Übey İbnu Ka'b
radıyallahu anh'ın anlattığına göre: "Resülullah aleyhissalâtu
vesselâm Mi'rac gecesinde çok hoş bir koku hissetti.
"Ey Cibril bu güzel koku nedir?" diye sordu. O da anlattı:
"Bu mâşıta (berber) kadının, iki oğlunun ve kocasının kabirlerinin
kokusudur. Bunların hikâyesi şöyledir: Hızır aleyhisselâm, Benî
İsrail'in ileri gelenlerinden biriydi. Onun yol güzergahında
manastırda oturan bir rahib vardı. Hızır oradan geçtikçe rahib önüne
çıkar, İslâmı öğretirdi. Hızır büluğa erince babası onu bir kadınla
evlendirdi. Hızır İslâmı hanımına öğretti ve bunu kimseye haber
vermemesi hususunda söz aldı. Kendisi kadınlara yaklaşmazdı. Bu
sebeple bir müddet sonra kadını boşadı. Aradan zaman geçince babası,
Hızır'ı bir başka kadınla evlendirdi. Hızır ona da İslam'ı öğretti ve
kimseye söylememesi için söz aldı. Bu sırrı o iki kadından biri tuttu,
diğeri ifşa etti. (Böylece onun İslâm'ı yaydığı ortaya çıktı.) Bunun
üzerine Hızır oradan kaçtı. Deniz ortasında bir adaya geldi. Odun
kesmek için iki kişi oraya geldi ve onu gördüler. Bunlardan biri
Hızır'ı gördüğünü gizledi, diğeri ifşa etti ve: "Ben Hızır'ı gördüm!"
dedi. Ona: "Seninle beraber onu başka kim gördü?" denildi. O: "Falan
kimse!" dedi. Ona soruldu ise de gördüğünü söylemedi. Onların dininde
yalan söyleyen öldürülürdü. Zamanla bu sır tutan adam öbür sır tutan
kadınla evlendi. Bu kadın, Firavun'un kızının başını tararken tarak
elinden düştü. Kadıncağız: "Firavun helak olsun!" dedi. Kız bunu
babasına haber verdi. Kadının kocasından başka iki de oğlu vardı.
Firavun, onları da çağırttı. Bunları dinlerinden çevirmek için Firavun
ısrar etti. Onlar direndiler. O zaman Firavun: "Öyleyse sizi
öldüreceğim!"dedi. Karı-koca: "Bu, tarafınızdan bize bir ihsan olur!"
diye merdane cevap verdiler ve: "Madem öldüreceksin hiç olsun bizi bir
kabre koy!" dediler. O da öyle yaptı. Resülullah aleyhissatâtu
vesselâm, Mirac'ta iken güzel bir koku duydu, Cibril aleyhisselâm'a
bunu sordu. O da bu hâdiseyi anlattı." (KÜTÜB-İ SİTTE /7176)
İstanbul -08.09.2004
http://sufizmveinsan.com
|