Aktinik
Keratozlar halk arasında çok bilinmememekle birlikte biz
dermotologların özellikle yaşlı popülasyonda çokça
rastladığı bir sorundur.
Genellikle
40-50 yaşları sonrası güneşe maruz kalan yüz, boyun, saçsız
kafa alanları, el sırtlarında kızarık zımpara kağıdı görünümlü,
üzerindeki skuam kaldırıldığında çabuk kanayan lezyonlardır.
Güneş hasarının olduğu alanlarda yerleşimi fazladır.
Meslek icabı dış alanlarda çalışan, gemici, çiftçi, yol
işçilerinde çok daha sık olarak rastlanmaktadır. Açık
renk tenli, açık renk gözlü, açık ya da kızıl saçlı
olan kişilerde (yani güneş hasarına yatkın) sıklığı
fazladır.
Türkiye
'de istatistiksel çalışmalar yeterli olmadığı ve az sayıda
çalışma bulunduğu için aktinik keratozla ilgili verileri
USA kaynaklarına dayanarak vermeye çalışırsak hastalığın
sıklığı ve önemi daha iyi anlaşılacaktır.
Amerika'da
her yıl 900.000 - 1.200.000 yeni deri kanseri olgusuna
rastlanmaktadır. Deri kanserlerinin çoğunluğu BCC (Bazal Hücreli
Kanser) denilen türdendir. Sonuç olarak heryıl 200.000 yeni
SCC(Skuamöz Hücreli Kanser)vakası görülmektedir.
Özellikle
1300 ile 2300 arasında kişi melanoma dışı deri
kanserlerinden (özellikle metastaz yapmış SCC)hayatını
yitirmektedir.
Bu
rakamlar aktinik keratozları tekrar gündeme getirmektedir.
Çünkü epidemiyolojik ve moleküler düzeydeki çalışmalar
aktinik keratozların SCC'nin erken evresi olduğunu göstermektedir.
Aktinik
kerotozlar, yatkınlığı olan kişilerde uzun süre güneşe
maruz kalmakla oluşan yaygın bir sorundur. Amerika'da yapılan
bir çalışmada dermatoloji kliniğine başvuru yakınmaları
arasında 3.sırayı aldığı gösterilmiştir.
Başka
bir çalışmada ise 1990-1994 yılları arasında dermatoloji
kliniklerine başvuran 127 milyon hastanın 14.6 milyonu (%11.5)
aktiniz keratoz teşhisi almış ve tedavi görmüş hastalardan
oluşmaktadır. Deri kanserleri ise dermatoloji poliklinik
ziyaretlerinde %7.6 lık oranla 4. sırayı almaktadır(1.sırada
akne=sivilce, 2.sırada=ekzama, 3.sırada=aktinik keratoz).
Tüm
aktinik keratozlar SCC oluşumuna yol açmazlar, fakat
hangilerinin SCC oluşturacağıda bilinmemektedir. Aktinik
keratozların %0.1 - %10'u SCC oluşumuna neden olmaktadır.
Güneşte
çabuk yanan, bronzlaşmayan, çil oluşumuna yatkın olan kişiler
aktinik keratoz geliştirmeye müsaittirler. Kişilerin bu yatkınlıklarının
yanı sıra toplam güneşte kalma süreleri de çok önemli bir
faktördür. Yaşlanma ile birlikte aktinik keratozların sayısında
da artış olmaktadır. Cinsiyet açısından değerlendirildiğinde
erkeklerde daha fazla görüldüğü anlaşılmaktadır. Bir çalışmada
16-49 yaşları arasındaki kişilerde erkeklerin %27'sinde
bayanlarınsa %13'ünde aktinik keratoza rastlanmıştır. Yaş
ilerledikçe erkek ve kadın oranı birbirine yaklaşmaktadır.
Aktinik keratozların görüldüğü bölgeler güneş
enerjisine en fazla maruz kalan alanlardır. En sık %80 oranıyla
üst dudakta, baş ve boyun bölgesinde yerleşim göstermektedirler.
Aktinik
keratozların dermatoloji polikliniklerinde sık rastlandığı
ve halkımız tarafından pek bilinmediği görülmektedir. Bu
lezyonlar deri kanserlerinin bir çeşidi olan SCC'nin erken
evresi olarak kabul edilmektedir. Tüm aktinik keratozlar üzerinde
SCC gelişmemektedir. Fakat hangilerinin üzerinde SCC gelişeceği
önceden bilinmediği için aktinik keratozların tedavilerinin
mutlaka yapılması ayrıca aktinik keratoz geliştirme riski
olan kişilerin kendilerini güneş ışınlarına karşı
korumaları önerilmektedir.
Uzm.Dr.
Hülya GÜÇLÜER
hgucluer@hotmail.com
İstanbul
- 05.10.2000
http://sufizmveinsan.com
|