15-496,497 /
5615 - Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Zeyneb'in
iddeti tamamlanınca, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm), Zeyd (radıyallahu
anh)' e: "Git onu bana (kendinden) iste!" dedi.
Zeyd gitti, Zeyneb'e geldiği zaman hamurunu yoğuruyordu. Zeyd der
ki:
"Onu gördüğüm
zaman içimde bir zorluk hissettim, ona bakamaz hale geldim. Sırtımı
ona çevirerek, geri geri yaklaştım ve:
"Ey Zeyneb! Beni
Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) gönderdi. Seni istiyor" dedim.
Zeyneb: "(Ben (istihare yoluyla) Rabbimle istişare etmeden bir şey
yapacak durumda değilim!" dedi ve kalkıp mescidine gitti.
Derken
Resulullah'a vahiy geldi. Aleyhissalâtu vesselâm kalkıp izin almadan
Zeyneb'in evine girdi. Zeyd der ki:
“Gündüzün
ilerlemesiyle Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın bize ekmek ve
et yedirdiğini gördük.Yemekten sonra halk çıkmış, bazı kimseler
evde kalmış sohbet ediyordu. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) da
çıktı, peşinden ben de çıktım. Hanımlarının hücrelerine birer birer
uğrayıp selam vermeye başladı. Onlar:
"Ey Allah'ın
Resulü (yeni) hanımını nasıl buldun?" diyorlardı.
Hz. Enes (radıyallahu
anh) der ki:
"Bilemiyorum,
"halk çıktı!" diye ben mi haber verdim, başkası mı haber verdi.
Aleyhissalâtu vesselâm gelip evine girdi. Ben de beraber girmek
istedim. Benimle kendi arasına perde çekti. Örtünme ayeti nazil
oldu. Halk, kendilerine verilen öğütten derslerini aldı:
"Ey iman
edenler! Yemek için davet olunmadan Peygamber'in evine girip de
orada yemek vaktini beklemeyin. Davet edildiğinizde ise girin, fakat
yemeğinizi yedikten sonra sohbete dalmadan dağılın. Bu hareketiniz
Peygamer'e eziyet verir. O da size bunu açıklamaktan sıkılır. Allah
ise hakkı açıklamaktan çekinmez" (Ahzab 53).
15-500 / 5617 -
Hz. Enes (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) Hayber'e geldi. Allah kaleyi fethetmeyi müyesser kılınca,
kenisine Safiyye Bintu Huyey İbni Ahtab'ın güzelliğinden
bahsedildi. Safiyye'nin kocası savaş sırasında öldürülmüştü. Kadın
daha yeni evlenmişti. Aleyhissalâtu vesselâm, ganimetten pay olarak
kendisine onu seçti. Oradan Safiyye ile birlikte çıktılar. Revha nam
mevkiye geldiler. Aleyhissalâtu vesselâm orada gerdek yaptı. Sonra
küçük bir yaygı içerisinde has (denen hurma, yağ ve keş'ten mamul
bir yemek) hazırladı. Sonra bana:
"Etrafındakileri
çağır!" buyurdu.
Bu, Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm)'ın Safiyye için verdiği düğün yemeği idi. Sonra oradan
Medine'ye hareket ettik. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Safiyye
için, bineğinin terkisine bir örtü seriyordu. Sonra devesinin
yanıda çömelip dizini dayadı. Safiyye (radıyallahu anhâ), dizine
basarak deveye bindi."
15-502,503 /
5618 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor:
"Beni'l-Mustalik'ten
Cüveyriye Bintu'l-Haris, Sabit İbnu Kays İbni Şemmas (radıyallahu
anh)'ın hissesine düşmüştü [esaretten kurtulmak için mukatebe
anlaşması yaptı]. O, çok güzel bir kadındı, gözde onun için bir
hisse vardı (gören göz haz duyardı).
Mukatebe bedelini ödemede yardım talep etmek üzere Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm)'a geldi.
Hz. Aişe devamla
der ki:
"Cüveyriye
kapıda durduğu vakit onu görünce durumu hoşuma gitmedi
(Resulullah'ın onu beğenip evlenmeye kalkacağından korktum). Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın da benim onda gördüğüm
(güzelliği) göreceğini derhal anladım.
"Ey Allah'ın
Resulü dedi. Ben Haris'in kızı Cüveyriye'yim. Durumum size meçhul
değil. Ben Sabit İbnu Kays'ın hissesine düştüm. Fakat hürriyetime
kavuşmak için onunla mukatebe yaptım. Size, mukatebe (bedelini
ödemem)de yardım istemek üzere geldim.
Resulullah:
"Sana ondan
daha hayırlısını söylesem ne dersin?" buyurdular.
Cüveyriye:
"O nedir?" dedi.
"Senin yerine
mukatebe ücretini ödeyeyim ve seni zevce olarak alayım?"
buyurdular. Cüveyriye de:
"Kabul
ediyorum!" dedi.
[Bunun üzerine,
Sabit İbnu Kays'a adam göndererek Cüveyriye'yi ondan talep etti.
Sabit:
"O senindir, Ey
Allah'ın Resulü! Annem babam sana feda olsun!" dedi.
Aleyhissalâtu vesselâm mukatebe ücretini hemen ödedi. Cüveyriye'yi
azad edip evlendi. Halk, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın
Cüveyriye ile evlendiğini işitince ellerindeki esirleri salıp azad
ettiler ve:
"Bunlar
Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın artık akrabalarıdır (esir
olarak tutulamazlar)!" dediler.
Hz. Aişe
devamla der ki:
"Kavmine ondan
daha hayırlı bir kadın görmedik; onun sebebiyle Benî Mustalik'ten
yüz aile halkı azad olundu."
15-506 / 5621 -
Sabit rahimehullah anlatıyor:
"Ben Hz. Enes (radıyallahu
anh)'in yanında idim. Onun yanında bir kızı vardı. Enes dedi ki: "Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'a bir kadın gelerek nefsini ona arzetti ve:
"Ey Allah'ın
Resulü! Senin bana ihtiyacın var mı?" dedi.
Bunun üzerine
Enes'in kızı:
"Bu kadının
hayası ne kadar az! Ne ayıp, ne ayıp!" dedi. Enes:
"Hayır, o senden
daha hayırlı! Resulullah'a rağbet ve arzu duydu ve nefsini ona
arzetti" buyurdu."
İstanbul
22.07.2009
http://sufizmveinsan.com
|