Kevser Sûresi:2.
Âyet: Öyleyse Rabb'in için namaz kıl ve kurban kes.
Bakara Sûresi-
67. Âyet: Musa, kavmine:
Allah bir sığır kesmenizi
emrediyor, demişti de:
Bizimle alay mı ediyorsun?
demişlerdi. O da:
Cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım, demişti.
Hacc Sûresi-28.
Âyet: Ta ki kendilerine ait birtakım menfaatlere şahit olsunlar;
Allah'ın kendilerine rızık olarak verdiği hayvanları belli günlerde
kurban ederken O'nun adını ansınlar. Siz de onlardan yiyin, yoksulu,
fakiri de doyurun.
Hacc Sûresi -34.
Âyet: Biz, her ümmete -(Kurban kesmeye uygun)
hayvan cinsinden kendilerine rızık olarak verdiklerimiz üzerine
Allah'ın adını ansınlar diye- kurban kesmeyi gerekli kıldık.
İmdi, İlâhınız, bir tek İlah'tır. Öyle ise, O'na teslim olun. (Ey
Muhammed!) O ihlâslı ve mütevazi insanları müjdele!
Hacc Sûresi -36.
Âyet: Kurbanlık deve ve sığırları Allah'ın size olan nişanelerinden
kıldık. Sizin için onlarda hayır vardır. Ön ayaklarının biri bağlı
halde keserken üzerlerine Allah'ın adını anın. Yanları yere
yaslandığı vakit de onlardan yiyin, kanaat edip istemeyene de,
isteyene de yedirin. Böylece onları sizin buyruğunuza verdik ki,
şükredesiniz.
Hacc Sûresi -37.
Âyet: Elbette onların etleri ve kanları Allah'a
ulaşmayacaktır. Ancak O'na sizin takvanız erecektir.
Onları bu şekilde sizin buyruğunuza verdi ki, size yolunu
gösterdiğinden dolayı, Allah'ı tekbir ile yüceltesiniz. (Ey
Muhammed!) Vazifelerini güzelce yapan iyilik sevenleri müjdele.
Al-i İmran
Sûresi -183. Âyet: "Ateşin yiyeceği bir kurban
getirmedikçe hiç bir peygambere iman etmeyeceğimize dair Allah bize
ahidde bulundu." diyenlere de ki: "Benden önce size bazı
peygamberler açık belgelerle ve sizin dediğiniz şeyle geldi. Eğer
doğru insanlarsanız, ya onları niçin öldürdünüz?"
Maide Sûresi
-27. Âyet: Onlara Âdem'in iki oğluyla ilgili haberi hakkıyla oku.
Hani her ikisi birer kurban sunmuşlardı, birinden kabul edilmiş,
diğerinden kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen,
ötekine):
" Seni
öldüreceğim" demişti. Diğeri ise şöyle demişti:
"Allah, yalnız kendisinden korkanlardan kabul eder".
Saffat Sûresi
–100. Âyet: "Ey Rabbim! Bana Salihlerden (bir oğul) ihsan et!" …
101. Âyet: Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik.
102. Âyet: Oğlu, yanında koşacak çağa gelince:
"Ey oğlum! Ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum. Artık bak, ne
düşünürsün?" dedi. Çocuk da:
"Babacığım sana
ne emrediliyorsa yap, inşaallah beni sabredenlerden bulacaksın"
dedi.
103. Âyet: Ne
zaman ki ikisi de bu şekilde Allah'a teslim oldular, İbrahim oğlunu
şakağı üzerine yatırdı.
104. Âyet: Biz
de ona şöyle seslendik: "Ey İbrahim ! "
105. Âyet:
"Rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki, biz iyilik
yapanları böyle mükafatlandırırız."
106. Âyet: "Şüphesiz
ki bu apaçık bir imtihandı." (dedik)
107. Âyet: Ve
ona büyük bir kurbanlık fidye verdik.
108. Âyet:
Kendisine sonradan gelenler içinde iyi bir nâm bıraktık.
109. Âyet: Selam
olsun İbrahim'e…
Bakara Sûresi
-196. Âyet: Hac ve umreyi de Allah için tamam yapın. Eğer bunlardan
alı konursanız, o zaman kolayınıza gelen bir kurban gönderin.
Bununla beraber bu kurban, kesileceği yere varıncaya kadar
başlarınızı tıraş etmeyin. İçinizden hasta olana veya başından bir
rahatsızlığı bulunana tıraş için oruç veya sadaka yahut da kurbandan
ibaret bir fidye gerekir. Engellemeden kurtulduğunuz zaman da her
kim hacca kadar umre ile sevap kazanmak isterse, ona da kolayına
gelen bir kurban gerekir. Bunu bulamayana ise üç gün hacda, yedi de
döndüğünüzde ki tam on gün oruç tutması lazım gelir. Bu hüküm,
ailesi Mescid-i Haram civarında oturmayanlar içindir. Allah'tan
korkun ve bilin ki Allah'ın azabı gerçekten çok şiddetlidir.
