Halka
hakkın gözüyle bakan onlara merhamet eder. İlim gözüyle bakansa
onlara buğzeder. (2-224)
O’na
dua ettiğin zaman , O’ndan duanın kabulünü iste; çünkü O,
kendisinden icabet istemeyenlerin duasına icabet etmez. Eğer icabet
istemeden sadece dua ederse , bu dua, da etmemiş olmaktan
farksızdır. (2-225)
Vehb
(hibe, bağış) yoluyla Allah’ın zatının bilgisine, kesb yoluyla da
varlığının bilgisine ulaşılır. (2-226)
Hak
seni kendine çağırırsa , ancak senin üzerinde O’nun sıfatları olduğu
zaman çağırır. (2-226,227)
Seni ,
senin için seve herkese güven. (2-227)
Dedim
ki , Ya Rab!.. Ne ile sana yaklaşayım?..
Dedi ki
, Bende olmayanla.
Dedim
ki , Sende olmayan nedir?..
Dedi ki
, Zillet ve muhtaçlık!... (2-228)
Amacı
marifetleri ve bilgileri toplamak olan kimse kendisi hakkında
cimrilik tanıklığında bulunmuş olur. Bunları toplar ve bir yerde
saklar. Sadece Allah’ın keramet sahibi kulları onları bulur. (2-229)
Hakkı
idrak etmeyi engelleyen perdeler büyüktürler. Bunların en büyüğü de
ilimdir.Çünkü ilim sahibi olunca , O’nu elde ettim , dersin.
Herakliyüs peygamberlik bilgisine sahipti, ancak imanı yoktu, bu
bilgisi ona fayda sağlamadı. Yahudiler Hz. Muhammed’in sav. gerçek
Nebi olduğunu biliyorlardı. Ama bilmeleri onlara fayda vermedi.
(2-229)
İblis
Allah’ın emrine uymanın gerekli olduğunu biliyordu, ama emre uymadı
ve muvaffakiyetten mahrum kaldı.
İlme
aldanma. İlim cehaleti ortadan kaldırır ama mutluluğu , saadeti
sağlamaz. İlme , imanın eşlik etmesini sağla, o zaman nur üstüne nur
olur.
İlmin
niçin en büyük perde olduğunu biliyor musun?..Çünkü ilim sahibi
kimse malumu ilmi oranında görmek ister… (2-229)
Veli
Hz. Muhammed sav. in varisi olursa , kıyamet günü onun ilminden bir
çeper ve Burak yapılır, ahiret yurdunda buna istiva eder. Eğer diğer
Peygamberlerden as. Birinin varisi ise , o zaman onun amelinden bu
makama uygun bir merkep var edilir, ona biner. (2-230)
Alem
fena ile beka arasında durmaktadır. (2-231)
Konuşarak öğüt veren de iki türlüdür. Biri taşıdığı bilgilerle öğüt
verir, biri de inandığı bilgilerle öğüt verir. Taşıdığı bilgilerle
öğüt veren kimse, Hakkın kelamını okur. İnandıklarıyla öğüt veren
ise Hakkın elçisi/resulüdür. (2-233)
Kim
mutlak olarak “ben” derse, malik olur. Benliği kayıtlandırana
gelince , benliği ne ile kayıtlandırdığına bakılır, çünkü o, benliği
kayıtlandırdığı şey içindir. Ya helak vardır sonunda ya da
selamet.Helak olan mutludur (saiddir), bedbaht (şaki) ise benlikte
olandır.
Fena ile senden olan şey O’dur. Beka ile senden olan şey ise sensin.
(2-234)
Liderin
gücünün olmayışı ya gücünden kaynaklanır ya da ahmaklığından.
…
Hakkı
arayan O’nu bulur; O’ndan isteyene , verir. Ama isteyen O’nu
bulamaz.
(2-235)
Müşrik
Hakkı ispat eden, fazladan olarak ortağın varlığını da kabul eden
kimsedir. (2-236)
Her
insanın hevası tanrısıdır, mabududur. (2-240)
Gölgen senin suretindir , sen de suret üzeresin. Şu halde sen bir
gölgesin. (2-242)
Aynalar
adedince suretler ortaya çıkar. (2-243)
Hak ,
kendisiyle ilgili hususlarda işlenen kusurları hoş görür; ama
başkasının hakkı ile ilgili hususlarda işlenen kusurları
cezalandırır. (2-244)
Cezası
hafifletilse ve affedilse de haramı çiğnemek büyük günahtır. (2-245)
Ölümden
önce ilim aracılığıyla kendi nefsini idrak et. (2-247)
“Rabbim
Allah’tır” , deme, düşmanlarına senin aleyhine fırsat vermiş
olursun; ama “Allah Rabbimdir”, de ; Allah ismi düşmanlarını
kahreder, senin aleyhine bir imkan bulamazlar. (2-247)
Din
ilme, çamur ise mala aittir. (2-247)
Aslından ayrılıp çıkan gariptir. Gurbetin acısı da şiddetlidir.
Bedbaht insan ahirette gariptir, mutlu insan da dünyada gariptir. Ne
mutlu gariplere. Aslından ayrılıp çıkan gariptir. (2-249)
Senin halka dönük bir zahirin, hakka dönük bir batının vardır. Hak
ne zaman senin zahirinde zuhur ederse , halk nezdinde ki saygınlığın
ortadan kalkar. Bu senin için mutluluktur. Çünkü seni hak ile baş
başa bırakmış olurlar.
Kul Hakkın nezdinden ayrıldığında , ona hizmet edilir ve saygı
gösterilir. Hakkın yanına girdiğinde , çok özel kişilerden başka
kimse onu bilmez, saygı göstermez.
(2-250)
Yansıtan: Hamdi Cenik
hamdicenik@hotmail.com
İstanbul -
06.12.2005
http://sufizmveinsan.com
|