Sadaka
1.Bölüm


“Sadaka” ; lügat olarak sıdk (doğruluk) kökünden olup , "Tasadduk" da sadaka vermek demektir.
Sadaka, dinî bir tabir olarak çeşitli mânalarda kullanılmıştır: Zekât, sadaka-ı fıtr, nafile olarak yapılan her çeşit maddi bağışlar bu kapsamdadır...
Sadaka, dînî bir tabir olması sebebiyle amellerin sadaka sayılabilmesi için üç vasıf beraber olmalıdır:

- Muhtaç olana verilmelidir.
- Allah için olmalıdır: İnsâniyet, iyi vatandaşlık gibi duygularla yapılan bağışlar  sadaka sınıfına girmez.
- Temlîk ; yani verilen kimsenin mülkü kılmak gerekmektedir.

Fidye olarak ödenecek sadaka altı fakiri doyurmaktır. Bu, bir fakiri altı gün doyurmak şeklinde  edâ edilebileceği gibi, altı fakiri -mutad üzere günde iki öğün hesabıyla- bir gün doyurmak şeklinde de edâ edilebilir.

Hadid Sûresi -18 . Âyet : Şüphesiz sadaka veren erkek ve dişilere ve Allah'a öyle (karz-ı hasen) güzel ödünç verenlere, verdikleri kat kat artırılır; bir de onlara pek hoş bir mükafat vardır!

Tevbe Sûresi -60. Âyet : Sadakalar, ancak fakirler, miskinler, zekat toplama görevlileri, kalpleri İslâmiyet’e ısındırılmak istenenler, köleler, borçlular, Allah yolundakiler, yolda kalmışlar içindir. Allah tarafından kesin olarak böyle farz edildi. Allah, her şeyi bilendir, hikmet sahibidir.

Bakara Sûresi -264 . Âyet : Ey iman edenler, sadakalarınızı, başa kakmak ve gönül kırmak suretiyle boşa çıkarmayın...

Bakara Sûresi – 263 . Âyet: Bir tatlı dil, bir bağışlama, arkasından incitmenin geldiği sadakadan daha hayırlıdır. Allah, ganidir, halimdir.

Bakara Sûresi -276 . Âyet: Allah, faizi mahveder ve sadakaları artırır...

Bakara Sûresi -271 . Âyet: Sadakaları açıksa verirseniz ne iyi! Eğer fakirlere gizlice verirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır ve günahlarınızın bir kısmının bağışlanmasını sağlar. Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

Bakara Sûresi -280 . Âyet:  Eğer borçlu sıkıntıda ise, ona kolaylık tanımalısınız; borcu sadaka olarak bağışlamanız, eğer bilirseniz, hakkınızda daha hayırlıdır.

Tevbe Sûresi -58: Aralarında sadakalar konusunda seni kınayanlar da var. Çünkü ondan kendilerine verilmişse, hoşnut olurlar; şayet verilmemişse hemen kızarlar.

Tevbe Sûresi – 103 . Âyet: Bunların mallarından bir sadaka al ki, onunla kendilerini hem temizler, hem de arındırırsın. Bir de haklarında duâ ediver. Çünkü senin duân onların kalplerini yatıştırır. Allah işitendir, bilendir.

Tevbe Sûresi -104 . Âyet: Bilmediler mi ki, ancak Allah kullarının tevbesini kabul eder ve sadakalarını da alır. Ve gerçekten Allah'tır tevbeleri çokça kabul eden ve çok merhamet eden.

Münâfıkûn Sûresi -10 . Âyet: Her birinize ölüm gelip de: "Rabbim beni kısa bir süre için tehir etsen de sadaka versem ve iyilerden olsam!" demesinden önce size verdiğimiz rızıklardan (Allah için) harcayın!

Kıyamet Sûresi – 31. Âyet : Ama o ne sadaka verdi ne de namaz kıldı !.

