HAYAT SERMAYESİ - Eğitim Meselemiz

Dr. Hüseyin Emin Sert
 

Eğitimin ana malzeme ve hedefi insandır. Ancak insana harcanan emeğin, yapılan yatırımın sonuçlarını kısa dönemde görmek mümkün olmaz. Aile, kreş, ana okulu, ilk-orta ve yüksek öğretim kurumlarında yüzlerce eğitimcinin aktarmaya çalıştığı bilgi ve becerilerin ne kadar etkili olduğu, eğitilen insanın kişilik ve değer yargılarını nasıl biçimlendirdiği, ancak 20-25 yıl sonra görülebilir.

İnsanoğlunun tarih sahnesine çıktığından bu yana en büyük uğraşı; maddî ve manevî ihtiyaçlarını karşılamak, daha rahat, mutlu ve huzurlu bir yaşam düzeyine ulaşma noktasında olmuştur. Çağdaşlaşma, modernleşme, kalkınmış ve mutlu bir toplum olmanın yolu da şüphesiz ki eğitimden geçmektedir.

İnsanın kişiliği, dünya görüşü ve hayat anlayışını belirleyen en temel etken, inanç ve değer yargılarıdır. Bu nedenle eğitimin en çetrefilli meselesi, inançlar ve değer yargılarını değiştirmeye yönelik bilgi ve faaliyetlerdir. Değer yargıları, bir milletin kolektif hafızasının ve müşterek geçmişinin ürünü olarak, çok uzun bir süreçte oluşur.

Günümüz devletleri halklarını mutlu kılmak için eğitime büyük bir önem vermekte, sahip oldukları kaynakları bu alanda değerlendirmeyi yeğlemektedirler. Doğrusu bunda da haklıdırlar.[1]

Eğitim sistemimizin her kademesinde çözülmesi gereken problemler vardır. Bu problemler, eğitim politikamızdaki yanlışlardan, maddi imkansızlıklara kadar uzanan çok geniş bir sahayı kapsar. Memleketimizin en önemli problemlerinden biri olan kültür problemimiz, hemen her meselemizin ana sebebi, eğitim sistemimiz ve politikamızdaki, dolayısıyla yurt içi ve dışı eğitimimizdeki sıkıntılarınde en önemli sebeplerinden biridir.

Dini hükümlerin de en temel gayelerinden birisi, insanoğlunu bütün boyutlarda yetiştirip eğitmek ve onu tekamüle ulaştırmaktır. Eğitim sahasında hiçbir gerçek görmezden gelinemeyeceği için, İslam dini insanoğluyla uzaktan yakından ilgisi olan bütün gerçeklere önem verir.

İslami eğitim ve terbiye metodu; insani duyguları arıtıp temizleme, onu makul ve doğru bir mecraya doğru yönlendirme esasına dayalıdır, bu doğrultuda gayesine ulaşma yolunda, tam bir basiretle insanı olgunlaştırmaya çalışır. Akıl ve tefekkürün ulaşabildiği bütün alanlarda; yüce ve eşsiz İslâm dininin hüküm ve prensiplerinin sağlam, tutarlı ve güvenilir çehresi, olanca parlaklığıyla kendisini göstermektedir. Fakat hakikati kabul etmek istemeyene hiçbir delilin fayda vermediği de acı bir gerçektir.

Öğrenci velileri, tanıdık ve akrabaları, kısacası, eğitim ve öğretime ihtiyaç duyan insanların bütününün, öğrenmeyi ihtiyaç görmesi çok önemlidir. Bu noktada Herkes içim sürekli eğitim seferberliğine ihtiyaç vardır. Zira cehalet, öğrenme ihtiyacının bittiği anda başlar. Zorla, baskıyla, denetimle gerçek eğitim ve öğretim olmaz.

Eğitimden maksat kişisel bütünlüğe ulaşmış, dengeli, verimli insanlar yetiştirmektir. Kişisel bütünlük, bilgi yüklemekle değil, bilgiler ışığında kendini geliştirme iradesiyle olur. Yani gaye, davranışı olumlu yönde değiştirmek, olgunlaştırmaktır. Şahsiyet sahibi, vatana ve millete faydalı olacak insanlar yetiştirmektir.[2]

Okuma ve eğitimin hedefi, tutarlı ve verimli yaşama tekniğinden başka bir şey değildir. Eğitim faaliyet ve teknikleri, çocuğun hayatıyla ne kadar çok ilgilenir, onun ihtiyaçlarına fiilen ne derece hizmet ederse o kadar canlı bir rol üstlenmiş olur.[3] Bu gerçekler göz önünde bulundurularak hayırlı ve verimli eğitim ve öğretimler temennisiyle…


[1] Hüseyin ÖZLÜK, http://www.meb-yayimlar.gov.tr/nisan2000/25.htm   TIME \@ "dd.MM.yyyy HH:mm" 10.10.2007 01:26.

[3]BALTACIOĞLU'NA GÖRE OKUMA EĞİTİMİ, Musa ŞENOL, AKÜ.,SosyalBilimler Dergisi, Sayı :3,1999. 97-105, (http://www.egitim.aku.edu.tr/senol1.htm    TIME \@ "dd.MM.yyyy HH:mm" 10.10.2007 01:26).

 

 
 
Elâzığ - 10.10.2007