Ülkemizde
2005 yılında internet kullanıcılarının sayısının 15-18
milyon civarında olacağını düşünebiliyor musunuz? Ben de
düşünemiyorum. Sadece bilgisayar üzerinden internete bağlanan
kullanıcıları düşünürsek, Türkiye’ de 18 milyon
bilgisayar olması manasına geliyor bu. İçinde bulunduğumuz
“maddi sıkıntılar kulvarı” nı, “sabırla” ve ağır
adımlarla koştuğumuzu düşünürsek, bu olimpiyatın uzun süreceği
çok açık.
O
halde, 2005 yılında milyonlarca insan nasıl internete bağlanacak?
Bu sorunun cevabını teknolojide aramak gerekiyor. Teknoloji
kendi tarzında ilerlerken “mobil iletişim” tüm hızıyla
hayatımıza giriyor.
Bu
nasıl oluyor? Dijital dünyanın yönlendiricisi Microsoft öyle istiyor. İyi de
ediyor. Milyonlarca insan sadece masaüstü PC’ ler ile değil,
notebook, pocket PC, daha da önemlisi cep telefonu ile
internette online olacak. Aslında, bilgi teknolojileri dünyasında
gelişim ve yaygınlaşma için 3-4 yıl uzun bir süre. Bu süre
Türkiye’ de normal karşılanabilir, çünkü teknoloji
gelirken parayı götürüyor. Ülkemizde para daha önemli(!) işler
için kullanılıyor. Ama, öyle ya da böyle, teknoloji
ilerlemeye devam edecek ve beraberinde çağın iletişim ve
ticaretini değiştirecek. Buna da internet yön verecek.
Geleceğin
iletişim yöntemi: Herhangi bir zamanda, herhangi bir yerden
bilgiye ulaşmak. Amaç: Bilgiyi zaman ve mekân kaydından sıyırmak.
Microsoft’
un yeni hedefi; internet hizmetlerine yeni boyutlar katarak,
geliştirilmiş olan tüm bilgi makineleriyle uyumlu halde çalışmasını
sağlamak. Bu, web gezginlerinin bir sayfadaki bilgileri word işlemcisine
kayıp olmadan aktarabilmeleri, verilerin aynı zamanda web
formatında saklanabilmeleri, cep PC’ leri, tablet PC’ ler
gibi cihazların birbiriyle bağlantı kurabilmeleri anlamına
geliyor.
Bu
vizyon, bilginin özgürleştirilmesinin yanında gerçek
anlamda verimli iş süreçlerini, dolayısıyla her koşula
ayak uydurabilen şirketler yaratmayı kapsıyor. Gelecekte birçok
“evrim geçirmiş” şirketin yanı sıra, cep telefonlarının
icadından sonra oluşan “cep telefonu piyasası” benzeri
“bilişim piyasası” (olmadığından değil) yeni oluşumlar
gösterecektir. Çeviklik kavramı günümüz iş dünyasında
çok önemli ve bu özellik her sektörde faaliyet gösteren
firmalar için daha önemli hale gelecek. Şirketlerin
varolabilmesi; hızlı hareket etmek, hızlı karar alabilmek,
bu kararları hızlı uygulayarak iş dünyasında bir şeyler
başarabilmek gibi özelliklerinin olmasıyla mümkün. Kısacası
çevik olmaları gerekiyor. Buna “dijital çeviklik” dersek
yanlış olmaz. Çünkü bildiğiniz gibi çeviklik, kısa
zamanda yapılan hızlı hareket diye tanımlanır. Bir karate
ya da boks sporunda çeviklik ne kadar önemliyse, dijital
platformdaki de o kadar önemli olacak.
Mesela,
ülkemizdeki GSM şebekeleri GPRS teknolojilerini getirdikleri
anda reklamlarını yapmaya başladılar, “önce biz
getirdik” veya “bizimki daha hızlı” diye.
Bizler de, eğer GPRS işimize yarayacaksa, ilk olanı
tercih ederiz. Hızı yetmezse hızlı olanına geçeriz veya
her ikisini de sağlayan bir şebeke varsa onu tercih ederiz.
Çünkü yukarıda incelediğimiz gibi, iş sahasındaki
verileri gerekli şirket çalışanlarına en hızlı şekilde
ulaştırmak çok önemli.
Gelecek,
bizim alıştığımız zaman ve mekân kavramlarını değiştirecek.
İstanbul
- 20.08.2002
http://sufizmveinsan.com
|