15-232,233 / 5409 - Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor:
"Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'ı yıkamak istedikleri zaman:
"Allah'a kasem olsun bilmiyoruz! Ölülerimizi soyduğumuz gibi,
Resûlullah'ı da elbiselerinden soyacak mıyız, yoksa elbisesi
üzerinde olduğu halde mi yıkayacağız?" dediler. Bu şekilde ihtilaf
edince, Allah üzerlerine uyku attı. Öyle ki, onlardan herbirinin
çenesi göğüslerindeydi. Beyt cihetinden, kim olduğu bilinemeyen bir
konuşmacı:
"Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'ı elbisesi üzerinde olduğu halde yıkayın!"
diye konuştu. Bunun üzerine kalkıp, kamîsi üzerinde olduğu halde
yıkadılar. Su, kamîsin üzerinden dökülüyordu... Aleyhissalâtu
vesselâm'ın bedenini elleriyle değil, kamîsiyle ovuyorlardı.
"Hz.
Aişe sözlerine devamla dedi ki:
"Eğer,
daha önce yaptığım işi şimdi yapacak olsaydım, Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm)'ı kadınlarından başkası yıkamazdı."
15-233
/ 5410 - İbnu Abbâs radıyallahu anhüma anlatıyor:
"Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) üç necrânî kumaş içerisine kefenlendi:
İki
parçalı bir hulle, bir de öldüğü sırada üzerinde bulunan kamîs."
Âmiru'ş-Şâbi'den kaydedilen bir
rivayette İbnu Abbâs şu ziyadede bulunur:
"Aleyhissalâtu
vesselam'ı Hz. Ali, Fazl ve Üsâme radıyallahu anhüm yıkadı ve bunlar
kabrine indirdiler."
15-233,234 / 5411)- İmam Mâlik anlatıyor:
Bana
ulaştığına göre, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) pazartesi günü
vefat etti ve salı günü de defnedildi. Halk (cemaat halinde değil)
ferd ferd kıldı, hiç kimse imamlık yapmadı.Bir kısmı: "Minberin
yanına defnedilsin" dedi. Bazıları da:
"Bakî
mezarlığına defnedilsin" dedi.
Bu
(münakaşaya) Hz. Ebu Bekir geldi ve:
"Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'ın
"Her
peygamber öldüğü yere defnedilir" buyurduğunu işitmiştim" dedi.
Bunun
üzerine hemen orada mezar kazıldı.Aleyhissalâtu vesselâm'ı yıkamak
istedikleri vakit, gömleğini çıkarmak istediler. Derken:
"Gömleği çıkarmayın!" diye bir ses işittiler. Bunun üzerine gömleği
üzerinde olduğu halde yıkadılar."
15-238
/ 5416 - Ebu Saidi'l-Hudrî (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Ölülerinize (ölmek üzere olanlara) Lailahe illallah demeyi telkin
edin."
15—23 /
5417- Ma'kıl İbnu Yesar (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Ölülerinize (ölmek üzere olanlara) Yasin suresini okuyun."
15-241
/ 5419 - Ümmü Seleme (radıyallahu anhâ) anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) Ebu Seleme (radıyallahu anh)'nin yanına
girdi. Ebu Seleme'nin gözleri açık kalmıştı, onları kapattı. Sonra:
"Ruh
kabzedildi mi göz onu takip eder" buyurdu.
Ehlinden bazıları feryad u figan koparmıştı. Aleyhissalâtu
vesselâm:
"Kendinize kötü temennide bulunmayın, hayır dua edin! Çünkü
melekler, söylediklerinize amin derler!" buyurdu. Sonra ilave etti:
"Allahım,
Ebu Seleme'ye mağfiret buyur! Derecesini hidayete erenler arasında
yükselt. Arkasında kalanlar arasında ona sen halef ol! Ey Alemlerin
Rabbi! Ona da bize de mağfiret buyur! Ona kabrini geniş kıl, orada
ona nur ver!"
15-242,243 / 5420 - Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Bir
Müslüman muhtazar olduğu (can çekişme anına girdiği) zaman rahmet
melekleri, beyaz bir ipekle gelirler ve şöyle derler:
"Sen
razı ve senden de (Rabbin) razı olarak (şu bedenden) çık. Allah'ın
rahmet ve reyhanına ve sana gadabı olmayan Rabbine kavuş."
Bunun
üzerine ruh, misk kokusunun en güzeli gibi çıkar. Öyle ki melekler
onu birbirlerine verirler, tâ semanın kapısına kadar onu getirirler
ve:
"Size
arzdan gelen bu koku ne kadar güzel!" derler. Sonra onu mü' minlerin
ruhlarına getirirler. Onlar, onun gelmesi sebebiyle sizden birinin
kaybettiği şeyinin kendisine geldiği zamanki sevincinden daha çok
sevinirler. Ona:
"Falanca ne yaptı? Falanca ne yaptı?" diye (dünyadakilerden haber)
sorarlar. Melekler:
"Bırakın onu, onda hâlâ dünyanın tasası var!" derler.
Bu
gelen (kendisine dünyadan soran ruhlara):
"Falan
ölmüştü, yanınıza gelmedi mi?" der. Onlar:
"O,
annesine, Hâviye cehennemine götürüldü!" derler.
Aleyhissalâtu vesselâm devamla der ki:
"Kâfir
muhtazar olduğu vakit, azab melekleri mish (denen kıldan kaba bir
elbise) ile gelirler ve şöyle derler:
"Bu
cesedden kendin öfkeli, Allah'ın da öfkesini kazanmış olarak çık ve
Allah'ın azabına koş!"
Bunun
üzerine, cesedden, en kötü bir cîfe kokusuyla çıkar. Melekler onu
arzın kapısına getirirler. Orada:
"Bu
koku ne de pis!" derler. Sonunda onu kâfir ruhların yanına
getirirler."
15-243
/ 5421 - Büreyde radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Mümin
alnının teriyle ölür."
İstanbul
26.03.2009
http://sufizmveinsan.com
|