Bir
nesnenin veya bir kimsenin yerini alabilecek değerde bir başka
şeyin olmaması halidir, alternatifsizlik... Bir anlamda, seçeneği
olmamaktır. İlginçtir ki; günümüzde teknoloji baş döndürücü
bir hızla gelişirken, alternatifsizlik denen bu olgu da başını
almış gidiyor.
Ancak
hakkını vermek gerekirse, bu kavramı, eksiklikler yokluklar
ve tatminsizliklerle dolu dünyamızda,
bir bakıma insanı heyecandan heyecana sürükleyen ve
durmaksızın üreten bir yapının erişilemez niteliği gibi düşünmekteyim.
Ne var ki; çoğu insan yetenek ve kapasitesi
istikametinde sıradan bir yaşam sürdüğünü kabul ederken,
nedendir bilinmez, hiçbir şey yapma becerisine sahip olmayan,
en basit bir işe bile kafa patlatamayan bir yığın insan
ise, çok çok beğendiği bir kimseye alternatif olabileceğini
düşünerek hemen alternatifsizliğini ilan ediyor. Bu tipler
ortalarda dolaşıp duruyor !..
Anlayacağınız,
“alternatifsiz” kimliğini tespit ettiğim
insan sayısı bir hayli arttı çevremde. Hemen gözüme
çarpıyor bunlar. Hallerinden mi, tavırlarından mı
nedir bilemem ama tanıyorum onları. Benim çözemediğim şey,
nasıl olup da bu vizyonu üstlenebildikleri... Bu niteliği
benimseyişleri ciddi mi
yoksa bir özentiden mi ibaret, diye düşünüyorum ve işin içinden
de bir türlü çıkamıyorum. İşin komik yanı, ne zaman zor
bir durumda kalsalar, o çok güvendikleri konumlarını bir
anda unutup, beğenmedikleri
ortamlardan veya bireylerden medet ummaktan geri
kalmamaları.
Bazı alternatifsizler de var ki, bu niteliklerini kanıtlama
pahasına, müdahale edilmesi gereken yerlerde imajlarının
zedelenmemesi için konuya eğilmek zahmetine bile katlanmıyorlar.
Kısacası “ bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın ” mantığı ile yaşam
süren, inanılmaz pişkinlikteki bu insanları anlamak bir
hayli zor...
Kimi
alternatifsizler de kendileri dışında kalan kimseleri küçümseyerek,
“ alternatifi olmayanı
oynamaya ” bayılıyorlar. Bu hallleri ile egoları
feci şekilde yoğunlaşmış ve adeta kendilerini esir eder
hale gelmişlerdir. Belirsizliklerle dolu bu düşüncelerinde
belli etmemeye çalıştıkları yegâne şey, korku içinde
olduklarıdır. Korkularını gizliyorlar. Korku, paniği
getiriyor; panik de beceriksizliği... Belki korkup
paniklemeseler, alternatifsiz oluşlarındaki yetersizlik anlaşılmayacak.
Onların bu üstü kapalı olan ancak sezinlenebilen halleri,
yine de acayip bir şekilde, eğreti bir elbise gibi üzerlerinde
sırıtıyor...
Görüntüde “Bundan
sonra her önerinize açığım.” diyebilecek kadar olgun
olduğuna inandıran, ama hep kendi bilen, başkalarına hak tanımayan,
hata yapmada rekor kırarak “alternatifsiz”
olduğunu dile getirenlerine de rastlamak mümkün.
Ayrıca, kariyer sahibi
olup inanılmaz başarılara imza atan ve gerçekten belirli bir
yere gelen bazı kimselerin, yaşamlarında hiçbir şeyin değişmeyeceğini
sanıp ömür boyu alternatifsiz şekilde var olacaklarını düşünmeleri
de pek normal değil...
Evrende var olan herşeyin bir alternatifi bulunur.
Alternatifsiz olduğuna inandığım tek insan, hiç şüphesiz Alemlere
Rahmet olarak gönderilen, Allah Resulü Hz. Muhammed
Mustafa Aleyhisselâm ve onun aynası İmam-ı
Mehdi Hz.’dir...
İstanbul
- 12.03.2002
http://sufizmveinsan.com
28-11-2002
Akşam Gazetesi
|