Dürüstlük, adalet
ve denge müslümanın en önemli vasıfları
arasındadır. İman, insanı kendi özüne karşı
dürüst olmaya götürür. Kendi özüyle çelişmeyen
kişinin davranışları da bir kıvama ererek seviye
ve denge kazanır. Dürüst kişi, her durumda
gerçeği söyler ve menfaatler uğruna gerçeklerden
taviz vermeyerek, “gerçeğin ciddî yüzüne” hem
kendini hem de toplumu alıştırır. İnsanın
kendisine ve topluma faydalı davranışlar
sergileyip bu konuda hatasızlığı, titreyen
kalbin bir fonksiyonudur. Çünkü bu kalp sahibine
hassasiyet ve dürüstlük kazandırır.
Hepimiz ‘konuştuğu
gibi davranan, özü sözü doğru olan insana’
güveniriz ve onun dediğine inanırız. Her şeyi
açık seçik, dürüstçe, bizden hiçbir şey
saklamadan söylediklerini iddia eden bazı
insanların ellerine bakın: Eğer söylediklerinde
samimî değillerse, ellerini, sanki bir perde
gibi ağızlarına ve yüzlerine kaparlar. Gözlerini
inceleyin; doğrudan yüzünüze bakamaz, gözlerini
kaçırır, sık sık kollarını göğüslerinin üzerinde
kavuştururlar.
Hayatı sayısız hata ve yanlışlarla dolu olan
hiç kimse gerçek anlamda özgür değildir. En
güzel hayat biçimi olan dürüstlük, mutlu ve
huzurlu bir şekilde yaşayabilmenin de asgari
şartıdır. Dürüst insan, harici özelliklerini
deşifre ettiği kadar dahili unsurlarını da
ortaya koymaktan çekinmez.
Allah da öz ve sözlerini temiz tutanları
sevmektedir.
Dürüst ve salih
davranışlarda bulunmayan evlat, peygamber
ailesinden bile sayılmamıştır.
“Mü’min safdır, cömert-şerefli ve haysiyetlidir;
fâcir ise, kurnaz ve alçak tabiatlıdır.”
Hadiste bu psikoloji şöyle ifade edilir; “Doğruluk,
gönül rahatlığı ve iç huzurudur; yalan ise
kararsızlıktır.”
Şairin dediği gibi: İnsana sadakat
yaraşır, görse de ikrah. Yardımcısıdır
doğruların Hz. Allah.
Bilinçli iletişim ve dürüstlük, anlamlı
hayat sağlar, anlamlı hayat da sakin ruh halinin
gelişmesine yardımcı olur.
Dürüst insan,
kişisel bütünlük içindedir. Kişisel bütünlük,
aslında sorumluluğun bir türüdür. Yani kişi,
düşünce, duygu ve davranışlarının ahenk içinde
olmasından hesap vermeye hazır olduğu zaman
kişisel bütünlük ortaya çıkmaktadır. Hz.
Peygamber bir hadisinde: “Bana altı konuda
garanti verirseniz, ben de size cenneti garanti
ederim. Birincisi, konuşunca doğru konuşmak,
ikincisi söz verdiğinde sözünde durmak,
üçüncüsü emanet edilen bir şeyi iade etmek,
dördüncüsü namuslu olmak, beşincisi
gözleri haramdan korumak, altıncısı
ellere hakim olmak”
buyurmaktadır. Dikkat edilirse bunların her biri
hakikî dürüstlüğü gerektiren hususlardır.
Nitekim Rabb’imiz:
“Ey iman edenler! Allah’ın emirlerine karşı
gelmekten sakının ve dürüst insanlarla beraber
olun”
buyurmak suretiyle müslümanları dürüst
insanlarla arkadaşlığa teşvik etmektedir.
Rasülullah (s.a.v.) de: “Sizin en hayırlınız,
ehline (yani hanımına, çoluk-çocuğuna, hâne
halkına) karşı iyi davrananızdır”
demektedir. Bu iyi davranma, dürüstlük, adalet
ve dengeli olmayı da ifade etmektedir. Belli
bir bilgi ve tecrübeye dayanarak, samimî bir
niyetle verilen hayırlı karar ve uygulamalar,
müslümanın en önemli güç kaynağıdır.
Böylesine seviyeli davranışa götüren kararlar
verebilen insana, ister istemez herkes saygı
göstermek durumunda kalır.
****
Kumanda: Uzaktan
kumandalı aletler hayatımızda önemli bir yer
tutuyor. Fakat acaba biz bu cihazları mı, yoksa
bazı aletler bizi mi kumanda ediyor. Ratinglere
bakılırsa halimiz hiç de hoş değil sanırım.
*****
Dürüst ve dengeli
davranışlarla, ferdi ve sosyal hayatımızın
akışını güzelleştirme temennisiyle.