Kütüb-i Sitte'den Alıntılar
192.Bölüm


15-496,497 / 5615 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Zeyneb'in iddeti tamamlanınca, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), Zeyd (radıyallahu anh)' e: "Git onu bana (kendinden) iste!" dedi.

Zeyd gitti, Zeyneb'e geldiği zaman hamurunu yoğuruyordu. Zeyd der ki:

"Onu gördüğüm zaman içimde bir zorluk hissettim, ona bakamaz hale geldim. Sırtımı ona çevirerek, geri geri  yaklaştım  ve:

"Ey Zeyneb! Beni Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) gönderdi. Seni istiyor" dedim. Zeyneb: "(Ben (istihare yoluyla)  Rabbimle istişare etmeden bir şey yapacak durumda değilim!"  dedi ve kalkıp mescidine gitti.

Derken Resulullah'a vahiy geldi. Aleyhissalâtu vesselâm kalkıp izin almadan Zeyneb'in evine girdi. Zeyd der ki:

“Gündüzün ilerlemesiyle Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın bize ekmek ve et yedirdiğini gördük.Yemekten sonra halk çıkmış, bazı kimseler  evde kalmış sohbet  ediyordu. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) da çıktı, peşinden ben de çıktım. Hanımlarının hücrelerine  birer birer uğrayıp selam vermeye başladı. Onlar:

"Ey Allah'ın Resulü (yeni) hanımını nasıl buldun?"  diyorlardı.

Hz. Enes (radıyallahu anh)  der ki:

"Bilemiyorum, "halk çıktı!" diye ben mi haber verdim, başkası mı haber verdi. Aleyhissalâtu vesselâm gelip evine girdi. Ben de beraber girmek istedim. Benimle kendi arasına perde çekti.  Örtünme ayeti nazil oldu. Halk, kendilerine verilen öğütten derslerini aldı:

"Ey iman  edenler! Yemek için davet olunmadan Peygamber'in evine girip de orada yemek vaktini beklemeyin. Davet edildiğinizde ise girin, fakat yemeğinizi yedikten sonra sohbete dalmadan dağılın. Bu hareketiniz Peygamer'e eziyet verir. O da size bunu açıklamaktan sıkılır. Allah  ise hakkı açıklamaktan çekinmez" (Ahzab 53).

15-500 / 5617 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Hayber'e geldi. Allah kaleyi fethetmeyi müyesser kılınca, kenisine Safiyye Bintu Huyey İbni Ahtab'ın güzelliğinden bahsedildi.  Safiyye'nin kocası savaş sırasında öldürülmüştü. Kadın daha yeni evlenmişti. Aleyhissalâtu vesselâm, ganimetten pay olarak kendisine onu seçti. Oradan Safiyye ile birlikte çıktılar. Revha nam mevkiye geldiler. Aleyhissalâtu vesselâm orada gerdek yaptı. Sonra küçük bir yaygı içerisinde  has (denen hurma, yağ ve keş'ten mamul bir yemek) hazırladı. Sonra bana:

"Etrafındakileri çağır!" buyurdu.

Bu, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın Safiyye için verdiği düğün yemeği idi. Sonra oradan Medine'ye hareket ettik. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Safiyye için, bineğinin terkisine  bir örtü seriyordu. Sonra devesinin yanıda çömelip dizini dayadı. Safiyye (radıyallahu anhâ), dizine basarak deveye bindi."

15-502,503 / 5618 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor:

"Beni'l-Mustalik'ten Cüveyriye Bintu'l-Haris, Sabit İbnu Kays İbni Şemmas (radıyallahu anh)'ın hissesine düşmüştü [esaretten kurtulmak için mukatebe anlaşması yaptı]. O, çok güzel bir kadındı, gözde onun için bir hisse vardı (gören göz haz duyardı).

Mukatebe  bedelini ödemede yardım talep etmek üzere Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a geldi.

Hz. Aişe devamla der ki:

"Cüveyriye kapıda durduğu vakit onu görünce durumu hoşuma gitmedi (Resulullah'ın onu beğenip evlenmeye kalkacağından korktum). Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın da benim onda gördüğüm (güzelliği) göreceğini derhal anladım.

"Ey Allah'ın Resulü dedi. Ben Haris'in kızı Cüveyriye'yim. Durumum size meçhul  değil.  Ben Sabit İbnu Kays'ın  hissesine düştüm. Fakat hürriyetime kavuşmak için onunla mukatebe yaptım. Size, mukatebe (bedelini ödemem)de yardım istemek üzere geldim.

Resulullah:

"Sana ondan daha  hayırlısını söylesem ne dersin?" buyurdular.

Cüveyriye:

"O nedir?" dedi.

"Senin yerine mukatebe ücretini ödeyeyim ve  seni zevce olarak alayım?" buyurdular. Cüveyriye de:

"Kabul ediyorum!" dedi.

[Bunun üzerine, Sabit İbnu Kays'a adam göndererek Cüveyriye'yi ondan talep etti. Sabit:

"O senindir, Ey Allah'ın Resulü! Annem babam sana feda olsun!"  dedi.

Aleyhissalâtu vesselâm  mukatebe ücretini hemen ödedi. Cüveyriye'yi azad edip evlendi. Halk, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın Cüveyriye ile evlendiğini işitince ellerindeki esirleri salıp azad ettiler ve:

"Bunlar Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın artık  akrabalarıdır (esir olarak tutulamazlar)!" dediler.

Hz. Aişe  devamla der ki:

"Kavmine ondan daha hayırlı bir kadın görmedik; onun sebebiyle Benî  Mustalik'ten yüz aile halkı azad olundu."

15-506 / 5621 - Sabit rahimehullah anlatıyor:

"Ben Hz. Enes (radıyallahu anh)'in yanında idim. Onun yanında bir kızı vardı. Enes dedi ki: "Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a bir kadın gelerek nefsini ona arzetti ve:

"Ey Allah'ın Resulü! Senin bana ihtiyacın var mı?" dedi.

Bunun üzerine Enes'in kızı:

"Bu kadının hayası ne kadar az! Ne ayıp, ne ayıp!" dedi. Enes:

"Hayır, o senden daha hayırlı! Resulullah'a rağbet ve arzu duydu ve nefsini ona arzetti" buyurdu."

   İstanbul 22.07.2009 
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail