“Ben
değilsem kim? Şimdi değilse ne zaman?”
Talmut’tan alınan bu
söz, temelleri tam
oturtulamayan kimliğin yanı sıra,
yapılabilecek şeylerin vakit geçirilmeden yerine
getirilmesi gereğini anlatıyor.
Bu
söz, başkasını değil, beni hatırlatıyor. Bana yapamadığım
şeyleri yapma gücünün sadece kendi elimde olduğunu öğretiyor.
Başkasından beklediğim her şeyi önce benim, sadece kendimde
bulabileceğimi, yapabileceğimi
söylüyor. Bununla
kalmayıp diğer insanlara da her zaman yapabilecekleri mutlaka
bazı şeyler olduğunu, bunu fark etmelerini, yerinde ve
zamanında oluşlara katkıda bulunmalarını öğütlüyor.
Toplumsal
olarak yaptığımız
bir şeyi sadece ben yapsam ne olacak !
Sadece ben yayalara yol versem, sadece ben vergi versem ,
yerinde tüketip israf etmesem, bağırıp çağırmasam, hayata
hep olumlu baksam, güzel şeyler söylesem, herkesin hakkına
riayet etsem. Ne değişebilir ki?.
Bunların hepsini sadece ben yapıyorum diye düşünsem de
bundan vaz mı geçmeliyim ?.
Aklım,
takıldığım bu noktalarda hızla gidip geliyor.
Evet
başkaları bu işlevleri
üstlenmese, gerek görmese de, ben doğru olarak bildiğimi
yapmalıyım. Başka hiç kimse yapmıyor olsa da ben
yapabilirim, yapmalıyım diye düşünüyorum.
Mantığım,
insanların duyarsız olduğu bir dünyada yaşayamayacaklarını
söylüyor.
Aksini de düşünmek istemiyorum. Çünkü bu halde taşlar
yerine oturamaz, evrensel sistem çalışmaz. Evrende her şey
bilinçli, yerli yerinde.
Mutlaka yapacak bir şeyler vardır. Ve herkes kendi yaptıklarından
sorumludur.
Yaşamımız
her gün verdiğimiz önemli, önemsiz birçok kararın bir
araya gelmesiyle yönleniyor.
Hiç
kararlarımızı vermeden düşündük mü? Yaptığım fiil kimi, neyi ,
nasıl etkiliyor diyebildik mi?
Ardımıza baktığımızda, yapageldiğimiz her fiilin olumlu ya
da olumsuz, bize geri döndüğüne tanık oluyoruz..Bir hareket
mutlaka sistemde yerini buluyor, karşılığı ise bize, biz nasıl
düşündüysek, o şekilde geri dönüyor.
Bu
yüzden ben, Talmut’un
sözünü her an hatırlamayı öneriyorum.
Çünkü o anda, belki de bir daha asla yakalayamayacağınız fırsat
size verilmiş. Bu
şansı değerlendirecek kişi de “siz”siniz
!.
Siz, zamanında olayı algılayabilir, “adam sende” demez, başınızdan savmazsanız, isabetli bir karar
vermiş olursunuz..
İnsan yaşamını bu noktaya odaklayabilirse olaylardan
etkilenmesi diye bir durum da söz konusu olamaz..
Kısacası, bizler üzerimize düşen şey ne ise onu yapmalıyız.
Sonuç
olarak şunları söyleyebilirim:
İnsan
anımsayamayacağı şeyler
üzerinde durmamalı, kendine ne kadar uzak kaldığını
hissedip, yine kendisi ile yakınlık kurmayı başarmalı
ve her şeyi kendinde bularak ileriye bakmasını bilmelidir.
Dr.
Füsun Aydoğan
İstanbul
- 19.02.2002
http://sufizmveinsan.com
|