Hayatın Akışı

Dr. Hüseyin Emin Sert
 

“İnsan olmak; ölüm bilincine sahip olarak, hayatın akışına
 kimliğinizle çelişmeden ayak uydurmak, zor zanaattır.”

“Ebedî hayatı kazanmak için bulunduğumuz dünya hayatımız,
istek ve hayâllerimizle değil, ilgi, bilgi, tutum ve davranışlarımızla şekillenir.”

Hayata gelirken görüşümüz alınmadığı gibi, hayat sermayesi zamanın akışında da fikrimiz sorulmamaktadır. Ancak kabiliyet ve vaktimizi değerlendirip, hayatın gerçek hedeflerine ulaşabilmek için, belli bir kapasiteye sahip olduğumuz tartışılamaz.

Herkesin, genç-ihtiyar, kendisine göre bir uğraş ve meşguliyeti vardır. Öğrenci; okula geliş-gidiş, ödev, ders, imtihan, tatil... İşadamı; çek, senet, ödeme, yatırım, vergi... Memur ve emekli; sınırlı maaş, aylık geçim, kira, su, telefon, elektrik parası ödemeleri... Ev hanımı; yemek, bulaşık, çamaşır, ütü, temizlik, vs. bunları uzatmak mümkün.

Ama hiç kimse sadece bu saydıklarımızı yapmak için, bu dünyaya gelmedi. Bu meşguliyetlerin yanı sıra, hayata anlam katacak, kalıcı olabilmek için gayret etmek ve bunu sağlayacak bir ruh lazım! İnanan insan için bu anlam, nihaî hedef olan Yaratıcı'nın rıza ve memnuniyeti, ebedî hayatın kazanılması... Ancak bunun için kim ne kadar gayret ediyor. Böyle bir hedef ve gayeyi, günlük hayatında canlı tutuyor? Bu düşünülmeli ve tartışılmalıdır.

Rabbimizle ilişki ve iletişimimiz hangi boyutta? O’na kul olabilme derdinde miyiz? Yoksa efendisinden kaçanlardan mıyız? İnsanî ilişkilerimiz, bize huzur ve mutluluğu sağlıyor mu? Bunun için gönderilen Kitab’ın ve en güzel örneğin pratik hayatımızda yeri var mı? Yoksa küçük hesaplar içinde kaybolup, bazı menfaatlere ulaşabilmek için, yakın ve uzak geleceğimizi mahvetmekle mi meşgulüz?

Bunları düşündüğümüzde; hayatımızı biz mi yönlendirip yöneteceğiz, yoksa anlamsız, hedefsiz, gayesiz, bizi huzur ve mutluluğa taşımayan anlamsız bir hayatın çarkları arasında kaybolup gideceğiz? sorusuna tatmin edici bir cevap vermek durumunda olduğumuzu anlarız.

"Hayatın Akışı" bu düşüncelerle, inandığını ifade eden insanlar olarak "dünya hayatımıza anlam kazandırma ihtiyacı"ndan, 30 yıldır fikir çilesiyle yetişmeye çalışan gönül doktorunun kaleminden satırlara ve ekranlara taşındı... Geribildirim, tenkit ve tekliflerinizle, herkesin kendini bulabileceği, kendini ifade edebileceği projelerle, sizlerle beraber yaşayacak...

Anlamsız bir hayat yaşamayı kimse arzu etmez. Ancak hayata anlam katmak çaba ister, bunun için neler yapılabilirin müzakeresini gündemde tutmaya çalışacağız. Yolda yürürken tanıdığımıza verdiğimiz "selam" veya "iyi günler" temennisi ve yüzümüzdeki gülümseme, çıkar ve menfaat hesaplarından uzak olursa anlamlı... "Mutlu olmak mı istiyorsunuz? Etrafınızdaki insanları mutlu etmeye çalışınız." Onların gönüllerinden yayılan ışık, etrafımızda sevgi, saygı ve huzur hâleleri oluşturacaktır.

Gerçek dost, acı konuşur. Size, eksik ve kusurlarınızı hatırlatıp, sizi mükemmelleştirmek isteyenlerle arkadaş olunuz. Hakiki dostun, sizi hayatın gerçeklerine ve ebedi hayata hazırlaması gerektiğini unutmayınız.

Hayat, sadece rızık veya konfor endişesiyle yaşamaya değmez. Hayata anlam katmak, ebedi hayata hazırlanma stratejisine uygun olarak yaşamakla mümkün olabilir. Bilinçli, dürüst ve güvenilir bir kimlik oluşturabilir, Allah katında makbul kalıcı bir eser bırakabilirseniz, hayatı gerçekten değerlendirmiş, zamanın acımasız çarkları arasında ezilmemiş olursunuz.

"Hayatın Akışı" Yaratıcı’nın imzası insan fıtratının derinliklerinden kaynaklanarak, gerçek hayatla buluşmayı hedefleyen bir misyonla sizlerle beraber olacak. Geribildirimlerinizle, hep beraber hayatımızın akışına yön vermek için, kabiliyet ve kapasitelerimizi en iyi şekilde değerlendirmek temennisiyle... 

 

 
 
Mekke - 09.01.2007