İnsan hayal ettiği kadar yaşar” cümlesinin ihtivası felsefi bir derinlik yaşatsa da zihnimizde, esasında tüm çıplaklığı ile bize gerçeği sunmaktadır. Öncesinde hayaller vardır her şeyin. Bomboş bir arazinin üzerine kurulacak bir fabrikanın, o arazi üzerinde önce hayalleri kurulur, fabrika kurulmadan. O fabrikanın üreteceği ürünler düşünülür.  Tüm insanlığın hizmetine sunulacak olan ürünlerin talebi oranında büyüyecek, gelişecek bir fabrika hayal edilir.  İşte gerçek tümüyle bu kadardır, insan hayal eder ve hayal ettiklerini ortaya koymak için yaşar.

jigadan makroya
makrodan mikroya

mikrodan nanoya, her boyutta hayaller ve bunların sonucu olan ürünler farklılık gösterse de ortak iç dinamik hiç şüphesiz üretim ve bunun karşılığı olan güçtür.

Galaksinin hayalindekilerine her ne kadar vakıf olamasakta ürünlerini görebiliyoruz, seyredebildiğimiz oranda. Yıldızlardan süpernovalara, kara deliklerden ak deliklere uzanan yelpazede her ürün kendi tüketicine hizmet vermekte. Galaksi gücü nispetinde üretimini ortaya koymakta çeşitli isimlerle.

Ülkelerin hayalleri globalleşen dünyada, geçmişten geleceğe değişirken. Güçlü olanın ayakta kaldığı, gücün ise ancak üretimle ölçülebildiği evrensel gerçekler ışığında gözden kaçmamaktadır. Ülkeler yüzyıllarını stratejik bir yöntemle önceden hedeflemekte, buna uygun üretim ve planlama yapmaktadırlar.
Ve hayallerine adım adım yürümektedirler güçleri nispetinde.

Şirketler de hayallerini kurarlar yapacaklarının öncesinde. Kimisi pazar paylarını artırarak on yıl içinde sektörün en büyük şirketi olacaklarını söylerken, Kimisi ürün yelpazelerini arttırarak yirmi yıl içersinde dünyanın en büyük kırk şirketi arasına gireceklerini öngörmektedirler. Tüm bu hesaplar yapılırken gözden kaçmaması gereken önemli bir unsurda şirketlerin bu hedeflemeleri yaparken güçlerini iyi ölçmesi, iyi bir strateji ve oluşacak tehlikeler karşısında anti-stratejiler geliştirmeleridir. Zira toplam değeri üç milyon dolar olan şirket bir yıl sonraki yatırımlarını yüz milyon dolar olarak hayal etmesi, sonu kaçınılmaz bir sükut-u hayal olarak değerlendirilebilir.

Tüm bu anlatıklarımızdan sonra nano boyut olarak değerlendirebileceğimiz insana geliyoruz. İnsan anlatığımız tüm kademelerde var olan yegane varlık belki de, tüm düşünceleri düşünen, tüm hayalleri kuran, yaşayan, seyreden. İnsan sonsuzluğu bünyesinde barındıran, sonsuzluğa uzanan hayallerini üreterek varlık alemine sunan, tüm bunlarla birlikte hiçbiri ile kayıtlı olmayan yegane HAYAL.

Ülkeleri hayalleri istikametinde biçimlendiren insan.
Şirketleri hayalleri istikametinde biçimlendiren insan.
Kitleleri hayalleri istikametinde biçimlendiren insan.
Yaşamını hayali istikametinde biçimlendiren insan.
Bütün bunlardan sıyrılıp şekilsizliğiyle övünende ne GARİPtir ki İNSAN.

İnsanlarında hayallerini üretmek için yola çıkarken dikkatlerinden kaçırmaması gereken en önemli unsur güçlerini iyi ölçmek olmalıdır. Eğer kurulmuş olan hayal beyindeki gücü aşıyorsa öncelikle hedefe kilitlenmeli, azim ve sebat ile beyindeki güç günden güne, aydan aya, yıldan yıla artırılmalı böylelikle gerekli gücü tahsis ettikten sonra hedeflenen hayali ortaya koyarak üretimini, tüketilmesi için tüm insanlığın hizmetine sunulmalıdır.
Daha önce hiç yazı yazmamış ama tüm hayali insanlığa 99 tane farklı mana içeren kitap yazmak isteyen bir adamı ele alalım. Bu kişi hayalindekini açığa çıkarmak için beynindeki gücü artırmalıdır. Bunun içinde öncelikle 99 tane kitap okuması daha sonrasında 99 yazı yazması gerekmektedir. Bunun sonrasın kitap yazmak için gerekli güç oluştuğundan 99 kitap hayalini ortaya koymaya başlayabilir.

Bütün bu anlattıklarımızdan sonra...
Hayalleri sonsuzluğa ulaşmış...
Bu hayallerini gücü nispetinde üreten...
Ve bu ürünlerini tüm varlığa sunan olmamız dileğiyle

Hoşçakalın...

İstanbul - 23.5.2001
http://afyuksel.com

 


Üst Ana sayfa e-mail