin güzel olmasını, ayakkabısının güzel olmasını sever!" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm da:

"Allah Teala hazretleri güzeldir, güzelliği sever! Kibir ise hakkın ibtali, insanların tahkiridir" buyurdular."

 

15-24 / 5219 - Bir diğer rivayette:

"Kalbinde hardal tanesi kadar iman bulunan bir kimse cehenneme girmez. Kalbinde hardal tanesi kadar kibir  bulunan kimse de cennete girmez." buyurulmuştur.

 

15-33 / 5227 - Cabir İbnu Atik (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Kıskançlıktan bir nevi var ki Allah sever; bir kısmı da  var ki Allah onu sevmez.

Allah'ın sevdiği kıskançlık, kişinin (mehariminden haram kılınmış bir fiil görmesi ile) şüphe halinde duyduğu kıskançlıktır.

Allah'ın sevmediği kıskançlık, şüphe olmadan kıskançlık duymasıdır.

Aynı şekilde bir kısım gurur vardır ki Allah hoşlanmaz, bir kısmı da var, Allah hoşlanır.

Allah Teala'nın sevdiği gurur, kişinin savaş sırasında ve sadaka verme esnasında nefsine güvenerek duyduğu gururdur.

Allah'ın buğzedip  sevmediği gurur ise, taşkınlık ve övünme sırasında duyduğu gururdur."

 

15-38 / 5230 - Ubeyd İbnu Umeyr babası (radıyallahu anh)'tan anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a bir  adam kebairden sormuştu, şöyle cevap verdiler:

"Onlar dokuzdur!" buyurdular ve saydılar:

"Şirk, sihir, insan öldürmek, faiz yemek,  yetim malı yemek, savaştan kaçmak, namuslu kadınlara iftirada bulunmak, anne ve babaya haksızlık,  kıbleniz olan Beytu'l-Haram (da masiyet işlemey)i sağlığınız ve ölümünüzde helal addetmek."

 

15-39 / 5232 - İbnu Amr İbni'l-As (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Kişinin anne ve babasına sövmesi büyük günahlardandır"  buyurmuşlardı.

Orada bulunanlar:

"Hiç kişi anne ve babasına söver mi?"  dediler.

"Evet! Kişi, bir başkasının babasına söver, o da babasına söver; annesine söver, o da bunun annesine söver!"  buyurdular."

 

15-51 / 5243 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Kim elbisesini gururla yerde  sürürse, kıyamet günü Allah ona (rahmet nazarıyla) bakmaz!" buyurmuştu. Ümmü Seleme atılarak:

"Öyleyse kadınlar zeyllerini ne yapacaklar?" diye sordu.

"Bir karış salarlar!" buyurdu. Ümmü Seleme:

"Bu taktirde ayakları açılır!" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Öyleyse bir zira' salsınlar bunu daha da artırmasınlar!" buyurdular."

 

 İstanbul 28.01.2009 
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail