ünyada
modern ayak topunun başlangıcı olarak İngiliz
Futbol Federasyonu'nun 1863'de kurulması gösteriliyor.
Futbol müsabakalarında İlk resmi maç ise yaklaşık bir yıl
sonra
9 Ocak 1864' te
oynanmıştır. Şu anda
futbol, tam 138 yaşına bastı.
Bu
büyülü oyunun kökleri, çok eski çağlara dayanıyor. Hz.
İsa'dan yıllarca öncesinde çeşitli küresel objelerle,
kalabalıkların katıldığı top oyunlarının oynandığını
yazıyor tarih kitapları. Eski
Çin, Grek ve Roma'dan tutun, Mayalar'a
kadar tüm eski medeniyetlerde futbolun izlerine rastlamak mümkün...
Günümüz futbolunun beşiğinin Britanya
olduğu sık sık dile getirilse de, buna çok benzer bir oyunun
1810'da Rusya'da
oynandığı kaynaklarda yer alır. İskoçlar,
Galler ve İrlandalılarla aralarındaki çekişmeden galip
çıkan İngilizler,
1863'te Football
Association'ı (dünyanın ilk futbol federasyonu) kurarak
futbola egemen olan ilk ulus oldu. Çağdaş futbolun pek çok
kuralının yazılı hale getirilip, temellerinin atılmasının
ardından, 138 yıl önce 9 Ocak' ta Londra'nın
Battersea Part adlı stadında
dünyanın ilk futbol karşılaşması yapıldı. Daha
sonra Avrupa'yı bir çığ gibi kapladı.
Bütün
dünyada insanoğlunun bugünkü yaşam kurallarına dünyanın
en güzel oyunu futbol hakim oldu. Başta Brezilya,
Arjantin, İngiltere ve İtalya bu oyunun simge ülkesi
oldular.
Futbolun
Avrupa'da, Asya'nın
büyük bölümünde ve Latin
Amerika'da en sevilen takım sporu olmasının nedeni, oldukça
hareketli oluşudur.
Futbolda
fizikselliğin bütününü düzenleyen hareketlerin
hepsi vardır. Koşma, atlama, düşme, kafaya çıkma vs...
Bunlar oyunun kuralları ile bağlantılıdır. Aynı zamanda
karşıta üstün olma ve doğaya kafa tutma çabasıdır. İnsan
beyninin bir ürünü olan futbol, özellikle bir zekâ
oyunudur.
Satranç
oyunu kadar dikkât, meleke ve pratik zekâ istemektedir. Fizik
yapı bakımından ilk insanla bugünün insanı arasında
belirli bir ayrım yoktur; ancak bu yüzyılda gelişim yönünden
daha belirgin bir üstünlük görülmektedir. Bu üstünlük
futbolda da kendini göstermiştir. Futbolun gelişiminde başrolü
oynayan
taktik anlayışının sahaya yansıması
en iyi sonuçları elde etme amacına yöneliktir. Zekâ
yetilerinin meleke halini aldığı bu oyundaki ayak
hareketlerinin bedenin diğer bölgelerinde olduğu gibi
sinirler vasıtasıyla yönetildiğini biliyoruz Hareketlerin
refleks mekanizmasına dönmesi küçük yaştan itibaren
futbola olan eğilimle ilgilidir.
Televizyonda
bir maç seyrettikten sonra, sokağa çıkıp futbol oynayan çocuklara
katılıp onlarla beraber olmak istersiniz. Demek ki, futbol
seyreden kişinin duyduğu heyecan ve hayranlık da ona bu
olguyu öğrenmede yardımcı olmaktadır. Futbol beyinle ilgili
olduğu için sevilmektedir. Futbol oyununda da her meslekte her
sanatta olduğu gibi aklın ön planda olması gerekiyor.
.
Kendisinde
futbol zekâsı olmayan bir kişi, asla belirli yükselmeleri
yapamaz. Çok iyi bir teknik direktör dahi zekâsını
kullanamayan bir kişiyi iyi bir oyuncu yapamaz. Esasen, kulüpler
oyuncu seçiminde söz konusu bu faktörlerin hepsini değerlendirmek
zorundadır. Bu şartlar ekonomik konumlara göre işlerlik
kazanır.
Ne
var ki, zekânın yanı sıra bedensel hareketlerdeki pozitif
konum da mutlaka gereklidir ve bu yetiler onun iyi bir futbolcu
olduğunun işaretidir.
Futbolu öğrenmek için örnek bir oyuncu olması şarttır. İyi
bir oyuncunun da müsabakalar sırasında maruz kalacağı
olumsuz hareketlerde
kendine hakim olabilmesi gerekmektedir..Bir futbolcudaki form düşüklüğü,
onun ruhsal, fizik ve zekâ durumu ile olduğu kadar, oynadığı
süre içindeki astrolojik etkilerle de alakalıdır.
Ancak özellikle astroloji bugün resmi olarak kabul edilen bir
bilim dalı olmadığı için, kimse bunun farkında değildir.
Futbolcu kendine gayet iyi baktığı halde,
form düşüklüğünün sebeplerini bir türlü çıkaramaz
ve bunu
anlamsız gerekçelere bağlar. Oysa sebepleri kesinlikle
bilimseldir.
Futbolda
son zamanlarda, futbolcudan da üstün tutulan bir
görev var: Teknik
Direktörlük.
Teknik Direktör, bir takımın her şeyidir. Oyunu okuyarak yönetmede,
ayrıca maç içinde değişik taktikler yaparak kazanmada en önemli
etmendir.
Asrın
sporu Futbol 21.yüzyılda da varlığını bütün şiddeti ile
devam ettireceğe benziyor!..
İstanbul
- 22.01.2002
http://sufizmveinsan.com
|