9-231 / 2904 - Hârise
İbnu Vehb (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) Mina'da bize, sayıca en çok olduğumuz ve en
ziyade güven içinde olduğumuz bir zamanda namazı iki rek'at kıldırdı."
9-236 / 2910 - Hz. Enes
(radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm), güneş batıya meyletmeden yola çıkınca, öğle namazını ikindi
vaktine te'hir eder, ikindi olunca mola verir, ikisini cemederdi
(beraber kılardı). Yola çıkmazdan önce güneş batıya meyletti (öğle
vakti) girdi ise, hareketten önce her ikisini de (öğle ve ikindi)
kılar sonra yola çıkardı."
9-239 / 2915 - Ca'fer
İbnu Muhammed İbni Mesleme (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) öğle ve ikindi namazlarını, Arafat'ta tek bir
ezan ve iki ayrı ikâmetle kıldı. İki namaz arasında nafile kılmadı.
Müzdelife'de de akşamla yatsıyı bir ezan ve iki ikâmetle kıldı ve
aralarında nafile kılmadı."
9-241 / 2918 - Müslim'de
gelen bir başka rivâyette şöyle denmiştir:
"Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) korku ve sefer hali olmaksızın öğle ve ikindiyi
birleştirerek, akşam ve yatsıyı da birleştirerek kıldı."İmam Mâlik:
"Ben bunu, yağmurlu günde yapılmış olacağını zannediyorum" demiştir."
9-243. Sayfa :
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) (hiçbir meşrû sebep yokken)
öğleyle ikindiyi, akşamla yatsıyı cemetti. Kendisine "Bunu niye
yaptın?" diye sorulunca:
"Ümmetimin meşakkatte
kalmaması için" diye cevap verdi."
9-249 / 2924 - Muvatta'nın
bir diğer rivâyetinde şöyle gelmiştir: "Korku namazı şöyledir: "İmam,
beraberinde arkadaşlarından bir grup olduğu halde namaza durur, bir
grup da düşmâna karşı yerini alır. İmam bir rek'ati beraberindekilerle
rükû ve secde ile kılar, ve ayağa (ikinci rek'ate) kalkar. Tam
doğrulunca öyle kalır. Cemaat geri kalan rek'ati kendi başlarına
tamamlayıp selam verirler ve oradan ayrılırlar. İmam yerinde ayakta
durmaya devam eder. Namazını kılanlar düşmanın karşısında yerlerini
alırlar. Namaz kılmamış olan diğerleri gelip imamın arkasında
dururlar,tekbir getirerek uyarlar. İmam onlara da bir rek'at namaz
kıldırır, secdeden sonra oturur ve selam verir. İmama uyan bu ikinci
grup imam selam verince kalkıp, geri kalan rek'ati kılıp selam
verirler."
9-260 / 2931 - Hz. Âişe
(radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki:
"Sünnette gelen oniki
rek'ate kim devam ederse Allah ona cennette bir ev bina eder. Bu oniki
rek'atin:
* Dördü öğleden önce,
* İkisi öğleden sonra,
* İkisi akşamdan sonra,
* İkisi yatsıdan sonra,
* İkisi de sabahtan
önce."
9-263 / 2934 - Hz. Âişe
(radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
nafilelerden hiçbirine, sabah namazının iki rek'atlik nafilesi kadar
aşırı ilgi göstermemiştir."
9-283 / 2971 - Ka'b İbnu
Ucre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm), Benî Abdi'l-Eşhed mescidinde akşam namazını kılmıştı.
Cemaat, farzı bitirince nafileyi kılmaya başladı. Bunu gören
Resûlullah:
"Bu, evlerin namazıdır"
buyurdular."
Nesâî'de şu ifade
vardır: "Sizin, bu namazı evlerde kılmanız gerekir."
9-286 / 2976 - Hz.Ebû
Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm) buyurdular ki:
"Sizden biri cumayı kıldı
mı, ondan sonra da dört rek'at kılsın"
9-290 / 2981 - Hz. Ali
(radıyallâhu anh) anlatıyor: "Vitir namazı farz namaz gibi kesin
değildir. Ancak Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):
"Allahu Teâlâ hazretleri
tektir, tek'i sever, öyleyse ey ehl-i Kur'an vitri kılın!"
buyurmuştur."
9-296 / 2991 - Hz. Âişe
(radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) her
gece vitir kılardı. Gecenin evvelinde de kıldı, ortasında da kıldı;
sonunda da kıldı (ölümü sırasında) gecenin sonunda kıldı."
9-298 / 2995 - Ebû Saîd
(radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki: "Vitir namazını kılmadan kim uyur veya unutursa
hatırladığı veya uyandığı zaman hemen kılsın."
9-301 / 3000 - Muvatta'nın
bir rivâyetinde şöyle gelmiştir: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki:
"Akşam namazı gündüzün
vitridir."
9-302 / 3002 - Hz. Bilâl
(radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki: "Size geceleyin kalkmayı tavsiye ederim. Çünkü o,
sizden önce yaşayan sâlihlerin adetidir; Rabbinize yakınlık
(vesilesi)dir; günahlardan koruyucudur; kötülüklere kefârettir,
bedenden hastalığı kovucudur."
9-305. Sayfa :Cenâb-ı Hakk,
peygamberinin diliyle şu vaadde bulunmaktadır:
-"Kim uykusundan uyanırken
Rabbinin tevhidini söyler, mülkün O'na ait olduğunu iz'an eder,
nimetini itirafla hamdeder, tesbih okuyarak O'nu layık olmadığı
sıfatlardan tenzîh eder, tekbir getirerek saygısını izhâr eder.
Allah'ın yardımı olmadıkça hiçbir şeye kudreti olmadığını beyanla
teslim olursa, dua ettiği takdirde icâbet görecek, namaz kıldığı
takdirde kabul edilecektir."
İstanbul -18.04.2007
http://sufizmveinsan.com
|