Kütüb-i Sitte'den Alıntılar
182.Bölüm


15-309,310 / 5500 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Kul kabrine konulup, yakınları da ondan ayrılınca -ki o, geri dönenlerin ayak seslerini işitir- kendisine iki melek gelir. Onu oturtup:

"Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm) denen kimse hakkında ne diyordun?" diye sorarlar. Mü'min kimse bu soruya:

"Şehadet ederim ki, O, Allah'ın kulu ve elçisidir!" diye cevap verir. Ona:

"Cehennemdeki yerine bak! Allah orayı cennette bir mekâna tebdil etti" denilir. (Adam bakar) her ikisini de görür. Allah da ona, kabrinden cennete bakan bir pencere açar.

Eğer ölen kâfir ve münafık ise (meleklerin sorusuna):

"(Sorduğunuz zatı) bilmiyorum. Ben de herkesin söylediğini söylüyordum!" diye cevap verir. Kendisine:

"Anlamadın ve uymadın!" denilir. Sonra kulaklarının arasına demirden bir sopa ile vurulur. (Sopanın acısıyla) öyle bir çığlık atar ki, onu (insan ve cinlerden ibaret olan) iki ağırlık dışında ona yakın olan bütün (kulak sahileri) işitir."

 

15-311,312 / 5501 - Yine Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Ölüyü, (mezara kadar) üç şey takip eder: Ailesi, malı ve ameli.

Bunlardan ikisi geri döner, biri baki kalır: Ailesi ve malı geri döner, ameli kendisiyle baki kalır."

 

15-312 / 5502 - Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Ölüp de pişman olmayan yoktur, mutlaka herkes nedamet duyar:

İyi yolda olan hayrını daha çok artırmadığı için pişman olur, nedamet duyar. Kötü yolda olan da nefsini kötülükten çekip  almadığına pişman olur, nedamet duyar."

 

15-312 / 5503 - Yine Ebu Hureyre  anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Bir insan ölünce üç kişi hariç herkesin ameli kesilir:

Sadaka-i cariye (bırakan), veya istifade edilen bir ilim (bırakan) veya kendine dua edecek salih evlat (bırakan)."

 

15-318 / 5505 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Ümmetimin ücreti bana arzedilip gösterildi. Öyle ki mescidden çıkarılıp atılan bir çerçöpün sevabını bile gördüm.

Ümmetimin günahı da bana arzedil(ip gösteril)di. Kişiye Kur'an'dan kendine gelen sure veya ayeti unutmasından daha büyük bir günah görmedim."

 

15-322 / 5507 - Abdullah İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:

"Mescid, Resulullah Aleyhissalâtu vesselâm zamanında kerpiçten  yapılmıştı. Tavanı hurma dallarıyla örtülmüştü. Direklerini hurma kütükleri teşkil ediyordu. Hz. Ebu Bekr (radıyallahu anh) buna (gerek tezyin ve gerekse tevsi yönüyle) hiçbir ilave getirmedi. Hz. Ömer (radıyallahu anh), (enini boyunu) artırarak mescidi, Resulullah devrindeki tarz üzere [kerpiç ve hurma dallarıyla] yeniden inşa etti. Onu esaslı şekilde Hz. Osman (radıyallahu anh) (hem tezyin hem tevsi yönleriyle) değiştirdi ve pek çok ilavelerde bulundu.  Duvarlarını  nakışlı taşlarla ve kireçle inşa etti. Direklerini de nakışlanmış taşlardan yaptı. Tavanını da (pek kıymetli olan) sac ağacından yaptı."

 

15-324 / 5510 - Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"(Mesciddeki) çakıllar, kendilerini dışarı çıkaran kimsenin tekrar mescide koyması için Allah'a talebde bulunur."

 

15-330.Sayfa : Rasûlullah Efendimiz buyurdular ki :

"Kadınlarınızı mescide gitmekten men etmeyin. Ancak evleri onlar için daha hayırlıdır." 

 

15-332 / 5518 - Amr İbnu Şuayb an ebihi an ceddihi (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) mescidde alışveriş yapmayı, yitik ilan edilmesini, şiir okunmasını, yasakladı. Keza cuma günü namazdan önce (ilim,  vaaz) halkası teşkil edilmesini de yasakladı."

 

15-332 / 5519 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Bu evlerin yönünü mescidden çevirin. Zira ben, mescidi ne hayızlı kadına ne de cünüb kimseye helal kılmıyorum!"

AÇIKLAMA:

Mescid-i Nebevi'nin civarındaki bazı evlerin giriş kapısı doğrudan mescide açılıyordu. Buradan geçip mescide girebiliyorlardı. Temiz olunmayan durumlarda da  mescidden geçme olabiliyordu. Bu sebeple, Aleyhissalâtu vesselâm, evlerin mescide  bakan duvarlarındaki kapıların iptal edilerek başka taraflarından açılmasını emretmiştir.

  İstanbul 24.04.2009 
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail