HAYAT SERMAYESİ - İnsanlığın iyilik ve kötülükle imtahanı

Dr. Hüseyin Emin Sert
 

 “İyilik yap denize at, balık bilmezse Hâlık bilir. Çünkü
 iyiliğe iyilik her kişinin kârı, kötülüğe iyilik er kişinin kârıdır.”

Hepimiz insan olarak, bazı iyi davranışlarımızın yanı sıra, hata ve kötülük de yapabiliyoruz. Ancak gerçek insanlık, hataların azaltılması ve güzelliklerin çoğaltılmasıyla mümkün olmaktadır. İnsan potansiyel olarak iyi ve kötü arasında bir yerdedir. İç dünyasındaki çatışmaları iyiden yana kazanarak olgunlaşabilen kişi, gerçek insanlık boyutuna yükselebilir. Kendini gerçekleştirerek nefsini kötülüklerden arındırabilen kişi, her iki âlemde huzur ve mutluluğa erebilir. Nitekim hidayet rehberimizde şöyle haber verilmektedir; “Sonra da ona (insana) iyilik ve kötülük kabiliyeti verene and olsun ki: nefsini kötülüklerden arındıran kurtuluşa ermiştir, kendini fenalıklara gömen kimse de ziyana uğramıştır” (Şems (91):8-10). İki cihanda da zarara uğramamak için her ne olursa olsun, haram ve kötülüklere bulaşmamak gerekmektedir.

Kötülüklerden uzaklaşıp iyiliklerle buluşabilmek için, insan daima iradesine sahip olmalıdır. Zaten insanı, insan yapan iradesidir. Kendini gerçekleştirme ve Rabbi katında iyi bir kul olma gayreti göstermeyenlerin, hayatı da anlamsızlaşır. Böyle kimselerin kalıcı bir eser bırakma ve iyi bir insan olma ihtimalleri düşüktür. Çünkü yüce Yaratıcı herkese değişik kabiliyet ve kapasiteler vermiştir. Herkes bu kapasitesini nasıl ve nerede kullandığından sorumludur. Bu kabiliyetleri insanlık ve Müslümanlık yararına kullanma stratejileri üretmek her şuurlu kimsenin vazifesidir.

Ne yarattığını en iyi Bilen, bizim maddî ve manevi ihtiyaçlarımızı da gayet iyi bilmekte ve bu hususta da; insan Peygamber, Kitap ve âlimler vasıtasıyla bize rehberlik yapmaktadır. Bu ilahî rehberlikten istifade edilerek geliştirilecek stratejiler, ehil ellerde işlerlik kazandığı ölçüde, ferdi ve toplumsal problemlerimizin çözülme ihtimali de yükselecektir. Hayatımızı şekillendirecek kararlar verirken bir bilene sorma, istişare ve danışma kanalları daima açık tutulmalı, düşmeden önce düşünerek hareket edilmelidir. Zira hayat bir imtihandır ve kimin ne ile denenip sınacağı belli olmaz. Bazıları varlık, bazıları yokluk, bazıları makam-mevki ve bazıları hastalık ve daha nice imtihan vesilesi ile sınanırlar...

“Her canlı ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak kötülük ve iyilik ile deneyeceğiz;

hepiniz de sonunda bize döndürüleceksiniz” (Enbiya Suresi, 21/35). Bu âyette Yaratıcımız hayatımızın bir gün son bulacağını, ölüm gerçeğine dikkat çekerek vurgulamaktadır. Hayatın akışı içinde, her insanın bir şekilde imtihan edileceğini daha pek çok âyet beyan etmektedir.

İmtihanın boyutlarını daha iyi anlayabilmemiz için yüce Allah “Biz, insanların hangisinin daha güzel amel edeceğini deneyelim diye yeryüzündeki her şeyi dünyanın kendine mahsus bir ziynet yaptık” (Kehf Sûresi, 18/7) buyurmaktadır. İnsanların günlük yaşayışlarına bakıldığında görülecektir ki; dünya hayatı ahirete göre peşin gibi gözüktüğünden, insanlar hesabı ve ebedi hayatı unutmuş bir tutum içinde yaşamlarını sürdürmektedirler. İnsanî münasebetlerimiz, alış-verişlerimiz ve her türlü muamelemiz, bu gözle incelendiğinde bunun pek çok örneği bulunabilecektir.

Rabbimiz bu noktada da rahmetiyle kullarını ikaz etmekte, “Servet ve oğullar, dünya hayatının süsüdür; ölümsüz olan iyi işler ise Rabbinin nezdinde hem sevapça daha hayırlı, hem de ümit bağlamaya daha lâyıktır” (Kehf Sûresi, 18/7) buyurarak tercihlerimizi, kalıcı güzel amellere yöneltmemizi emretmektedir.

İnsan, dünyaya kabiliyetlerini geliştirerek, kötülüklerden uzaklaşmak ve en iyiyi yapmak suretiyle bu imtihanda başarılı olup olamayacağının sınanması için gönderilmiştir. Kötülüğü, iyilikle ortadan kaldırma prensibini uygulayarak ilâhî hoşnutluğu kazanma temennisiyle…

 

 
 
Elâzığ - 13.11.2007