Kütüb-i Sitte'den Alıntılar
188.Bölüm


15-418,419 / 5573 - Adiyy  İbnu Hâtim (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Ben Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın yanında iken bir adam geldi ve fakirlikten şikayet etti. Derken biri daha gelip, o da yol  kesilmesinden şikayet etti.

Aleyhissalâtu vesselâm:

"Ey Adiyy dedi,  sen Hire şehrini gördün mü?"

"Hayır görmedim, ancak işittim!" dedim. Bunun üzerine:

"Eğer ömrün biraz uzarsa, devesine binen bir kadının Hire'den (tek başına) kalkıp Ka'be'yi tavaf edeceğini mutlaka göreceksin. O bu seyahatini yaparken Allah'tan başka  hiçbir şeyden korkmayacak!"

Adiyy der ki:

"İçimden, kendi kendime, "memlekete dehşet saçan Tayy eşkiyaları nereye gidecek?" dedim.  Resulullah sözlerine devam etti:

"Eğer ömrün olursa Kisra'nın hazinelerinin de fethedildiğini göreceksin!

"Kisra İbnu Hürmüz mü?" diye araya girdim.

"Evet İbnu Hürmüz olan Kisra!" buyurdu ve devam etti:

"Eğer hayatın uzarsa mutlaka göreceksin: Kişi eli altın veya gümüş parayla dolu olduğu halde bunu tasadduk etmek üzere  fakir arayacak fakat kendinden onu kabul edecek bir tek adam  bulamayacak. Her biriniz, mutlaka bir gün gelecek aranızda herhangi bir perde, bir tercüman olmaksızın Allah'la karşılaşacaksınız. O zaman Allah Teala hazretleri:

"Sana tebliğ getiren bir peygamber göndermedim mi?" diye soracak. Muhatabı:

"Evet gönderdin!" diyecek. Rabb Teala:

"Ben sana mal vermedim mi, ikram etmedim mi?" diye soracak, kul:

"Evet! Ey Rabbim verdin" deyip sağına bakacak, cehennemden  başka bir şey görmeyecek, soluna bakacak cehennemden başka bir şey görmeyecek."

Adiyy der ki:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle söylediğini işittim:

"Bir  hurmanın yarısı da olsa onu sadaka olarak vererek ateşten korunun! Kim yarım hurma bulamazsa güzel bir sözle korunsun!"

Yine Adiyy (radıyallahu anh) dedi ki:

"Ben Hire'den kalkıp, Beytullah'ı tavaf eden  ve Allah'tan başka kimseden  korkmayan yaşlı kadını gördüm.

Kisra İbnu Hürmüz'ün  hazinelerini fethedenler arasında ben bizzat bulundum.

Eğer sizlerin ömrü uzun olursa mutlaka, Ebu'l-Kasım (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şu söylediğini de göreceksiniz:

"Kişi, eli altın veya gümüşle dolu olarak çıkacak, onu kendinden (sadaka olarak) kabul edecek  adam bulamayacak."

 

15-422 / 5575 - Hz. Sevban (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Allah Teala hazretleri yeryüzünü benim için dürüp topladı, ben de doğusunu da batısını da gördüm. Ümmetimin mülkü, bana gösterilen yerlere kadar uzanacaktır. Bana iki hazine verildi: Kırmızı ve beyaz hazineler. Ben Rabbimden, ümmetimi umumi bir kıtlıkla helak etmemesini, ümmetime kendi nefislerinden başka bir düşman musallat edip çoğunluğu helak etmelerine meydan vermemesini talep ettim.

Rabbim Teala hazretleri bu isteklerime şöyle cevap verdiler:

"Ey Muhammed! Bir hüküm verdim mi artık o geri alınmaz. Ben senin ümmetine "Onları umumi bir kıtlıkla helak etmeyeceğim, kendileri dışında, çoğunu helak edecek bir düşman da musallat etmeyeceğim, hatta yeryüzünün her tarafında bulunanlar, onlar  aleyhinde toplansalar da. Ama kendi aralarında birbirlerini helak edecekler."

 

15-424,425 .Sayfalar : Rasûlullah Efendimiz buyurdular ki :

"Kıyamet günü azabın en şiddetlisine dûçar olacak kimseler Allah'ın yarattıklarını taklit edenlerdir.

 

15-427 / 5577 - Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Muhakkak ki, Allah bu ümmet için, her yüz senenin başında, kendisine dini tecdid edecek kimse(ler) gönderecektir." 

 

15-428 / 5579 - Yine Huzeyfe (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), kıyamete kadar gelecek her şeyi bana haber verdi. Onlardan her ne varsa Aleyhissalâtu vesselâm'a sordum. Sadece "Medine halkını Medine'den kim çıkaracak?" bunu sormadım."

 

15-432 / 5582 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın hanımlarından bazıları:

"Ey Allah'ın Resulü! Hangimiz sana daha çabuk kavuşacak?" diye sordular.

O ‘da:

"Kolu en uzun olanınız!" diye cevap verdi.

Onlar da bir karış alıp kollarını ölçtüler. En uzun kollusu Sevde idi.

Bilahare anladık ki, kolunun uzunluğu(ndan murad) sadaka imiş. Zaten o sadaka vermeyi severdi. İlk önce o, Aleyhissalâtu vesselâm'a kavuşmuştu."

 

15-440 / 5586 - Hz. Ali (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'la Mekke'de  idim. Beraberce bir tarafına gitmiştik. O'nun karşısına çıkan her ağaç, her dağ O'na selam  veriyor ve:

"Allah'ın selamı üzerine olsun ey Allah'ın Resulü!" diyordu."

 

15-440 / 5587 - Cabir İbnu Semüre (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Mekke'de bir  taş var, peygamberlik geldiği zaman günler boyu bana selam verdi, şu anda o taşı biliyorum."

 

15-441 / 5588 - İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:

"Bir bedevi gelerek Aleyhissalâtu vesselâm'a:

Senin Allah elçisi olduğunu ne ile bileyim?" dedi. Aleyhissalâtu vesselâm:

"Hurma ağacından şu salkımı çağırmamla. O benim Allah'ın elçisi olduğuma şehadet eder!"  dedi ve onu çağırdı.

Salkım, ağaçtan inmeye başladı. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın yanına düştü ve: "Selam senin üzerine olsun ey Allah'ın Rsulü!" dedi. Sonra Aleyhissalâtu vesselâm ona:

"Haydi yerine dön!" emrettiler.

Salkım, yerine döndü ve eski yerine kaynadı. Bedevi (bu manzara karşısında) Müslüman oldu."

   İstanbul 23.06.2009 
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail