16-299 / 5825 - Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Süleyman aleyhisselam (bir gün):
"Bugün, kesinlikle doksan kadınıma uğrayacağım. Hepsi de Allah yolunca cihad edecek bir yiğit doğuracak!" dedi.
Arkadaşı (veya melek) ona:
"İnşaallah de bari!" uyarısında bulundu. Ama Hz. Süleyman inşaallah demedi.Söylediği gibi, o gün, bütün hanımlarına uğradı. Kadınlardan sadece biri hamile kaldı. O da yarım insan doğurdu."
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) sözüne devamla:
"Nefsimi elinde tutan Zat'a yemin olsun! Eğer Süleyman aleyhisselam "inşaallah" demiş olsaydı hepsi de Allah yolunda atlı olarak cihad eden çocuklara sahip olacaktı" buyurdu."
16-302 / 5826 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kim bir şey hususunda yemin eder, sonra da hilafını daha hayırlı görürse, derhal kefâret vererek yemininden vazgeçsin ve yemin ettiği husustan daha hayırlı olanı yapsın."
AÇIKLAMA:
"Allah yeminlerinizde kasıtsız olarak yanılmanızdan dolayı sizi mesul tutmaz, fakat ettiğiniz yeminleri bozmanızdan dolayı sizi mesul tutar. Bozulan bir yeminin kefareti ise, kendi âilenize yedirdiğinizin orta hallisinden on fakiri doyurmak veya on fakiri giydirmek, yahut bir köle veya cariyeyi hürriyetine kavuşturmaktır. Buna imkan bulamayan, üç gün oruç tutar. Edip de bozduğunuz yeminlerin kefareti budur. Her şeye yemin etmemek, ettiğiniz yemini unutmamak ve bozmamak, bozduğunuz yeminin de kefaretini vermek suretiyle yeminlerinizi muhafaza edin. Şükredesiniz diye, Allah size âyetlerini işte böyle açıklıyor" (Maide 89).
16-307 / 5831 - Süveyd İbnu Hanzala radıyallahu anh anlatıyor:
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a gitmek üzere yola çıkmıştık. Beraberimizde Vâil İbnu Hucr radıyallahu anh da vardı. Yolda onu, bir düşmanı yakaladı. Herkesi yemin etmeye zorladılar. Ben, "o, kardeşimdir" diye yemin ettim. Bunun üzerine onu serbest bıraktılar. Resûlullah'a gelince olup biteni anlattım.
"(Önümüzü kesen) grup herkesi yemine zorladı, ben de onun kardeşim olduğuna yemin ettim" dedim.
"Doğru söylemişsin, Müslüman Müslümanın kardeşidir!" buyurdular."
16-309 / 5833 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) :
"Biz öne geçecek sonuncularız!" buyurdular. Keza:
"Birinizin ailesine karşı yaptığı yemininde inadlaşması, Allah nazarında Rab Teâlâ'nın farz kıldığı kefareti ödemesinden daha ağır bir günahtır!" buyurdu."
16-314,315 / 5836 - İbnu Abbas (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:
"Ben Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın terkisinde idim. Bana şu nasihatta bulundu:
"Yavrum! Allah'a karşı (emir ve yasaklarına uyarak edebini) koru, Allah da seni (dünya ve ahirette) korusun! Allah'ı(n üzerindeki hukukunu) koru ki O'nu karşında (dünya ve ahiretin fenalıklarına karşı hami) bulasın -veya önünde demişti-. Bollukta Allah'ı tanı ki, darlıkta da O, seni tanısın. (Dünya ve ahiretle ilgili) bir şey isteyince Allah'tan iste. Yardım talep edeceksen Allah'tan yardım dile. Zira kullar, Allah'ın yazmadığı bir hususta sana faydalı olmak için biraraya gelseler, bu faydayı yapmaya muktedir olamazlar. Allah'ın yazmadığı bir zararı sana vermek için biraraya gelseler, buna da muktedir olamazlar. Kalemlerin mürekkebi kurudu ve sayfalar düürüldü. Sen, yakinî bir imanla, tam bir rıza ile Allah için çalışmaya muktedir olabilirsen çalış; şayet buna muktedir olamazsan, hoşuna gitmeyen şeyde sabırda çok hayır var. Şunu da bil ki Nusret(i ilahî) sabırla birlikte gelir, kurtuluş da sıkıntıyla gelir, zorlukta da kolaylık vardır, bir zorluk iki kolaylığa asla galebe çalamayacaktır."
16-316 / 5837 - Hz. Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Bir gün, Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) ashabına:
"Şu kelimeleri kim [benden] alıp onlarla amel edecek ve onlarla amel edecek olana öğretecek?" buyurdular.
Ben hemen atılıp:
"Ben! Ey Allah'ın Resulü!" dedim. Aleyhissalâtu vesselâm elimden tuttu ve beş şey saydı:
* Haramlardan sakın, Allah'ın en abid kulu ol!
* Allah'ın sana ayırdığına razı ol, insanların en zengini ol!
* Komşuna ihsanda bulun, mü'min ol.
* Kendin için istediğini başkaları için de iste, Müslüman ol!
* Fazla gülme. Çünkü fazla gülmek kalbi öldürür."
16-317 / 5838 - Yine Ebu Hureyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Rabbim bana dokuz şey emretti:
* Gizli halde de aleni halde de Allah'tan korkma(mı),
* Öfke ve rıza halinde de adaletli söz (söylememi),
* Fakirlikte de zenginlikte de iktisad (yapmamı),
* Benden kopana da sıla-ı rahm yapmamı,
* Beni mahrum edene de vermemi,
* Bana zulmedeni affetmemi,
* Susma halimin tefekkür olmasını,
* Konuşma halimin zikir olmasını,
* Bakışımın da ibret olmasını,
* Ma'rufu (doğru ve güzel olanı) emretmemi."