ZEYD İBNU AMR İBNU NÜFEYL


İbnu Ömer radıyallahu anhüma Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'dan anlatarak der ki: "Aleyhissalatu vesselam, Zeyd İbnu Amr İbnu Nüfeyl'e, Beldah'ın aşağı kısmında rastladı. Bu karşılaşma, Aleyhissalatu vesselam'a henüz vahiy gelmeye başlamazdan önce idi. Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a bir sofra ikram edildi, sofrada et de vardı. Aleyhissalatu vesselam sofradan yemekten kaçındı ve onu Zeyd'e sundu. O da yemekten kaçındı. Sonra Zeyd şunları söyledi:
"Ben sizin putlarınıza kestiğiniz etten yemem. Ben sadece Allah'ın ismi zikredilerek kesilenden yerim."
Zeyd, Kureyş'i kestikleri sebebiyle ayıplar ve şöyle derdi:
"Koyunu Allah yarattı. Onun için gökten yağmur indirdi, yerden de bitki çıkardı. Ama siz onu Allah'ın ismini zikretmeden kesiyorsunuz."
Böylece, Zeyd onların bu davranışlarının münker olduğunu ortaya koyuyordu."
(KÜTÜB-İ SİTTE /4520)

Bir başka rivayette ise şöyle gelmiştir: "Zeyd İbnu Amr İbnu Nüfeyl hakiki dini sorup, ona tabi olmak üzere (Varaka İbnu Nevfel ile birlikte) Şam'a gitti. Orada bir yahudi alimine rastladı. Ona dinleri hakkında sordu ve:
"Belki de dininize gireceğim, (bana onu tanıtın)!" dedi. Yahudi:
"Sen, Allah'ın gadabından nasibini almadıkça bizim dine giremezsin!" diye cevap verdi. Zeyd:
"Ben Allah'ın gadabından kaçarak buralara geldim, (gadab değil, rıza ve rahmet arıyorum), elimden geldiğince, Allah'ın gadabından herhangi bir pay almaya asla niyetim yok. Sen bana bir başkasını göster (de ona gideyim)!" der. Yahudi alim:
"Ben hağflikten başka bir şeyi tanımıyorum!" cevabını verir. Zeyd:
"Haniflik nedir?" der. Yahudi alim açıklar:
"Hz. İbrahim aleyhisselam'ın dinidir. O, ne yahudi ne de hıristiyandı, Allah'tan başka bir şeye de tapmıyordu."
Zeyd onun yanından çıkınca hıristiyan alimlerinden biriyle karşılaşır. Ona da aynı şeyleri söyler. O da:
"Sen Allah'ın lânetinden nasibini almadıkça bizim dinimize giremezsin!" der. Zeyd ona da:
"Ben zaten Allah'ın lanetinden kaçarak bu diyarlara geldim. Elimden geldiğince, ebeddiyyen Allah'ın lanetinden bir şey yüklenmeyeceğim. Sen bana bir başkasını gösterebilir misin? der. O alim de:
"Hayır ben haniflikten başka bir şey bilmem!" cevabını verir. Zeyd ona da: "Haniflik nedir?" diye sorar. Alim:
"Hz. İbrahim aleyhisselam'ın dinidir. O ne yahudi ne de hıristiyandı, o sadece Allah'a tapardı" cevabını verir. Zeyd onların Hz. İbrahim hakkındaki sözlerini işitince, oradan ayrılır. Dışarı çıkınca ellerini kaldırıp:
"Allahım, seni şahid kılıyorum: Ben İbrahim aleyhisselâm'ın dini üzereyim!" der." (KÜTÜB-İ SİTTE /4521)

Esma Bintu Ebi Bekr radıyallahu anhüma anlatıyor: "Zeyd İbnu Amr İbnu Nüfeyl'in ayakta dikilip sırtını Ka'be'ye dayayarak şöyle söylediğini işittim:
"Ey Kureyş topluluğu! Vallahi ben hariç hiçbiriniz Hz. İbrahim aleyhisselam'ın dini üzere değilsiniz!"
Zeyd diri didi toprağa gömülecek kızları (kurtarıp) hayatını bağışlardı. Kızını öldürmek isteyen adama:
"Onu öldürme, onun külfetini ben üzerime alıyorum" der ve kızı alırdı. Kız büyüyüp serpilince, babasına:
"Dilersen sana teslim edeyim, dilersen külfetini ben çekeyim" der, (bakımına devam eder)di." ( KÜTÜB-İ SİTTE /4522)

İstanbul -15.12.2004
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail