15-145 /
5423 - Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'la birlikte demirci Ebu Seyf radıyallahu
anh'ın yanına girdik. O, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın oğlu
İbrahim'in süt babası idi. Aleyhissalâtu vesselam oğlunu aldı, öptü
ve kokladı. Daha sonra yanına tekrar girdik. İbrahim can
çekişiyordu. Bu manzara karşısında Aleyhissalâtu vesselâm'ın
gözlerinden yaş boşandı. Abdurrahman İbnu Avf radıyallahu anh:
"Sen de
mi (ağlıyorsun) ey Allah'ın Resûlü?" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm:
"Ey İbnu
Avf! Bu merha mettir!" buyurdu ve ağlamasına devam etti. Sonra şöyle
söyledi: "Gözümüz yaş döker, kalbimiz hüzün çeker, fakat Rabbimizi
razı etmeyecek söz sarfetmeyiz. Ey İbrahim! Senin ayrılmandan bizler
üzgünüz!"
15-248,249 / 5424- Abdullah İbnu Ubeydillah İbni Ebî
Müleyke anlatıyor:
"Hz. Osman İbnu Affân radıyallahu anh'ın Mekke'de bir
kızı vefat etti. Cenazesinde bulunmak üzere geldik. İbnu Ömer ve
İbnu Abbâs radıyallahu anhüm de cenazede hazır oldular. Ben ikisinin
arasında oturuyordum. Abdullah İbnu Ömer, tam karşısında bulunan Amr
İbnu Osman'a:
"Ağlamayı niye yasaklamıyorsun? Zira Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm):
"Ölü, ehlinin, kendisi üzerine ağlaması sebebiyle
azab görür" buyurmuştur!" dedi.
Bunun üzerine İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ:
“Hz. Ömer radıyallahu anh bunun bir kısmını
söylemişti" dedi ve sonra İbnu Abbas konuşmasına devam ederek
anlattı:
"Hz. Ömer'le Mekke'den çıktım. el-Beyda nam mevkie
geldiğimizde, semüre ağacının gölgesinde bir yolcu gördü. Bana:
"Git bak bakalım! Bu yolcu neyin nesi?" dedi. Gittim
baktım, meğer Süheyb imiş, gelip haber verdim.
"Onu bana çağır!" dedi. Tekrar Süheyb'e dönüp:
"Haydi yürü, emir'ül mü'minîne uğra!" dedim.Hz. Ömer
radıyallahu anh hançerlendiği zaman Hz. Süheyb radıyallahu anh,
ağlayarak girdi. Hem ağlıyor, hem de:
"Vay kardeşim, vay arkadaşım!" diyordu. Hz. Ömer:
"Ey Süheyb bana mı ağlıyorsun? Aleyhissalâtu
vesselâm:
"Ölü, ehlinin kendi üzerine ağlaması sebebiyle azab
görür" buyurdu!" dedi.
İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ der ki:
"Hz. Ömer radıyallahu anh öldüğü zaman bunu Hz. Aişe
radıyallahu anhâ'ya hatırlatmıştım. Şöyle dedi:
"Allah Ömer'e rahmet buyursun! Vallahi Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm):
"Allah, mü'mine, ehlinin üzerine ağlaması sebebiyle
azab verir" demedi. Lakin Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):
"Allah, kâfirin azabını, ehlinin üzerine ağlamasıyla
artırır" buyurdular."
Hz. Aişe sözlerine şöyle devam etti: "(Bu meselede)
size Kur'an yeter. Orada
"Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez." (Fâtır
18) buyrulmuştur."
Bu söz üzerine İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ:
"Gerçek şu ki, güldüren de, ağlatan da Allah'tır,
(gülmek ve ağlamak fıtrî bir şe'niyettir, kişinin bunda dahli
yoktur)" dedi.İbnu Müleyke der ki:
İbnu Ömer bu konuşmalar karşısında hiçbir şey
söylemedi (serdedilen delilleri ikna edici buldu)."
15-249 /
5425 - Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor:
"Kendisine, İbnu Ömer radıyallahu anhümâ'nın "sağ kimsenin üzerine
ağlamasıyla ölüye azab edileceğini söylemekte olduğu" haber
verilmişti.
Şu cevabı
verdi:
"Allah,
Ebu Abbirrahman'ı (İbnu Ömer'i) mağrifet buyursun. Aslında o, yalan
söylemiyor, ancak unutmuş veya yanılmış olmalı. Zira Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm), (ölmüş) bir Yahudi kadın cenazesine uğramıştı, yakınları
onun üzerine ağlıyorlardı.
"Bunlar
onun üzerine ağlıyorlar. Ona da bu yüzden kabrinde azab ediliyor!"
buyurdu."
15-250
/ 5426 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın âlinden
birisi vefat etmişti. Kadınlar, arkasından ağlamak üzere
toplandılar. Hz. Ömer radıyallahu anh onları bundan men etmek ve
geri çevirmek üzere kalktı. Aleyhissalâtu vesselâm müdahele edip:
"Ey Ömer! Bırak onları, çünkü göz ağlayıcıdır, kalp
ızdıraba maruzdur, (ızdırabın yaşandığı) zaman yakındır!"
buyurdular."
15-251 /
5427 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), ölmüş bulunan Osman İbnu
Maz'un'u, gözlerinden yaşlar dökerek öptü."
15-255 / 5432 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ)
anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Sa'd İbnu
Ubade'ye geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. (Yanına gelince) onu
baygın buldu ve:
"Ölmüş olmalı!" dedi. Yanındakiler:
"Hayır" deyince, Aleyhissalâtu vesselâm ağladılar.
Resulullah'ın ağladığını gören halk da ağladı.
"İşitmiyor musunuz, buyurdular. Allah Teala
hazretleri ne gözyaşı sebebiyle ne de kalbin hüznüyle azab vermez.
Ancak şunun sebebiyle azab verir! -ve dilini işaret ettiler- yahut
da merhamet eder."
15-256 /
5433 - İbnu Mesud (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"(Izdırab
ve matemi sebebiyle) yanaklarını yolan, üst başını yırt(ıp dövün)en,
cahiliye duasıyla dua eden bizden değildir."
15-257 / 5435 - Nu'man İbnu Beşir (radıyallahu anhümâ)
anlatıyor:
"Abdullah İbnu Ravaha (radıyallahu anh) bayılmıştı.
Kızkardeşi Amra ağlamaya başladı:
"Vay benim dağım, vay şuyum, vay buyum!" diye sayıp
dökerek yakınıyordu.
Abdullah ayıldığı zaman:
"Allah'a yemin olsun, o söylediklerini söylerken her
defasında bana:
"Sen böyle misin?" diye soruldu" dedi.
"Söylendiğine göre, Abdullah vefat ettiği zaman Amra
arkasından ağlamadı."
15-261 /
5439 - Ebu Saidi'l-Hudrî (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) mâtemci kadına da, onu dinleyene de lanet
etti."
İstanbul
01.04.2009
http://sufizmveinsan.com
|