Bir
kimse karısının tamamını veya onun yarısı gibi bir payını
veya tümüne delâlet edecek bir uzvunu, kendisine ebedî olarak
haram bulunan anne ve kız kardeş gibi bir kadının tamamına veya
bakması haram olan bir uzvuna benzetirse, bu “zıhar”
olur. Karısına şöyle demesi gibi: "Sen bana anam gibisin, sen
bana anamın arkası gibisin, senin boynun annemin arkası
gibidir." Bu şekilde söz söyleyen mükellef bir Müslüman üzerine
kefaret gerekir ki, bu kefareti yerine getirmeden karısı ile ilişki
kurması helâl olmaz. Böyle söylemekle yalan konuşmuş ve helâl
olan bir şeyi haram göstermiş olur.
Zıhar kefaretinin sebebi, helâl olan bir bedeni veya bir organı,
haram olan bir bedene veya organa benzetmek ve sonra da cinsel ilişki
kurmayı istemektir. Zıhar kefareti aynen oruç kefareti gibidir. (Büyük
İslam İlmihali – Ömer Nasûhi Bilmen)
ZIHAR
Konusuyla İlgili Âyet ve Hadisler :
Ahzab
Sûresi 4. Ayet: Allah bir adamın içinde iki kalp yapmamıştır.
Kendilerinden zıhar yaptığınız eşlerinizi anneleriniz yerine
koymamıştır. Evlatlıklarınızı da oğullarınız yerine koymamıştır.
Bunlar sizin ağzınızda lafınızdır. Allah ise gerçeği söylüyor
ve doğru yolu gösteriyor.
Mücadele
Sûresi 2. Ayet: İçinizden zıhar ile (sen, bana anamın sırtı gibisin,
demekle) kadınlarından ayrılmaya kalkışan kimseler bilmelidirler
ki, o kadınlar onların anaları değildir. Anaları ancak onları doğuranlardır.
Üstelik onlar gerçekten pek çirkin ve asılsız bir söz söylüyorlar.
Bununla birlikte Allah'ın affının ve mağfiretinin çok olduğunda
da kuşku yoktur..
Mücadele
Sûresi 3. Ayet: Kadınlarından zıhar ile ayrılmağa kalkıp da sonra
dediklerini geri alacak olanların, ikisi ilişkide bulunmadan önce
bir köle azat etmeleri gerekir. İşte siz bununla öğütleniyorsunuz.
Allah her ne yaparsanız haberdardır.
ZIHÂR
Seleme
İbnu Sahr el-Beyazi radıyallahu anh anlatıyor: "Ben, bir başkasında
rastlanmayacak derecede kadın mevzuunda zaafı olan (ve şiddetli
ihtiyaç duyan) bir kimseydim. Ramazan ayı girince (tahammül
edemeyip oruçlu iken) hanıma temas ediveririm diye korktum. Ve
Ramazan boyu devam edecek bir zıharda bulundum. Bir gece o bana
hizmet ederken, onun bazı yerleri açıldı. Kendimi tutamayıp
temasta bulundum. Sabah olunca yakınlarıma gidip durumu haber
verdim. Ve, "Benimle Resulullah aleyhissalâtu vesselâm'a gelin
(durumumu sorayım)" dedim.
"Vallahi hayır! Gelmeyiz!" dediler.
Resûlullah'a tek başıma gittim, durumu haber verdim.
"Yani sen böyle mi yaptın ey Seleme?" buyurdular.
Ben: "Evet, ben öyle yaptım! Evet ben öyle yaptım. Ancak
Allah'ın emri karşısında sabırlıyım, Allah size her ne göstermişse
onu bana hükmedin!" dedim. "Bir köle azat et!"
emrettiler. Ben: "Sizi hak peygamber olarak gönderen Zât-ı Zülcelâl'e
yemin olsun şundan başka rakabem yok" deyip rakabeme elimle şaplattım."
"Öyleyse peş peşe iki ay oruç tutacaksın!" buyurdular.
Ben: "Ama ben bu günahı oruç yüzünden işledim,
(dayanamam)!" dedim. "Öyleyse buyurdular, altmış fakire
bir vask kuru hurma taksim et!"
"Seni hak peygamber gönderen Zât-ı Zülcelâl'e yemin olsun
(ben ve hanım, her) ikimiz aç ve yiyeceksiz olarak geceyi geçirdik"
dedim. (Aleyhissalatu vesselam bu sözüm üzerine):
"Beni Zureyk'in sadaka mallarına bakan memura git, o miktar
(hurma)ı sana versin, sen altmış fakire yedir. Geri kalan bakiyeyi
de sen ve iyâliniz yeyin!" buyurdular. Ben kavmime döndüm.
Onlara: "Sizden zorluk ve bed fikir gördüm. Resûlullah
aleyhissalâtu vesselâm'da ise genişlik ve güzel fikir buldum. Bana
sadakanızdan verilmesini emretti!" dedim."
(KÜTÜB-İ SİTTE/4070)
Ebu
Davud'un bir diğer rivayetinde şöyle denir: "Cemile, Evs İbnu's-Sâmit
radıyallahu anhüma'nın nikahı altında idi. Evs ise, kendisinde
kadına karşı şiddetli istek bulunan birisi idi. Bu duygusu şiddet
peyda edince (nefsini frenlemek maksadıyla) hanımına zıharda
bulundu. Bunun üzerine, Allah Teâla Hazretleri, onun hakkında kefâret-i
zıhâr(la ilgili ayet)i inzal buyurdu." (KÜTÜB-İ SİTTE/4071)
İstanbul
- 27.03.2003
http://gulizk.com
|