Dünya “hızlan” emri almışçasına her geçen gün yeni buluşlara, yeni icatlara kulaç atmakta.
Bu hız insanın başını döndürüyor. Gelişmelerin esamesi bizim yanımızdan bile geçmese de, bir yerlerde türümüzden birilerinin bu mutlulukları yaşaması dahi büyük bir keyif veriyor.

Bilgisayar ve iletişim ağındaki mükemmellik, yenilerine gebe ve PC teknolojisindeki değişimin hızı Anadolu’da 40-50 çocuklu ailelerin üretim hızından bile daha süratli iken, nasıl olur da başınız dönmez ki!..
Kimi “Ümmetimin çokluğu ile övünürüm” sözünü , çocuk doğurmak olarak algılayacak, kimi de akli üretimlere hız vermek olarak ...
İkisi de aynı şeyi farklı algılayan iki ümmet olarak...

Diğer bir hız da tahdidini aşmış, tıp alanında almış başını gidiyor.
Özellikle organ nakli konusunda dünyanın atılımı akılları zaafa uğratacak türden.
Günlük gazetelerin yaşam köşesinde her gün yeni bir haberle irkiliyoruz.
Yedek insan parçası üreten laboratuvarlardan tutunuz da, annesinden canlı canlı sinir alınıp oğluna nakledilişi ve doğum esnasında sinir sisteminde fiziki bir zarar oluştuğundan sıcak soğuk farkını algılayamayan bir bebeğin normale dönüştürülebilme başarısı...

Diri diri çocuklarını gömen zihniyetin, diri vücutlardan alınıp çocuklarına monte edilen sinir ile çocuğunu normal ve hakkettiği yaşama döndürme gayreti içine düşecek kadar yükselişi...

Evet, mistisizm hep demez miydi; “siz şu et-kemik-sinir yığınından oluşmuş bir beden değilsiniz. Bu bedenin ötesinde bir ruh ve şuura da sahipsiniz” diye?…
Derdi, halen de demekte.
Son olarak organ nakillerindeki bu hız, insanlık için bu gerçeği bir kez daha somutlaştırmakta değil mi?..

Evet, kulağı olmayana , yedek parçadan bir kulak, kalbi tekleyene başka bir kalp nakli, işte size ait olmamasına rağmen, vücudunuza ‘import’ olan parçanın kişiliğinizi değiştirmemesi, sizin bir beden olmadığınız anlamına gelmiyor  mu?
Düşünün ki, arabanızın bir parçası arızalandığında veya deforme olduğunda, hemen yedek parça bulup onun yerine takıyorsanız ve arabanız size aynen önceki gibi,  hatta daha iyi hizmet veriyorsa, şuurunuzun bindiği araba olan bedeninizin yedek parça ihtiyacı olduğunda bunu temin etmek de bedeninizin sadece ama sadece bir binek olduğu idrakını sizde uyandırmayacak mı?

Organ nakli artık, beyin nakline kadar dayandı, bu işlem hali hazırda maymunlar üzerine pratik edilmekte. Bir de bu gerçekleşirse ‘seyreyle gümbürtüyü’ sûfi şair Yunus’un demesi misali...

Aslında insanoğlu bırakın organ-beden naklini, ruh bile nakledebilmekte farkında olabilse.
Yine mistizim bu konunun üsütünü mecazi bir şekilde örterken altını da çizmiş değil mi :“Ve Ademe Allah Ruh’undan nefhetti” derken?
Tek Ruh her an her bir türe kendini nefhederek , o birimde birimin kendi ruhu olarak teşekkül edip, o birim olarak yaşamıyor mu?
Ha bu işlem 120. gün olmuş bizde, ha kalbimiz yarılmış da altın tasta yıkanmış yıllar sonra.
İnsanın varlığının devamı her ân RUH’ tan gelen tecelliler sonucu değil mi?

İstanbul - 19.11.2000
http://afyuksel.com


Üst Ana sayfa e-mail