15-507,508 / 5622 -
Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Hz. Ebu Bekr (radıyallahu
anh) gelip (Hz. Peygamber'in huzuruna girmek için) izin istedi.
Kapıda oturmuş bekleyen insanlar vardı. Onlara izin verilmemişti.
Hz. Ebu Bekr'e izin verildi, o da girdi. Girince, Aleyhissalâtu
vesselâm'ı etrafında zevceleri toplamış olduğu halde sessiz
oturuyor buldu. Derken Hz. Ömer de izin istedi, ona da aynı halde
iken izin verdi. Hz. Ebu Bekr: "Ben Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm)'ı güldürecek bir şey söyleyeceğim!"dedi ve sordu:
"Ey Allah'ın Resulü!
Hârice'nin kızı benden nafaka istese ben de kalkıp boğazını tutsam
ne dersiniz?" dedi. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) güldü ve:
"Şu etrafında
gördüklerinin hepsi benden nafaka istiyorlar!" dedi.
Ömer, hemen kalkıp
boğazını tutmak üzere Hafsa'ya yöneldi. Hz. Ebu Bekr de kalkıp
boğazını tutmak üzere Aişe'ye yöneldi. Her ikisi de:
"Demek siz
Resulullah'tan onda olmayan şeyi istiyorsunuz ha!" diyordu. Onlar:
"Allah'a yemin olsun!
Biz ondan asla olmayan şeyi istemiyoruz!" dediler.
Sonra Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) onlardan bir ay ayrı durdu. Arkadan şu ayet nazil oldu.
(Mealen):
"Ey Peygamber!
Hanımlarına de ki:
"Eğer dünya hayatını
ve zevkini istiyorsanız, gelin boşanma bedelini verip sizi
güzellikle serbest bırakayım. Eğer Allah'ı, Resulü'nü ve ahiret
yurdunu istiyorsanız, şüphesiz ki, sizden iyilik yapan ve iyi
kullukta bulunanlar için Allah pek büyük bir mükafaat hazırlamıştır"
(Ahzab 28-29).
Hz. Cabir devamla der
ki:
"Bunun üzerine
Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Hz. Aişe (radıyallahu anhâ)'den
başlayarak şöyle dedi:
"Ben sana bir husus
arzedeceğim. Cevap vermede acele etmemeni dilerim, ebeveyninle de
istişare ettikten sonra cevap ver."
"O husus nedir ey
Allah'ın Resulü?" diye Aişe sorunca, Aleyhissalâtu vesselâm ayeti
tilavet buyurdu.
Bunun üzerine Hz.
Aişe hemen:
"Yani sizi tercih
meselesinde mi ailemle istişare edeceğim? Asla! Ben Allah'ı ve
Resulü'nü ve ahiret yurdunu tercih ediyorum. Senden ricam,
kadınlarından hiçbirine benim şu söylediğimi haber vermemendir!"
dedi.
Aleyhissalâtu
vesselâm:
"Onlardan biri
sormaya görsün, ben hemen cevap veririm. Zira Allah beni
zorlaştırıcı ve şaşırtıcı olarak değil, öğretici ve kolaylaştırıcı
olarak gönderdi!" buyurdular."
15-510 / 5623 - Ma'kıl
İbnu Yesar (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'a bir adam gelerek:
"Ben (evlenmek üzere)
asaletli ve güzel bir kadın buldum. Ancak kısırdır, çocuk
doğurmuyor. Onunla evleneyim mi?" diye sordu.
Aleyhissalâtu vesselâm:
"Hayır evlenme!"
buyurdular.
Sonra adam ikinci sefer
geldi, yine aynı cevabı aldı. Adam üçüncü sefer de gelince:
"(Ey insanlar!) vedud
(çok seven) ve velud (çok doğuran) olanla evlenin. Zira ben
(kıyamet günü) diğer ümmetlere karşı çokluğunuzla övüneceğim"
buyurdular."
15-515 / 5626 - Hz.
Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kadın dört hasleti
için nikahlanır:
Malı için, haseb ve
nesebi için, güzelliği için, dini için. Sen dindarı seç de huzur
bul."
15-518 / 5628 - Yine Hz.
Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki:
"Şurası muhakkak ki
kadın, şeytan suretinde gelir, şeytan suretinde gider.
Biriniz bir kadında
hoşuna giden bir husus görürse, hemen hanımına gelsin; zira bu,
nefsinde uyananı giderir."
15-528 / 5638 -
Muhammed İbnu Hatıb el-Cumahi anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki:
"[Nikah'da] haramla
helali ayıran fark, def ve sestir."
15-532 / 5644 - İbnu
Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki:
"Sizden kim hanımına
temas etmek isteyince:
"Allah'ın adıyla!
Allahım, bizi şeytandan uzak tut ve şeytanı da bize vereceğin
nasipten uzak tut!" dese, sonra da Allah bu temastan onlara bir
evlad nasip etse, şeytan ona ebediyen zarar vermez."
İstanbul
30.07.2009
http://sufizmveinsan.com
|