|
(Bu Yazı 7 Ocak 2000 tarihli Akşam Gazetesinde yayınlanmıştır.) Yeni bir bin yıla adım atarken, unutmayalım ki; zaman ne denli hızlı akıp giderse gitsin, dünya ne kadar küreselleşirse küreselleşsin, toplumlar gelenekleriyle, tabularıyla, şartlanmalarıyla yaşamaya devam ediyor. Örf ve adetler, alışkanlıklar, toplumsal yaşamları birbirinden ayırsa bile, asla belirgin bir kopukluk oluşturmuyor. Diğer taraftan, gelenek ve göreneklerin ortak karakteri oluşturmasına karşın, yine de yenilik gelişimi bekleniyor... Şimdi yeni bir yıl geliyor... Benzer bol rakamlı bir yıldan yine benzer bol rakamlı bir yıla geçiş söz konusu... Ama bu seferki çok farklı... 2000' li yıllar!.. Tüm beklentilerin odağı olan milenyum dediğimiz; aslında temeli bilim adamı olarak yüzyıla damgasını vuran Albert Einstein tarafından atılan bu dönemin başlangıcında hedefi iyi seçmek gerekiyor. Teknolojinin sınır tanımadığı bir çağın eşiğindeyiz. Pek çok iletişim büyüğü teknolojik yatırımı yaparken dijital devrim kendi kurallarını koyuyor. İnternet, ülkeler arası vizeyi kaldırıyor ve siz bilgisayarınızın başında daha global olabiliyorsunuz. Sanal alemde site sahibi olmakla dükkân veya ofis açmak arasında bir fark yok gibi... İnternet
ağının her alanı kapsadığı bu devirde insanların porno
sitelerinden kendilerini kurtararak ilgi duydukları diğer alanlara yöneldiği,
arama motorlarıyla binlerce bilgi yüklü siteyi hayranlıkla
izleyebildiği ve hayatı daha birçok yönden renklendirebilecek böyle
bir imkân varken, okur - yazar oranının, okuma merakının en düşük
seviyelerde olduğu, Bence, ancak olanakları değerlendiren ve kullanabilenler, değişim çağına çeyrek kala şekilsel beklentiye ulaşmış hâle geldiler... Milenyum bir muamma değil, yeniliğe ayak uydurma zamanıdır. Ancak bu devirde; Güneş
yine doğudan doğacak, kozmik etkiler barış, kavga, savaş getirecek, dört
yüz milyar yıldan fazla süredir güneşin çevresinde dolaşan dünya,
turlarına devam edecek. Bahçelerde renk renk güller açabilecek;
bedenler benliklere tercih edilecek, ilim ile dedikodu aynı potada
eritilmeğe çalışılacak, Einstein' in görecelik teorisinin yansımalarını
en iyi ve çarpıcı bir biçimde izlediğimiz " Maymunlar Cehennemi
" filmi, bilim kurgu türünden de olsa geçerliliğini sürdürecek;
enflasyon halkın iliğini emecek, bilim adamları daha ileriye gitmek için
çalışacak, mistik sahada akrebin akrebe etmediği davranışlar
yine uygulanacak; Mısırlılar Nil nehrinin taşmasına sebep olan Sirius
(parlak bir yıldız) yıldızının gücüne inanmağa devam edip aç
kalmamak için onun doğuşunu gözleyerek tarım yapmayı sürdürecek,
mekân alışkanlığının getirisi Bütün
bunlar milenyum çağına girdik diye değişebilir mi?.. Önemli olan, öncekilerin yaptığı gibi, tabulardan sıyrılıp kavramların gerçekte bir şekil olduğu sezgisiyle değişimi kabul etmek ve yeniliklerden yararlanmaktır. Mutluluğun sadece hazda değil, mutsuzlukta da bulunduğunu görmek, farkı fark ederek o süreçte değişime ve yeniliğe adapte olabilmek de kaçınılmaz bir olgu... Bilgi,
tecrübe ve kültür ile birleşen bu özelliklerle teknoloji Ne var ki; değişim çağına girerken siz gene de evinizde mum bulundurun... Unutmayın burası Türkiye'dir... Ahmet
F. Yüksel |
||