Sıla-i Rahim


“Sıla-i Rahim” ; hısım akrabayı ve mü'minleri ziyaret etme, onlarla görüşme ve mektuplaşma; alâkayı devam ettirme , akrabanın kusurlarını affetme … gibi anlamlar taşımaktadır.

Nisa Sûresi -36.Âyet : Allah'a ibadet edin ve O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın.
Sonra anaya, babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, akraba olan komşulara, yakın komşulara, yanında bulunan arkadaşa, yolda kalanlara, sahip olduğunuz kölelere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseyi sevmez.

Nisa Sûresi -1.Âyet :  Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan ve ondan eşini yaratıp ikisinden bir çok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinizden korkun; kendi adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabalık (bağlarını kırmak)tan sakının. Şüphesiz Allah sizin üzerinizde gözeticidir.

Ra’d Sûresi -21.Âyet : Allah’ın , görüp gözetilmesini emrettiklerini görüp gözetirler.

Nahl Sûresi- 90.Âyet : Şüphesiz ki Allah, size adaleti, iyilik yapmayı ve yakınlara bakmayı emreder; hayasızlıktan, fenalıktan ve azgınlıktan nehyeder. Öğüt almanız için size böyle öğüt verir.

İsrâ Sûresi -23.Âyet : Rabbin kesin olarak şunları emretti: Ancak kendisine ibadet edin, anne ve babaya iyilik edin. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, sakın onlara "öf" bile deme ve onları azarlama. İkisine de tatlı ve güzel söz söyle.

İsrâ Sûresi -24.Âyet : İkisine de acıyarak tevazu kanatlarını indir. Ve şöyle de:
"Ey Rabbim! Onların beni küçükten terbiye edip yetiştirdikleri gibi, sen de kendilerine merhamet et."

Lokman Sûresi -14.Âyet : Gerçi biz insana, anasına ve babasına itaati de tavsiye ettik. Anası onu zayıflık üstüne zayıflıkla taşıdı. Onun sütten ayrılması da iki yıl içindedir. (Biz insana): "Bana, anana ve babana şükret" diye de tavsiye ettik. Dönüş, ancak banadır.

Lokman Sûresi - 15.Âyet : Bununla beraber eğer her ikisi de bilmediğin bir şeyi, bana ortak koşman hususunda seni zorlarsa, onlara itaat etme. Fakat dünyada onlarla iyi geçin ve bana yönelenlerin yolunu tut. Sonra dönüşünüz ancak banadır. O zaman ben de size yaptıklarınızı haber vereceğim.

Ahzâb Sûresi -6.Âyet : Nebî , müminlere kendi nefislerinden önce gelir. O'nun hanımları da onların analarıdır. Akraba da Allah'ın kitabında birbirlerine, diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar. Ancak dostlarınıza bir maruf (uygun bir vasiyet) yapmanız müstesnâdır. Bu, kitapta yazılıdır.

Enfâl Sûresi -75.Âyet : Daha sonradan hicret edip sizinle beraber savaşa katılanlar da sizdendirler. Bir de akraba olanlar, Allah'ın kitabına göre, birbirlerine daha yakındırlar. Şüphe yok ki, Allah her şeyi bilir.

Bakara Sûresi - 83.Âyet : Hani bir vakitler İsrail oğulları’ndan şöylece mîsak (kesin bir söz) almıştık: Allah'tan başkasına tapmayacaksınız, ana-babaya, yakınlığı olanlara, öksüzlere, çaresizlere de iyilik yapacaksınız, insanlara güzellikle söz söyleyecek, namazı kılacak, zekatı vereceksiniz. Sonra çok azınız müstesna olmak üzere sözünüzden döndünüz, hâlâ da dönüyorsunuz.

Bakara Sûresi -215.Âyet : Ey Muhammed! Sana nereye infak edeceklerini soruyorlar. De ki: Hayır olarak verdiğiniz nafaka; ana baba, yakınlar, öksüzler, yoksullar ve yolda kalmışlar içindir. Hayır olarak daha ne yaparsanız herhalde Allah onu bilir.

3262 - Hz. Aişe (radıyallahu anhâ) anlatıyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Rahim Arş'a asılıdır, der ki: "Kim beni sıla ederse Allah da ona sıla etsin. Kim benden koparsa Allah da ondan kopsun."

3263 - Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim, rızkının Allah tarafından genişletilmesini, ecelinin uzatılmasını isterse sıla-i rahim yapsın.''