Mücadele Sûresi -12. Âyet: Ey iman edenler; Rasûle gizli bir şey danışacağınız zaman, fısıltınızdan önce bir sadaka verin! Bu sizin için hem bir hayır hem de daha ziyade temizliktir. Fakat gücünüz yetmezse, şüphe yok ki, Allah bağışlayıcıdır, esirgeyicidir.
(Âyet mealleri ; www.kurandaara.com sitesindeki Diyânet Meâlinden alınmıştır.)

"Sadakanın en efdali ; müslim kişinin ilim öğrenip, Müslüman kardeşine öğretmesidir". (Hadis-i Şerif)

"Allah, temizlik olmadan namaz kabul etmez, ganîmetten (devlet malı) çalınanla da sadaka kabul etmez". (Hadis-i Şerif)

(186)- Ebu Musa (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm):
"Her Müslümanın sadaka vermesi gerekir" buyurdu. Kendisine:
"Ya bulamayan olursa?" diye soruldu.
"Eliyle, çalışır, hem şahsı için harcar, hem de tasadduk eder" cevabını verdi.
"Ya çalışacak gücü yoksa?" diye soruldu.
"Bu durumda, sıkışmış bir ihtiyaç sâhibine yardım eder" dedi.
"Buna da gücü yetmezse?" dendi.
"Ma'rufu veya hayrı emreder" dedi.
"Bunu da yapmazsa?" diye tekrar sorulunca:
"Kendini başkasına kötülük yapmaktan alıkor. Zîra bu da bir sadakadır" buyurdu.

(187)- Yine Buhârî ve Müslim, Ebu Hüreyre'den (r.a.) kaydettiklerine göre, Hz. Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurmuştur:
"Güneşin doğduğu  her yeni günde kişiye, her bir mafsalı için bir sadaka vermesi gerekir. İki kişi arasında adâlet yapman bir sadakadır. Kişiye hayvanını yüklerken yardım etmen bir sadakadır. Güzel söz  sadakadır, namaza gitmek üzere attığın her adım sadakadır. Yoldan rahatsız edici bir şeyi kaldırıp atman sadakadır."

(188) Hakîm İbnu Hizâm (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Ey Allah'ın Rasûlü, dedim, cahiliye devrinde yaptığım hayırlar var: Dua, köle âzad etme, sadaka vermek gibi, bana bunlardan bir sevab gelecek mi?"
"Sen dedi, zaten , daha önce yaptığın bu iyiliklerin hayrına Müslüman olmuşsun."

(420)- Ukbe İbnu Âmir (radıyallahu anh) anlatıyor:
Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı dinledim şöyle diyordu:
"Kur'ân'ı cehren (açıktan) okuyan, sadakayı açıktan veren gibidir. Kur'ân'ı gizlice okuyan, sadakayı gizlice veren gibidir.

(576)- Ya'la İbnu Ümeyye anlatıyor: "Ömer İbnu'l-Hattâb (radıyallahu anh)'a: "Ayet-i kerime'de: "Yeryüzünde sefere çıktığınız zaman, kâfirlerin size fenalık yapacağından endişe ederseniz, namazdan kısaltmanızda üzerinize bir vebal yoktur" (Nisa, 101) buyuruluyor. Şimdi ise halk emniyet içerisinde, buna rağmen, sefer hâlinde niye namaz kasrediliyor (kısaltılıyor)" diye sordum. Bana şu cevabı verdi:
"Senin  gibi, ben de aynı şekilde merak ederek, bu meselede Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a sormuştum. Bana şu açıklamayı yapmıştı:
"Namazın kısaltılması, Allah'ın sizlere yaptığı bir sadakadır. Rabbinizin sadakasını kabûl edin."

Hz. Ömer :
"Arzı ve semayı ayakta tutan Allah aşkına soruyorum. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın şöyle  şöyle söylediğini biliyor musunuz?
"Bize mirascı olunmaz, ne bırakmışsak o sadakadır."

İstanbul -12.04.2005
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail