07
Aralık 2002 tarihinde Show TV’de yayınlanan bir programa
konuk oldum; bâzı söylediklerim kırpılmış olduğu için
seyrederken üzüldüm. Ortaokulda terk-i tahsil eylemiş ve hâlen
eliyle beyin dalgalarını ölçüp negatif enerji yerine
pozitif enerji vererek, bir köy dolusu kollektif histeri içerisindeki
kadını avucunun içini uzaktan titreterek “iyi eden” bir
şarlatanın ipliğini pazara çıkardım. “Bu yapılan, Türkiye
Cumhuriyeti Yasaları’na göre suçtur, hasta muayenesi ve
tedavisi sâdece tıp doktorlarının işidir” diye ekleyip,
“bu sözlerimi de lûtfen yayınlayın” dedim. Yapmadılar!
Adamın yaptığı, bilinçsizce ve beceriksizce toplu hipnozdu;
verdiği telkinle de köylüleri sömürüyordu. Halkın
anlayacağı dille bunu anlatmaya çalıştım.
Akupunktur
konusunda Sağlık Bakanlığı bir düzenleme ve Yönerge hazırlamış,
bu iyi. Hipnoz ise, Freud ekolünün tesiriyle bir süre revaçtan
düştüyse de, tekrar hak ettiği prestiji bulmuş,
Erickson’un silik hipnoz tekniği ile de çok gelişmiştir.
Kitaplarda bölümler hâlinde yer almakta, ciddî bilimsel
dergilere konu olmaktadır. Bizde de, Van’daki bir grup
meslekdaşımızın çıkardığı “International Journal of
Sleep and Hypnosis” dergisi buna kaliteli bir örnektir. Web
adresi http://www.sleepandhypnosis.org.
Benim de âzâsı olduğum Tıbbî Hipnoz derneğinin birtakım
çalışmaları var ama konunun mistifiye edilmesinin, kâzip
guruların zuhurunun önüne geçilebilmiş değil.
“Bilinçli
hipnoz” diye, hüsnüniyetli bir Anadolu doktorunun geliştirdiği
uygulamayı bilimsel bir şeymiş gibi gösterenler var. Hipnoz
kontrollü bir dissosiyasyondur ve zâten bir bilinç (şuûr)
değişikliği hâlidir. Olsa olsa, “hatırlanan, kişinin hâfızasını
kaybetmediği hipnoz” filân denebilir. Uygulayanlara baktığınızda
diş hekimleri ve pratisyenleri görüyorsunuz. Hipnodenti hâricinde,
psikoterapi için diş hekimleri hipnoz uygulayamaz, Dünya
Hipnoz Birliği’nin etik prensiplerine de aykırıdır. Hele
“telepatik hipnoz” filân yoktur, safsatanın dik âlâsıdır!
Medyumlara,
mânevî şifâcılara ve benzeri şarlatanlara alıştık da,
aman bâri “Dr.” Veya “Dt.” unvanlı gurular olmasın!
Rahmetli pederimin kemikleri sızlar…
Prof.Dr. M. Kerem Doksat
doksat@superonline.com
İstanbul
- 12.12.2002
http://sufizmveinsan.com
|