3264 - Tirmizi'deki rivayet şöyle:
"Nesebinizden sıla-i rahm yapacaklarınızı öğrenin. Zira sıla-i rahim akrabalarda sevgi, malda bolluk, ömürde uzamadır."

3265 - Meymûne Validemiz (radıyallahu anha) anlatıyor:
"Resulullah aleyhissalatu vesselâm'dan izin almadan bir cariye azad ettim. Resulullah'ın benimle kalma günü gelip, beraber olduğumuz zaman:
"Ey Allah'ın Resülü, câriyemi azad ettim, fark ettiniz mi?'' dedim.
"(Sahi mi söylüyorsun), bunu yaptın mı?'' dedi. Ben,
"Evet!'' deyince:
"Keşke onu dayılarına verseydin, senin için daha hayırlı olacaktı!" buyurdular."

3266 - Selmân İbnu Âmir (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Fakirlere yapılan tasadduk bir sadakadır, ama zî-rahm'a (yani akrabaya) yapılan ikidir: Biri sıla-i rahim, diğeri sadaka."

154 - Behz İbnu Hakîm babası tarikiyle dedesi Mu'aviye İbnu Hayde el-Kuşeyrî (radıyallahu anh)'den naklediyor. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e:
"Ey Allah'ın Resûlü, kime iyilik yapayım? diye sordum. Bana:
"Annene" dedi.
"Sonra kime?" diye tekrar ettim.
"Annene" dedi.
"Sonra kime?" dedim.
"Annene" dedi.
"Sonra kime?" dedim, bu dördüncüde
"Babana, sonra da tedrici yakınlarına" diye cevap verdi."

3392 - Yine Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor:
"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:;
"kim Allah’a ve ahirete inanıyorsa misafirine ikram etsin. Kim Allah'a ve ahirete inanıyorsa komşusuna ihsanda (iyilikte) bulunsun. Kim Allah'a ve ahirete inanıyorsa hayır söylesin veya sükût etsin."
(SAHÎHİ BUHÂRÎ - KİTÂBÜ’L-EDEB)

Cübeyr b. Mut'im , Nebî Salla'llahu aleyhi ve sellem'in:
(Sebepsiz) akrabâ ziyâretini kesen (ve bunu halâl sayan) kimse Cennet'e giremez, buyurduğunu işittim, dediği rivâyet olunmuştur.
(SAHÎHİ BUHÂRÎ - KİTÂBÜ’L-EDEB)

Ebû Hüreyre’nin  Rivâyetine göre, Nebî Salla'llahu aleyhi ve sellem şöyle demiştir: Rahm (adı ki karın yakınlığı, hısımlıktır) Rahmân (ismin)den alınmıştır. (Bu rahm karâbeti) sık ağaçların birbirine sarılmış kökleri gibidir. Allahu Teâlâ buyurdu ki: "Ey Rahm karâbeti! (Karâbet: Soyca yakınlık, hısımlık, akrabalık.) Her kim sana bağlı bulunur (sıla-i rahm ederse) ben de ona rahmetimi erdiririm, kim ki sana münâsebetini keserse, ben de ona rahmetimi keserim. ( SAHÎHİ BUHÂRÎ - KİTÂBÜ’L-EDEB)

Amr İbn-i 'Âs şöyle dediği rivâyet olunmuştur:
Nebî Salla'llahu aleyhi ve sellem'den gizli değil, açık olarak şöyle buyurduğunu işittim:
Ebû Tâlib'in, babamın akrabâsı, benim velîlerim değillerdir. Benim velîm Allah'dır, ve sâlih mü'minlerdir. Şu kadar ki, babamın ve Ebû Tâlib'in rahm ve karâbet hakları vardır. O karâbet sebebiyle onlara bağlı bulunur (ziyâret eder)im.
(SAHÎHİ BUHÂRÎ - KİTÂBÜ’L-EDEB)

Abdullâh b. Amr b. Âs Rivâyet olunduğuna göre, Nebî Salla'llahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
Misliyle bilmukabele birr ü ihsân eden kişi, akrabâya hakîkî sıla-i rahmetmiş değildir. Lâkin hakîkî sılacı, kendisinden akrabâlık sıla ve ihsânı kesildiği halde sıla ve ihsanda bulunan kimsedir. (SAHÎHİ BUHÂRÎ - KİTÂBÜ’L-EDEB)

İstanbul -24.05.2005
http://sufizmveinsan.com

 

 


Üst Ana sayfa e-mail