Geleceğini garanti altına almak isteyenler,
gerekli eğitim alt yapısını hazırlamalıdırlar.
Dünyanın
geleceğini olduğu kadar, millet ve devletlerin
istikbalini belirlemede gençliğin eğitimi
ciddiyet ifade eder. Geleceklerini garanti
almak isteyen; kişi, kurum ve milletler, yeni
neslin iyi yetişmesi için gayret ederler.
Çoklarımızın izleyip geçtiği bilim kurgu
filmlerinin arka planında bu gerçek
yatmaktadır. Yani o dönemde erişilen bilgi ve
tecrübeler, hatta üzerinde çalışılan konular,
genç neslin dimağına, bir hayal ve kızıl elma
olarak yerleştirilir. Yetişmekte olan nesil,
okuma, araştırma ve gelişimlerini bu ufuk
çerçevesinde şekillendirme zemini bulurlar.
Geçen
hafta Cuma günü namazdan çıkınca, geleceğin
öğretmenlerinin yetiştirildiği Öğretmen
Lisesi’ne uğradım. Nöbetçi öğretmenimizi
selamladıktan sonra, Müdür odasına doğru
yöneldim. Girişte sağda “Duvar Gazetesi”
dikkatimi çekti. Gençlerin eserlerinden not
alırken, etrafımdaki öğrencilerle sohbete
başladık, derken Müdür Bey odasına davet etti.
Ancak ayaküstü, öğretmenler ve öğrencilerle
sohbetimiz devam etti. Bu hasbıhalimiz, toplantı
odası ve sınıf ortamında devam etti.
Bu
atmosferdeki intibalarım bir defa daha teyit
etti ki; gençler bizim zannettiğimizden çok
daha güçlü bir enerjiye sahipler. Bazı
hadiselere yaklaşımları da gayet makul… Ancak
onlara bizlerin örneklik ve rehberlik konusunda
yapmamız gereken çok önemli etkinlikler var.
Öncelikle belli noktalarda olan kimseler,
gençlere duygudaşlık (empati) ile
yaklaşarak, onların gerçeklerine göre bir
strateji kurmalarına yardımcı olmalıdırlar.
Bu noktada fert ve kurumlar arası gerekli
köprüler kurulmalıdır.
Her
türlü iletişimde yapmacıklıktan uzak durmak
gerekir. Bu rehberlik noktasında daha büyük önem
arz eder. Çünkü içten ve samimi olmayan
hiçbir yaklaşımdan istenilen neticeler alınamaz.
Gençlerin gelişimi esnasında
karşılaşabilecekleri muhtemel sıkıntıları nasıl
atlatabilecekleri noktasında resmiyetten uzak,
hasbi ve içten bir yaklaşım; birçok meseleyi,
sorun haline gelmeden önce çözebilecektir.
Bu noktada; anne-baba, öğretmen, okul idareleri
ve ilgili kurumlara büyük görevler düşmektedir.
Sağlıklı bir nesil yetiştirebilmek için,
rehberlik sisteminin iyi çalıştırılması ve doğru
modellerin ortaya konulması kaçınılmazdır.
Okullardaki rehberlik ve danışmanlık sistemi,
tek öğretmenin resmi kayıtları tutmasından
öteye, daha etkin hale getirilmeli, gerçek
hayattan başarılı kişiler konferans, panel gibi
ortamlarda öğrencilerle buluşturulmalıdır.
Doğru modeller ön plana çıkarılmaz ise,
sıradanlaşan bir tabir ile yeni nesil
enerjisini, “ya topçuların veya popçu”ların
peşine takılmada bulacaktır. Diğer bir kısmı
da, çalışmadan kazanma ve köşe dönme gibi
toplam kaliteden uzak ve sonu olmayan yollara
tevessül edebileceklerdir.
Benim
olaylara yaklaşımım “kime ne verdik ne
istiyoruz” noktasındadır. Biz bu enerji dolu
gençlerimize ne verdik, ne istiyoruz? Güzel
modeller koyabildik mi önlerine? Çalışanın
kazandığı, haklının güçlü olduğu, ehliyet ve
liyakate riayet edildiği, idealler için her
türlü feragati gösterebilmeyi öğretebildik mi?
Yoksa ekranlardan eğitim adına hala “hababam
teraneleri” mi pompalanıyor.
Gençlerin iyi yetişebilmeleri için televizyon,
internet vs. gibi iletişim araçları da, eğer
varsa milli-manevî değer ve ideallere göre
şekillendirilmelidir. Çağın ihtiyaçlarına
cevap veremeyen bir yaklaşım çözüm için
alternatif olmaktan uzaktır. Bir millet
ancak düştüğü noktadan ayağa kalkabilir.
Kültürel yozlaşma ile, bir yere varmak mümkün
değildir. Gelişim için iyiden yana değişim
kaçınılmazdır. İnsani, kültürel ve dini
değerlerden uzak bir şekilde olgun insan
yetiştirmek mümkün değildir. Vicdanların
köreltildiği bir toplumda, hakkaniyet ve
adaletten uzak yapılarda, mükemmellik ortaya
çıkmaz. Biz yeni neslin fıtratının bozulmasını
engelleyebilirsek mesele hallolacaktır.
Güzel
örnek ve modellenebilecek kimlikleri ön plana
çıkartmak, rehberlik ve modelleme için
kaçınılmazdır. Millî, insanî ve
kültürümüzün temel taşını oluşturan dinî
değerlerden uzaklaşarak istikbali omuzlayacak
bir neslin yetiştirilmesi mümkün değildir.
Bu noktada devlet, millet ve insanlığı sevenlere
birçok vazifeler düşmektedir. Unutmayalım ki;
istikbali kurabilmek için gençler, ideal, güzel,
modellenebilecek örnek insanlara ihtiyaç
duyarlar.