Kütüb-i Sitte'den Alıntılar
193.Bölüm


15-507,508 / 5622 - Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Hz. Ebu Bekr (radıyallahu anh) gelip (Hz. Peygamber'in huzuruna girmek için) izin istedi. Kapıda oturmuş bekleyen insanlar vardı. Onlara izin verilmemişti. Hz. Ebu Bekr'e izin verildi, o da girdi. Girince, Aleyhissalâtu vesselâm'ı etrafında zevceleri toplamış olduğu halde sessiz oturuyor  buldu. Derken Hz. Ömer de izin istedi, ona da aynı halde iken izin verdi. Hz. Ebu Bekr: "Ben Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı güldürecek bir şey söyleyeceğim!"dedi ve sordu:

"Ey Allah'ın Resulü! Hârice'nin kızı benden nafaka istese ben de kalkıp boğazını tutsam ne dersiniz?" dedi. Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) güldü ve:

"Şu etrafında gördüklerinin hepsi benden nafaka istiyorlar!"  dedi.

Ömer, hemen kalkıp boğazını tutmak üzere Hafsa'ya yöneldi. Hz. Ebu Bekr de kalkıp boğazını tutmak üzere Aişe'ye yöneldi. Her ikisi de:

"Demek siz Resulullah'tan onda olmayan şeyi istiyorsunuz ha!"  diyordu. Onlar:

"Allah'a yemin olsun! Biz  ondan asla olmayan şeyi istemiyoruz!" dediler.

Sonra Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) onlardan bir ay ayrı durdu. Arkadan şu ayet nazil oldu. (Mealen):

"Ey Peygamber! Hanımlarına de ki:

"Eğer dünya hayatını ve zevkini istiyorsanız, gelin boşanma bedelini verip  sizi güzellikle serbest bırakayım. Eğer Allah'ı, Resulü'nü ve ahiret yurdunu istiyorsanız, şüphesiz ki, sizden iyilik yapan ve iyi kullukta bulunanlar için Allah pek büyük bir mükafaat hazırlamıştır" (Ahzab 28-29).

Hz. Cabir devamla der ki:

"Bunun üzerine Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) Hz. Aişe (radıyallahu anhâ)'den  başlayarak şöyle dedi:

"Ben sana bir husus  arzedeceğim. Cevap vermede acele etmemeni dilerim, ebeveyninle de istişare ettikten sonra cevap ver."

"O husus nedir ey Allah'ın Resulü?" diye Aişe sorunca, Aleyhissalâtu vesselâm ayeti tilavet buyurdu.

Bunun üzerine Hz. Aişe hemen:

"Yani  sizi tercih  meselesinde mi  ailemle istişare edeceğim? Asla! Ben Allah'ı ve Resulü'nü ve ahiret yurdunu tercih ediyorum. Senden ricam, kadınlarından hiçbirine benim şu söylediğimi haber vermemendir!" dedi.

Aleyhissalâtu vesselâm:

"Onlardan biri sormaya görsün, ben hemen cevap veririm. Zira Allah beni zorlaştırıcı ve şaşırtıcı olarak değil, öğretici ve kolaylaştırıcı olarak gönderdi!" buyurdular."

 

15-510 / 5623 - Ma'kıl İbnu Yesar (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a bir adam gelerek:

"Ben (evlenmek üzere) asaletli ve güzel bir kadın buldum. Ancak kısırdır, çocuk doğurmuyor. Onunla evleneyim mi?" diye  sordu.

Aleyhissalâtu vesselâm:

"Hayır evlenme!" buyurdular.

Sonra adam ikinci sefer geldi, yine aynı cevabı aldı. Adam üçüncü sefer de gelince:

"(Ey insanlar!) vedud (çok seven) ve velud (çok doğuran)  olanla evlenin. Zira ben (kıyamet günü) diğer ümmetlere karşı çokluğunuzla övüneceğim" buyurdular."

 

15-515 / 5626 - Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Kadın dört hasleti için nikahlanır:

Malı için, haseb ve nesebi için, güzelliği için, dini için. Sen dindarı seç de huzur bul."

 

15-518 / 5628 - Yine Hz. Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor:

"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Şurası muhakkak ki kadın, şeytan suretinde gelir, şeytan suretinde gider.

Biriniz bir kadında hoşuna giden bir husus görürse, hemen hanımına gelsin; zira bu, nefsinde uyananı giderir."

 

15-528 / 5638 - Muhammed İbnu Hatıb el-Cumahi anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"[Nikah'da] haramla helali ayıran fark, def ve sestir."

 

15-532 / 5644 - İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:

"Sizden kim hanımına temas etmek isteyince:

"Allah'ın adıyla! Allahım, bizi şeytandan uzak tut ve şeytanı da bize vereceğin nasipten uzak tut!" dese, sonra da Allah bu temastan onlara bir evlad nasip etse, şeytan ona ebediyen zarar vermez."

   İstanbul 30.07.2009 
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail