Yûsuf
Sûresi- 43.Âyet : Bir
gün melik (hükümdar) dedi ki: "Ben rüyamda yedi cılız ineğin yedi
semiz ineği yediğini ve yedi yeşil başakla yedi kuru başak görüyorum.
Ey ileri gelenler! Siz rüya tabir edebiliyorsanız benim bu rüyamın
tabirini bana bildirin."
Yûsuf Sûresi-
44.Âyet : Dediler ki: "Rüya
dediğin şey karmakarışık hayallerdir. Biz ise böyle karışık
hayallerin yorumunu bilemeyiz."
Yûsuf Sûresi-
45.Âyet : O ikiden
kurtulmuş olanı nice zamandan sonra hatırladı da dedi ki: "Ben size
o rüyanın tabirini haber veririm, hemen beni gönderin."
Yûsuf Sûresi-
46.Âyet : "Ey Yusuf, ey
doğru sözlü! Bize şunu hallet: Yedi semiz ineği, yedi cılız inek
yiyor. Ve yedi yeşil başakla diğer yedi kuru başak. Umarım ki, o
insanlara doğru cevap ile dönerim, onlar da (senin kadrini)
bilirler."
Yûsuf Sûresi-
47.Âyet : Dedi ki: "Yedi
sene eskisi gibi ekeceksiniz, biçtiklerinizi başağında bırakınız,
biraz yiyeceğinizden başka. "
Yûsuf Sûresi-
48.Âyet : "Sonra onun
arkasından yedi kurak sene gelecek, önceki biriktirdiklerinizin
biraz saklayacağınızdan başkasını yiyip bitirecek."
Hicr
Sûresi- 44.Âyet : "Cehennemin
yedi kapısı vardır. O kapıların her biri için birer grup
ayrılmıştır."
Hicr
Sûresi- 87.Âyet :
Andolsun ki, biz sana tekrarlanan yedi âyeti (Fatihayı)
ve yüce Kur'ân'ı verdik.
İsrâ
Sûresi- 44.Âyet :
Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar, Allah'ı tespih ederler.
O'nu hamd ile tespih etmeyen hiçbir varlık yoktur. Fakat siz,
onların tespihlerini iyi anlamazsınız. Şüphesiz O, halimdir çok
bağışlayandır.
Kehf
Sûresi- 22.Âyet :
Ashab-ı Kehf'in sayılarında ihtilaf edenlerden bazıları: Onlar, üç
kişidir, dördüncüleri köpekleridir" diyecekler. Diğer bazıları da
"Onlar, beş kişidir, altıncıları köpekleridir " diyecekler. Her
ikisi de bilinmeyen hakkında tahmin yürütmektir. (kimileri de:) "Onlar,
yedi kişidir; sekizincisi köpekleridir" derler. De ki: "Onların
sayılarını Rabbim daha iyi bilir." Onları ancak pek azı bilir, Bu
sebeple onlar hakkında bu bildirilenler dışında bir münakaşaya
girişme ve bunlar hakkında hiç kimseye de bir şey sorma!
Bakara
Sûresi- 29.Âyet : O ki,
yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yarattı . Sonra göğe yöneldi,
onları yedi gök olarak düzenledi. O, her şeyi bilir.
Bakara
Sûresi- 261.Âyet :
Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, bir tanenin durumu
gibidir ki, yedi başak bitirmiş ve her başakta yüz tane var.
Allah, dilediğine daha da katlar. Allah'ın rahmeti geniştir. O, her
şeyi bilir.
Mü’minûn
Sûresi- 17.Âyet :
Andolsun biz, sizin üstünüzde yedi yol yarattık. Biz,
yaratmaktan habersiz değiliz.
Mü’minûn
Sûresi- 86.Âyet : "Yedi
kat göklerin Rabbi, azametli Arş'ın Rabbi kimdir?" diye sor.
Lokman
Sûresi- 27.Âyet : Eğer
yeryüzündeki ağaçlar hep kalem olsa, deniz de arkasından yedi
deniz daha kendisine destek olduğu halde mürekkep olsa, yine de
Allah'ın kelimeleri yazmakla tükenmez. Şüphesiz ki Allah çok
güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.
Lokman
Sûresi- 12.Âyet :
Böylece Allah onları iki günde yedi gök olmak üzere yerine
koydu. Her göğe kendi işini bildirdi. Biz en yakın göğü kandillerle
süsledik ve koruduk. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah'ın
takdiridir.
Talâk
Sûresi-12.Âyet :
Allah O'dur ki yedi göğü ve yerden de onlar kadarını yarattı.
Emir bunlar arasında iner ki Allah'ın her şeye kâdir olduğunu ve
Allah'ın bilgisinin, her şeyi kuşattığını bilesiniz.
Mülk Sûresi
-3.Âyet : O, yedi
göğü, birbiri üzerine yarattı. Rahmân'ın yaratmasında bir
aykırılık, uygunsuzluk görmezsin. Gözünü döndür de bak, bir bozukluk
görüyor musun?
Nûh Sûresi
-15.Âyet : "Görmediniz
mi Allah yedi göğü uygun tabakalar halinde nasıl yaratmış?"
Nebe’
Sûresi -12.Âyet : Üstünüze
yedi sağlam bina (gök) çattık.
1662 - Abdullah İbnu
Mes'ud (radıyallâhu anh)'dan yapılan rivayette, Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurmuştur:
"Allah yedi semayı yarattı.
Her birinin kalınlığı beş yüz yıl yürüme mesafesidir."
2134 - Hz. Berâ
(radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resülullah bize yedi şeyi yasakladı:
-Altın yüzükler
-Altın ve gümüş kaplar,
-İpekli eyer yaygıları,
-İpekli kıssî kumaşlar,
-İstibrak denen kalın ipekli kumaşlar,
-İbrişim kumaşlar ve
-İpek kumaşlar.”
Derleyen: Hamdi Cenik
İstanbul -28.06.2005
http://sufizmveinsan.com
|