Müslüman hoş
geçimli, kendisiyle ülfet edilebilen, elinden ve
dilinden diğer Müslümanların emin olduğu
kimsedir.
Müslümanlık kimliği kişiye öncelikle kendi
içinde uyum ve sosyal bütünlük bahşeder. Bu uyum
ve bütünlük onun tutum ve davranışlarını kontrol
eder. Çünkü o fıtratındaki ilâhî imzayı hayata
geçirmiş iç ve dış uyumu gerçekleştirerek
istikamet üzere salih amel işler duruma
gelmiştir. Mümin aynı zamanda ailesi ve
toplumuyla da hoş bir iletişim kurar. Onlar
kendini onaylamayacak durumda bile olsalar, bunu
bir çatışma unsuru haline getirmez. Onlara olan
mesajlarını İslam'ın vakarına uygun şekilde
Kur'an ve hadislere göre ulaştırmaya çalışır.
Rahmet Peygamberi gibi hidayetleri için dua
eder.
Zorlaştırmayıp,
kolaylaştırmak, müjdeleyip nefret ettirmemek
İslam'ın şiarından olabilecek kadar önemli bir
vasıftır. Ama üslup ve tarz çok önemlidir.
Sevdirip benimsetmeye çalışmalıdır. Bu hiçbir
zaman asıl prensiplerden taviz vermek anlamına
gelmez. Prensiplerde ciddi, insanlar arası
münasebetlerde uyumlu olmak, Müslüman kimliğinin
önemli özelliklerindendir. Nitekim Kur'an-ı
Kerim Peygamberimiz (s.a.v.)'in bu mülayim
tebliğ tarzını sitayişle bizlere haber
vermektedir. "Sen (o zaman), sırf Allah'ın
rahmetiyle onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer
kaba, katı yürekli olsaydın, onlar senin
etrafından dağılıp giderlerdi. Artık onları sen
bağışla, onlar için Allah'tan mağfiret dile.
(Yapacağın) işlerde onlara da danış, bir kere de
azmettin mi, artık Allah'a dayan. Muhakkak ki
Allah kendine dayanıp güvenenleri sever."
Burada sıla-i
rahim ve merhamet ile irtibatlı bir hadisi
nakletmek uygun olacaktır. "Resülullah
(aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Allah,
merhametli olanlara rahmetle muamele eder.
Öyleyse, sizler yeryüzündekilere karşı
merhametli olun ki, semâda bulunanlar da size
rahmet etsinler. Rahim (akrabalık bağı)
Rahmân'dan bir bağdır. Kim bunu korursa Allah
onunla (rahmet bağı) kurar, kim de koparırsa,
Allah da ondan (rahmet bağını) koparır."
Dolayısıyla Müslüman her fırsatı dini
güzellikleri yansıtmak için bir vesile
kılacaktır. Önce güzellikleri yaşatacak, sonra
örnek olarak modelleme yoluyla yaşatmaya
çalışacaktır. Ey Müslüman sen öyle mükemmel
ol ki, seni öldürmeye gelen sende dirilsin.
Allah'ın rahmetine
erişebilmek için O'nun kullarına merhametle
muamele etmek gerekir. Nitekim Hz. Muhammed
(s.a.v.) "İnsanlara merhametli olmayana Allah
Teâla merhamet etmez"
buyurmaktadır.
Rabbimiz
Müslümanların özelliklerinden bir ayette şöyle
bahsetmektedir; "Muhammed Allah'ın elçisidir.
Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin,
kendi aralarında merhametlidirler. Onları
rükûya varırken, secde ederken görürsün.
Allah'tan lütuf ve rıza isterler. Onların
nişanları yüzlerindeki secde izidir."
Bizden olmayanlara
gösterdiğimiz hoşgörüyü kendi aramızda da görmek
ve göstermek durumundayız. Hatta merhamet ve
hoşgörünün esas layıkı onlardır. Asıl
prensiplerden taviz vererek bir yere varılamaz.
İnsani ilişkilerde diğerlerine de hoşgörülü bir
yaklaşım sergilenebilir ama dini prensipler
noktasında taviz vermek kimsenin haddine
değildir.
Ramazan
bereketiyle kalbini ve beynini şenlendirip
mükemmel iletişimle huzur ve mutluluk
atmosferini bütün insanlığa ulaştırma
temennisiyle…