Âl-i
İmrân Sûresi (3) / 59:
İnne mesele Iysa ındallahi
kemeseli Adem* halekahu min turabin sümme kale lehu kün
feyekûn;
Muhakkak ki, Allah
indînde İsa'nın oluşumu
Adem'in oluşumu gibidir (İsa'nın oluşumu
Adem'in oluşumu gibiyse, Adem'in oluşumu da İsa'nın
oluşumu gibidir. Buna göre düşünülmeli bu konu. A.H.).
Onu topraktan yarattı, sonra "Ol" dedi ve oldu
(topraktan-moleküler yapıdan meydana gelene ruhun nefh
olmasıyla insan hâline gelmesi ile, ana rahminde
moleküler yapıdan meydana gelene ruh nefh olması
suretiyle insanın meydana gelmesi aynı şeydir).
(Ahmed HULÛSİ
-
YANSIMALAR - ”B” Kapsamında Kurân’a Bakış)
MİSALLERLE ANLATTIK:
İsra Sûresi (17) / 89:
Ve lekad sarrafna linNasi
fiy hazel Kur'âni min külli mesel* feeba ekserun Nasi
illâ küfura;
Andolsun,
insanlar için şu Kurân'da
(Hakikati)
her türlü MİSALLERLE
açıkladık.
İnsanların çoğunluğu
(misalleri orijin gibi gerçek olarak {muhkem} kabul
ederek)
hakikati örttüler.
(Ahmed
HULÛSİ
-
YANSIMALAR - ”B” Kapsamında Kurân’a Bakış)
Kehf
Sûresi (18) / 54:
Ve lekad sarrefna fiy hazel
Kur'âni linNasi min külli mesel* ve kânel İnsanu eksere
şey'in cedela;
Andolsun ki biz şu Kurân'da, insanlar için,
gerçekleri her türlü misalle
sayıp döktük! İnsan ise gerçekleri tartışmaya
en düşkün olanıdır. (Ahmed
HULÛSİ
-
YANSIMALAR - ”B” Kapsamında Kurân’a Bakış)
İbrahim Sûresi (14) / 45:
Ve sekentüm fiy
mesakinilleziyne zalemu enfüsehüm ve tebeyyene leküm
keyfe fealna Bihim ve darebna lekümül emsal;
Nefslerine
zulmetmiş olanların yaşam ortamlarında yerleştiniz!
Onlara neler yaşattığımız size açıklanmıştı... Size
misaller de verdik.
(Ahmed HULÛSİ
-
YANSIMALAR - ”B” Kapsamında Kurân’a Bakış)
İbrahim Sûresi (14) / 24:
Elem tera keyfe
darebAllahu meselen
kelimeten tayyibeten
keşeceratin tayyibetin asluha sabitün ve fer'uha fiys
Sema';
Görmedin
mi Allah nasıl
sembollerle anlatıyor:
Tayyib Kelime (Hakikat bilgisi);
aslı sâbit (kökü şuurda),
dalları semâda (getirisi olan yaşantısı
bilinçte)
olan, tayyib ağaç (Kâmil insan)
gibidir!
(Ahmed HULÛSİ
-
YANSIMALAR - ”B” Kapsamında Kurân’a Bakış)
İbrahim Sûresi (14) / 25:
Tü'tiy üküleha külle
hıynin Bi izni Rabbiha* ve yadribullahul emsale linNasi
leallehüm yetezekkerun;
(O ağaç)
Esmâ bileşiminin elvermesi sonucu (Bi-izni
Rabbiha)
her zaman yemişini (ilim ve marifet)
verir... Allah insanlara, belki derinliğine düşünüp
hatırlarlar diye,
misaller verir.
(Ahmed
HULÛSİ
-
YANSIMALAR - ”B” Kapsamında Kurân’a Bakış)
Bakara
Sûresi (2) / 25:
Ve beşşirilleziyne amenu ve
amilussalihati enne lehüm cennatin terciy min tahtihel
enhar* küllema ruziku minha min semeratin rızkan, kalu
hazelleziy ruzıkna min kablu ve utu Bihi müteşabihen, ve
lehüm fiyha ezvacün mutahheratun ve hüm fiyha halidun;
İman edip hakikati yaşamayı sağlayacak fiiller
ortaya koyanları müjdele, ki onlar için altlarından
ırmaklar akan cennetler (Allah'ın esmâsının açığa
çıkışının seyredildiği ortamda sürekli oluşan ilimler)
vardır. Bu rızıktan rızıklandıkça (bu müşahede
içinde), "Bu daha önceden de
tattığımız gibi bir şey" derler. Bu önce
tattıklarına benzer. Orada, sonsuza dek şirk kirinden
arınmış eşleri iledirler!
(Ahmed HULÛSİ
-
YANSIMALAR - ”B” Kapsamında Kurân’a Bakış)
Tûr Sûresi (52) / 20:
Muttekiiyne alâ sururin
masfufetin, ve zevvecnahüm Bi hurin ıyn;
Sıra sıra
dizilmiş koltuklara yaslananlar olarak... Onları
(bilinçleri)
Hur-i Iyn (her şeyi net, akı ak karayı
kara gören özelliğe sahip bedenler)
ile eşleştirdik. (Dişi huri kızı diye
yorumlanan bu anlatımlar tümüyle diğer cennet yaşamı
anlatımları gibi bir temsilî, sembolik anlatımdır. {"Meselül
cennetilletiy" = CENNETİN TEMSİL
(misal-benzetme)
yollu anlatımı} Rad: 35 ve Muhammed:
15... {Sahih Hadis: Allah buyurur ki;
Sâlih kullarım için, hiçbir
gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir
şuurun kavramadığı şeyler hazırladım! Buharî, Müslim ve
Tırmızî} A.H.)
(Ahmed HULÛSİ
-
YANSIMALAR - ”B” Kapsamında Kurân’a Bakış)
Muhammed Sûresi (47) / 15:
Meselül cennetilletiy vuıdel müttekun* fiyha enharun min
main ğayri asin* ve enharun min lebenin lem yeteğayyer
ta'müh* ve enharun min hamrin lezzetin liş şaribiyn* ve
enharun min aselin musaffa* ve lehüm fiyha min küllis
semerati ve mağfiretün min Rabbihim* kemen huve halidün
fiyn nari ve süku maen hamiymen fekattaa em'aehüm;
Korunanlara vadolunan CENNETİN
TEMSİL
(misal-benzetme)
yollu anlatımı
şöyledir: Orada, bayatlamayan SU'dan nehirler, tadı
bozulmayan SÜT'ten nehirler, içenlere lezzet veren
ŞARAP'tan nehirler, süzme-saf BAL'dan nehirler vardır!
Onlar için orada her çeşit MEYVE ve Rablerinden mağfiret
(örtme)
vardır! (Bu misal nimetlerle yaşayanlar)
ateşte sonsuza dek yanarak yaşayacak, sıcak-kaynar su
içirilmiş de bu yüzden onların bağırsaklarını parçalamış
kimse gibi midir?