Kütüb-i Sitte'den Alıntılar
179.Bölüm


15-145 / 5423 - Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor:

"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'la birlikte demirci Ebu Seyf radıyallahu anh'ın yanına girdik. O, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın oğlu İbrahim'in süt babası idi. Aleyhissalâtu vesselam oğlunu aldı, öptü ve kokladı. Daha sonra yanına tekrar girdik. İbrahim can çekişiyordu. Bu manzara karşısında Aleyhissalâtu vesselâm'ın gözlerinden yaş boşandı. Abdurrahman İbnu Avf radıyallahu anh:

"Sen de mi (ağlıyorsun) ey Allah'ın Resûlü?" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Ey İbnu Avf! Bu merha mettir!" buyurdu ve ağlamasına devam etti. Sonra şöyle söyledi: "Gözümüz yaş döker, kalbimiz hüzün çeker, fakat Rabbimizi razı etmeyecek söz sarfetmeyiz. Ey İbrahim! Senin ayrılmandan bizler üzgünüz!"

15-248,249 / 5424- Abdullah İbnu Ubeydillah İbni Ebî Müleyke anlatıyor:

"Hz. Osman İbnu Affân radıyallahu anh'ın Mekke'de bir kızı vefat etti. Cenazesinde bulunmak üzere geldik. İbnu Ömer ve İbnu Abbâs radıyallahu anhüm de cenazede hazır oldular. Ben ikisinin arasında oturuyordum. Abdullah İbnu Ömer, tam karşısında bulunan Amr İbnu Osman'a:

"Ağlamayı niye yasaklamıyorsun? Zira Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Ölü, ehlinin, kendisi üzerine ağlaması sebebiyle azab görür" buyurmuştur!" dedi.

Bunun üzerine İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ:

“Hz. Ömer radıyallahu anh bunun bir kısmını söylemişti" dedi ve sonra İbnu Abbas konuşmasına devam ederek anlattı:

"Hz. Ömer'le Mekke'den çıktım. el-Beyda nam mevkie geldiğimizde, semüre ağacının gölgesinde bir yolcu gördü. Bana:

"Git bak bakalım! Bu yolcu neyin nesi?" dedi. Gittim baktım, meğer Süheyb imiş, gelip haber verdim.

"Onu bana çağır!" dedi. Tekrar Süheyb'e dönüp:

"Haydi yürü, emir'ül mü'minîne uğra!" dedim.Hz. Ömer radıyallahu anh hançerlendiği zaman Hz. Süheyb radıyallahu anh, ağlayarak girdi. Hem ağlıyor, hem de:

"Vay kardeşim, vay arkadaşım!" diyordu. Hz. Ömer:

"Ey Süheyb bana mı ağlıyorsun? Aleyhissalâtu vesselâm:

"Ölü, ehlinin kendi üzerine ağlaması sebebiyle azab görür" buyurdu!" dedi.

İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ der ki:

"Hz. Ömer radıyallahu anh öldüğü zaman bunu Hz. Aişe radıyallahu anhâ'ya hatırlatmıştım. Şöyle dedi:

"Allah Ömer'e rahmet buyursun! Vallahi Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Allah, mü'mine, ehlinin üzerine ağlaması sebebiyle azab verir" demedi. Lakin Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):

"Allah, kâfirin azabını, ehlinin üzerine ağlamasıyla artırır" buyurdular."

Hz. Aişe sözlerine şöyle devam etti: "(Bu meselede) size Kur'an yeter. Orada

"Hiçbir günahkâr başkasının günahını yüklenmez." (Fâtır 18) buyrulmuştur."

Bu söz üzerine İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ:

"Gerçek şu ki, güldüren de, ağlatan da Allah'tır, (gülmek ve ağlamak fıtrî bir şe'niyettir, kişinin bunda dahli yoktur)" dedi.İbnu Müleyke der ki:

İbnu Ömer bu konuşmalar karşısında hiçbir şey söylemedi (serdedilen delilleri ikna edici buldu)."

15-249 / 5425 - Hz. Aişe radıyallahu anhâ anlatıyor:

"Kendisine, İbnu Ömer radıyallahu anhümâ'nın "sağ kimsenin üzerine ağlamasıyla ölüye azab edileceğini söylemekte olduğu" haber verilmişti.

Şu cevabı verdi:

"Allah, Ebu Abbirrahman'ı (İbnu Ömer'i) mağrifet buyursun. Aslında o, yalan söylemiyor, ancak unutmuş veya yanılmış olmalı. Zira Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm), (ölmüş) bir Yahudi kadın cenazesine uğramıştı, yakınları onun üzerine ağlıyorlardı.

"Bunlar onun üzerine ağlıyorlar. Ona da bu yüzden kabrinde azab ediliyor!" buyurdu."

15-250 / 5426 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:

"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın âlinden birisi vefat etmişti. Kadınlar, arkasından ağlamak üzere toplandılar. Hz. Ömer radıyallahu anh onları bundan men etmek ve geri çevirmek üzere kalktı. Aleyhissalâtu vesselâm müdahele edip:

"Ey Ömer! Bırak onları, çünkü göz ağlayıcıdır, kalp ızdıraba maruzdur, (ızdırabın yaşandığı) zaman yakındır!" buyurdular."

15-251 / 5427 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), ölmüş bulunan Osman İbnu Maz'un'u, gözlerinden yaşlar dökerek öptü."

15-255 / 5432 - İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Sa'd İbnu Ubade'ye geçmiş olsun ziyaretinde bulundu. (Yanına gelince) onu baygın buldu ve:

"Ölmüş olmalı!" dedi. Yanındakiler:

"Hayır" deyince, Aleyhissalâtu vesselâm ağladılar. Resulullah'ın ağladığını gören halk da ağladı.

"İşitmiyor musunuz, buyurdular. Allah Teala hazretleri ne gözyaşı sebebiyle ne de kalbin hüznüyle azab vermez. Ancak şunun sebebiyle azab verir! -ve dilini işaret ettiler- yahut da merhamet eder."

15-256 / 5433 - İbnu Mesud (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"(Izdırab ve matemi sebebiyle) yanaklarını yolan, üst başını yırt(ıp dövün)en, cahiliye duasıyla dua eden bizden değildir."

15-257 / 5435 - Nu'man İbnu Beşir (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:

"Abdullah İbnu Ravaha (radıyallahu anh) bayılmıştı. Kızkardeşi Amra ağlamaya başladı:

"Vay benim dağım, vay şuyum, vay buyum!" diye sayıp dökerek yakınıyordu.

Abdullah ayıldığı zaman:

"Allah'a yemin olsun, o söylediklerini söylerken her defasında bana:

"Sen böyle misin?" diye soruldu" dedi.

"Söylendiğine göre, Abdullah vefat ettiği zaman Amra arkasından ağlamadı."

15-261 / 5439 - Ebu Saidi'l-Hudrî (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) mâtemci kadına da, onu dinleyene de lanet etti."   

İstanbul 01.04.2009 
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail