Son
antropolojik bulgulara göre, ilk Homo
sapiens
sapirens’lerin
Afrika’da çok dar bir zaman dilimi içerisinde birçok yerde
ortaya çıktıktan sonra ilk büyük göçü nereye yaptıkları
karışık. Muhtemelen, ilk büyük göç dalgaları Hint Yarımadası’na
ve Orta Asya’ya olmuş. Avrupalılar da, 30-35 bin senelik bir
göçle Orta Asya’dan gelen Homo
sapiens
sapiensler’in torunları, bu arada mozaik evrimsel adaptasyonlarla uğrayarak
beyaz ve sarı ırkçıklara tahvil oldukları düşünülüyor.
Ortadoğu’ya göç de muhtemelen Orta Asya kaynaklı. Kızılderililer
diye nam bulan, sonradan müstevlîlerce (hani şu bir yenisine
hazırlananların büyük büyük babaları) kâtledilen gerçek
Amerikan yerlileri son büyük Buz Çağı’nda Bering Boğazı
yoluyla hicretin sonucunda “yeni dünyâya” ayak basmışlar.
Yahudiler’in
ve Araplar’ın Hint yarımadasından göç eden ve tamamen aynı
etnik kökten gelen (Sâmiler), sırf din faktörü sebebiyle bu
gün düşman hâline gelmiş gruplar olduğu, Hz. İbrâhim’in
(Abraham) de, o dönem avamında yaygın olan politeist
Brahmanist inançlardan farklı olarak, bunlara karşı çıkılan
ve sâdece inisiyelerin kabûl edildiği monoteist havâss
dinine mensup bir proto-Yahudi din adamı olduğu, isminin “A
+ Braham”’dan (Brahm’a karşı çıkan) geldiği, üç büyük
İbrâhimî dinin kültürel antropolojik mâzisinin bu olduğu
iddia ediliyor.
Eskiden
beri “Psikiyatri ve İnanç Sistemleri ve Din” konularıyla
yakından ilgilenmekteyim. Ulusal kongrelerde bu konularda 3 ardışık
konferans verdim, yayınlarım var. Dinler târihinin yatay düzlemde
incelendiği ve dinî fenomenlerin psikolojik-psikiyatrik
tahlilinin yapıldığı bir eseri de bitirmek üzereyim, yakın
bir gelecekte yayınlamayı umuyorum.
Bütün
insanlar (Homo sapiens
sapiensler)
aslında tek bir tür (aynı filum’un bir kolu) ve ırktandır
(race); yâni HEPİMİZ GERÇEKTEN KARDEŞİZ. Irk lâfının çağrıştırdığı
mide bulandırıcı ırkçılık
ideolojisinden dolayı, son dönemlerde antropologlar bu hususun
altını önemle çiziyorlar. Mozaik yapısal ve kültürel-dinsel
evrimsel değişiklikler sâdece birer zenginliktir. O
zenginlikleri, diğerlerinin aleyhine mâlzeme yapmamak kaydı
ile, korumak ve araştırmak da zâten her insanın insan olma
borcudur. Milliyetçi söylemlerimin altında yatan impetus da
aslâ emperyalist veya ırkçı değil, tamamen kültürel bir
varoluş kaygısıdır...
Prof.Dr. M. Kerem Doksat
doksat@superonline.com
İstanbul
- 14.01.2003
http://sufizmveinsan.com
|