1146 - Hz. Aişe
(radıyallahu anhâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
buyurdular ki:
"Hiç bir kul,
kurban günü, Allah indinde kan akıtmaktan daha sevimli bir iş
yapamaz. Zîra, kesilen
hayvan, kıyamet günü boynuzlarıyla, kıllarıyla, sınnaklarıyla
gelecektir. Hayvanın kanı yere düşmezden önce Allah indinde yüce bir
mevkiye ulaşır. Öyle ise, onu gönül hoşluğu ile ifâ edin."
Rezîn şunu ilave
etmiştir: "kurban sahibine, hayvanın her bir tüyü için sevap vardır.
"
147 - Ebu
Bekri's-Sıddîk (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'a:
"Hangi hacc daha
efdaldir?" diye sorulmuştu.
"Yüksek sesle
telbiye getirilip, kurban kesilerek yapılan hacc!" diye cevap
verdi."
1267 - İbnu Ömer
(radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) Veda haccında umre ile hacca kadar
temettuda bulundu ve kurban kesti. Kurbanını Zülhuleyfe'den itibaren
beraberinde götürdü. Menâsikin icrasına (umre için niyetli)
başlayıp, umre telbiyesi getirdi. Sonra hacc için telbiye getirdi.
Beraberindeki ashabı da umre ile hacca kadar temettuda (istifade)
bulundu. Hacc kafılesi içerisinde kurbanı olanlar da vardı,
olmayanlar da. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Mekke'ye geldiği
zaman halka hitâben:
"Kimin kurbanı
varsa, haccını tamamlayıncaya kadar ihramdan çıkmasın, kimin kurbanı
yoksa tavaf ve sa'yini yapsın, saçını kısaltarak ihramdan çıksın.
Sonra hacc için tekrar ihrama girip kurbanını kessin, kim kurban
bulamazsa hacc sırasında üç gün, evine dönünce de yedi gün olmak
üzere (on gün) oruç tutsun" buyurdu."
1268
- İkrime anlatıyor: "İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ)'a
müt'atul-hacc'dan sorulmuştu, şu cevabı verdi: "Veda haccında,
Muhacirler, Ensarîler ve Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın
zevceleri hep ihrama girdiler, biz de girdik. Mekke'ye geldiğimiz
zaman Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):
"Kurbanlık nişanlıyanlar hariç, herkes hacc için giydiği ihramı
umreye çevirsin" diye emretti. Biz de Beytullah'ı tavaf etik. Safâ
ve Merve'de sa'y yaptık. (İhramdan çıkarak) kadınlarımıza geldik,
elbiselerimizi giydik. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) Şunu da
söylemişti:
"Kim
kurbanlık nişanlamışsa, kurbanlığı mahalline varıncaya kadar
ihramdan çıkmasın!" Terviye akşamında (yani Zilhicce'nin 8. günü)
bize hacc için ihrama girmemizi emretti. (Harem bölgesinin dışına
çıkarak ihramlarımızı giyerek hacca başlayıp) menâsiki
tamamladığımız zaman Mekke'ye geri gelip Beytullah'ı, Safâ ve
Merve'yi tavaf ettik. Böylece haccımız tamamlanmış, âyet-i kerimenin
buyurduğu üzere (Meâlen): "Haccı da umreyi de Allah için tam
yapın. Fakat (herhangi bir sebeple bunlardan) alıkonursanız, o halde
kolayınıza gelen kurban gönderin..." (Bakara 196) üzerimizde kurban
borcu kalmıştı."
1272
- İbnu Ömer (radıyallahu anhümâ) demiştir ki: "Kim hacc aylarında
umre yapar, sonra Mekke'de hacc zamanı gelinceye kadar ikamet ederse
bu kimse, hacc da yaparsa mütemettidir. Bu durumda kolayına gelen
bir kurban kesmesi vacib olur. Eğer kurban bulamazsa, üç günü
hacc sırasında, yedi günü de döndüğü zaman olmak üzere (on gün) oruç
tutar. "
İmam Mâlik der ki: "Bu hüküm, o kimsenin hacc zamanına kadar orada
ikamet etmesi ve aynı sene içinde hacc yapması halinde câridir."
Derleyen: Hamdi Cenik
İstanbul -03.01.2006
http://sufizmveinsan.com
|