2311 - Sebretü'
bnu Ma'bed (radıyallâhu anh) anlatıyor:
"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Yedi yaşına geldi mi çocuğa
namazı emredin, on yaşına
geldi mi, kılmadığı zaman dövün.
2419 - İbnu Abbâs
(radıyallâhu anhümâ) anlatıyor:
"Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kim, yedi yıl sevabına
inanarak ezan okursa, Allah bunu, onun ateşten kurtulmasına bir
senet yapar."
1272 - İbnu Ömer
(radıyallahu anhümâ) demiştir ki:
"Kim Hac aylarında umre yapar, sonra Mekke'de hacc zamanı gelinceye
kadar ikamet ederse bu kimse, hacc da yaparsa mütemettidir. Bu
durumda kolayına gelen bir kurban kesmesi vacib olur. Eğer kurban
bulamazsa, üç günü hacc sırasında, yedi günü de döndüğü zaman
olmak üzere (on gün) oruç tutsun" buyurdu."
1280 - Müslim'in
bir diğer rivayetinde şöyle denir: "... Deve ve sığırda ortak
olmamız emredildi. Bizden her yedi kişi bir deveye iştirak edecekti."
1303 - İbnu Ömer
(radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm)'ı, yedi şavttan üçünü hızlıca yaptığı ilk tavafta,
Hacer-i Esved'e istilâm buyururken gördüm."
1308 - İbnu Abbâs
(radıyallahu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm), ifaza tavafının yedi şavtında da remelde bulunmamıştır."
1326 - Urve
(rahimehullah) anlatıyor: "İbnu'z-Zübeyr yedilerin arasını
birleştirir ve yürüyüşü hızlandırırdı ve Hz. Aişe (radıyallahu
anhâ)'nin de böyle yaptığını söylerdi. Ancak
en sonda her yedi için iki rek'at
(tavaf) namazı kılardı."
1330 - İsmail
İbnu Ümeyye (merhum) anlatıyor: "Zührî'ye, "Atâ:
"Farz namaz, iki rek'atlik tavaf namazının yerini de tutar" diyor,
(ne dersiniz)?" dedim. Şu cevabı verdi:
"Sünnete uymak daha iyidir. Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm )
yedi şavtlık bir tavaf yaptı. Mutlaka onun için iki rek'atlik
bir tavaf namazı kılmıştır."
1348 -
Ebuz-Zübeyr el Mekkî anlatıyor:
"İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ)'ın ikindi namazından sonra yedi
kere tavaf edip hücresine çekildiğini gördüm. Artık orada ne
yaptığını (tavaf namazı kılıp kılmadığını) bilmiyorum."
Rezîn şunu ilâve etmiştir: "(İbnu Ömer), üç kere tekbir getirir ve
şöyle derdi: "Allah'tan başka ilâh yoktur, O tekdir, O'nun ortağı
yoktur, mülk O'nundur, bütün hamdler O'na âittir, O her şeye
kâdirdir." Bunu da yedi kere tekrarlardı.
Merve'de de, her şavtta aynı şeyleri tekrar ederdi.
1367 - Rezîn'in
bir rivayetinde şöyle denir: "Bu yirmi bir tekbir, yedi tehlîl
eder. Bunlar arasında da dua eder, Allah'tan ister, sonra
(tepeden inmeye başlar), vadinin tabanına (şimdilerde Yeşil
Sütunlara) varınca koşmaya başlar, buradan çıkıncaya kadar koşar,
Merve yamacına varınca normal yürümeye devam eder. Tepeye, zirveye
çıkar, orada durup, Safâ'da yaptıklarını aynen tekrar ederdi.
Bunu yedi kere tekrarlar ve böylece sa'yini tamamlamış olurdu."
1415 -
Abdurrahman İbnu Zeyd anlatıyor: "İbnu Mes'ud (radıyallahu anh),
vadinin dibinden yedi çakıl atarak büyük şeytanı taşladı. Her
taşı attıkça tekbir getriyordu
1417 - Hz. Sâd
(radıyallahu anh) anlatıyor: "Veda haccından Resûlullah
(aleyhissalâtu vesselâm)'la beraber döndük. (Yolda konuşurken)
bâzılarımız
"Yedi taş attım"
bazılarımız da:
"Altı taş attım" diyordu, kimse kimseyi bu sebeple kınamıyordu."
1523 - Hz. Ebu
Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhisslâtu vesselâm) ilerledi, Mekke'ye girdi. (Doğru
Beytullah'a giderek) Haceru'l -Esved'e geldi, (ilk iş) onu istilâm
buyurdu. Sonra Beytullah'ı (yedi şavtta) tavaf etti.
(Tavaf tamamlanınca) Safâ tepesine geldi, oradan Beytullah’a baktı.
Ellerini kaldırıp Allah'ı (tekbir, tehlil, tahmid ve tevhitle
zikretmeye başladı ve Allah'ın zikretmesini dilediğince zikretti,
dua etti. Bu sırada Ensâr (radıyallahu anhüm) da onun aşağısında
(aynı şekilde zikir ve duada bulunuyordu)."
1453 - Hz. Enes
(radıyallahu anh) anlatıyor:
"Resûlullah (aleyhissalâtu
vesselâm), ayakta olduğu halde yedi deveyi kendi eliyle kesti.
1446 - Hz. Câbir
(radıyallahu anh) anlatıyor:
"Biz, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte (Hudeybiye
senesi) umrede temettu yaptık. O zaman
yedi kişi adına bir sığır keserek
iştirak ettik. Keza deve de yedi kişi adına kesilmişti."
1447 - İbnu
Abbâss (radıyallahu anhümâ) anlatıyor:
"Biz, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ile birlikte bir seferde
iken Kurban Bayramı geldi. Kurban için, sığırda yedi kişi,
devede on kişi ortak olduk."
1448 - Huceyye
İbnu Adiyy anlatıyor:
"Hz. Ali (radıyallahu anh):
"Sığır yedi kişi adına kesilir" demişti
1820- … İbnu
Abbâs (radıyallâhu anhüma) der ki:
"Allah'a yemin olsun, Ali (radıyallâhu anh) beş veya yedi cuma geçti
ki Resülullah (aleyhissalâtu vesselâm)'a aynı önceki mecliste tekrar
gelerek:
"Ey Allah'ın Resulü! dedi, geçmişte dört beş âyet ancak
öğrenebiliyordum. Kendi kendime okuyunca onlar da (aklımda durmayıp)
gidiyorlardı. Bugün ise, artık 40 kadar âyet öğrenebiliyorum ve
onları kendi kendime okuyunca Kitâbullah sanki gözümün önünde
duruyor gibi oluyor. Eskiden hadisi dinliyordum da arkadan bir
tekrar etmek istediğimde aklımdan çıkıp gidiyordu. Bugün hadis
dinleyip sonra onu bir başkasına istediğimde ondan tek bir harfi
kaçırmadan anlatabiliyorum.
Resülullah (aleyhissalâtu vesselam) bu söz üzerine Hz. Ali
(radıyallâhu anh)'ye: "Ey Ebü'l-Hasan! Kâbe’nin Rabbine yemin olsun
sen mü’minsin!" dedi."
Derleyen: Hamdi Cenik
İstanbul -05.07.2005
http://sufizmveinsan.com
|