ARAF Suresinden aldığım bazı manaları
paylaşmak isterim;
7:171. Bir zamanlar dağı İsrailoğullarının
üzerine gölge gibi kaldırdık da üstlerine düşecek sandılar.
"SİZE VERDİĞİMİ KUVVETLE TUTUN VE İÇİNDE OLANI HATIRLAYIN Kİ
KORUNASINIZ" dedik.
(Ayetteki dağ, Allahın insanlığa
kelimelerle hitap ettiği yüksek ve mukaddes yerdir. Bu kitap, içinde
kuvvetle tutulması, hatırlanması ve bağlı kalınması emredilen hükümler
bulunan, Duvarlarda veya raflarda yüksek yerlere koyduğumuz Kur'andır.)
172. Kıyamet gününde, biz bundan
habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Adem oğullarından, onların
bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu
ve dedi ki: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? (Onlar da), Evet (buna) şâhit
olduk, dediler.
173. Yahut "Daha önce babalarımız
Allah'a ortak koştu, biz de onlardan sonra gelen bir nesildik (onların
izinden gittik). Bâtıl işleyenlerin yüzünden bizi helâk edecek
misin?" dememeniz için (böyle yaptık).
(Rabbimiz yalnız Allah olduğunu bilirken
ve buna şahitler iken, içindeki hükümlere kuvvetle bağlı kalmamız
gerektiğini bildiğimiz, yüksek tuttuğumuz mukaddes kitap varken, yarın
onu bırakıp kendilerine uyduğumuz babalarımızı suçlayabilirmiyiz?)
174. “Belki inkârdan dönerler
diye âyetleri böyle ayrıntılı bir şekilde açıklıyoruz.”
7-el-A'RÂF Bismillâhirrahmânirrahîm
1. Elif. Lâm. Mîm. Sâd.
2. (Bu), kendisiyle uyarman, inananlara öğüt
vermen için sana indirilen bir kitaptır. Artık bu hususta kalbinde
(SADrında) bir şüphe olmasın.
3. RABBİNİZDEN SİZE İNDİRİLENE
(Kur'an'a) TABİ OLUN. O'NU BIRAKIP DA BAŞKA DOSTLARA TABİ OLMAYIN. Ne
kadar da az öğüt alıyorsunuz!
4. Nice memleketler var ki biz onları helâk
ettik. Azabımız onlara geceleyin yahut gündüz istirahat ederlerken
geldi.
5. Azabımız onlara geldiğinde çağırışları,
"Biz gerçekten zalim kişilermişiz" demelerinden başka bir şey
olmadı.
6. Elbette kendilerine peygamber gönderilen
kimseleri de, gönderilen peygamberleri de mutlaka SORGUYA ÇEKECEĞİZ!
7. Ve onlara (olup bitenleri) İLİMLE
mutlaka ANLATACAĞIZ. Biz, onlardan uzak değiliz.
Araf:203. Onlara bir mucize getirmediğin
zaman, (ötekiler gibi) onu da derleyip getirseydin ya! derler. De ki: BEN
ANCAK RABBİMDEN BANA VAHYOLUNANA TABİ OLURUM. Bu (Kur'an), Rabbinizden
gelen BASÎRETlerdir (basiret-SAD); inanan bir kavim için hidayet ve
rahmettir.