Anemi
(kansızlık) kan hastalıklarında en sık rastlanılan belirti
olup kandaki Hemoglobin (Hb) düzeyinin beklenenden daha düşük
çıkmasıdır. Anemi nedenleri arasında %90 ile demir eksikliği
anemisi ilk sırayı almaktadır. Dünyada erkeklerin ortalama yüzde
20'si kadınların yüzde 35'i,gebe kadınların %50 si çocukların
ise yüzde 40'ı anemiktir.
Demir
eksikliği tüm yaş gruplarında özellikle 6-24 aylar arasında
bebek ve çocuklarda aneminin en yaygın nedeni olarak kabul
edilmektedir.
Hemoglobin
kırmızı kan hücreleri (eritrosit) lere rengini veren ve
oksijenin kanda taşınmasını sağlayan bir proteindir. Demir
ise hemoglobinin temel yapısına giren bir elementtir.
Akciğerlerde
alınan oksijenin hemoglobine bağlanarak dokulara aktarılmasında
büyük önem taşır. Demir vücuda dışarıdan
aldığımız gıdalar ve yıkılan hücrelerden açığa çıkan
demirin yeniden değerlendirilmesi ile girmektedir.
Demir
eksikliği anemisinin nedenleri:
Yetersiz
demir alımı:Gıdalarla
dışarıdan alınan demirin yetersizliği halinde oluşur.
Sosyo ekonomik düzeyi düşük toplumlarda, beslenme alışkanlıkları
yanlış olan toplumlarda sık görülmektedir. Ek besinlere geç
başlama, aşırı inek sütü kullanımı bebeklerde anemiye
sebep olabilir.Vejeteryan beslenme, yanlış uygulanan zayıflama
rejimleri, yeme bozuklukları da anemiye neden olan
sebeplerdendir.
Doğumla
ilgili nedenler: Prematürelik,
çoğul gebelikler anemiye neden olabilir.
Demir
gereksiniminin arttığı durumlar:Ülser
kanamaları, kadınlarda adet kanamaları gibi akut veya kronik
kan kaybı,paraziter enfeksiyonlar, özellikle yaşamın ilk yılı
ve adelosan dönemi gibi hızlı büyüme dönemlerinde demir
gereksinimi artmakta ve anemiler görülebilmektedir.
Demirin
Emilim bozuklukları
Kronik ishaller, Kronik enfeksiyonlar ,Sindirim sistemi
anomalileri , Malabsorbsiyon sendromu gibi demir emiliminin
bozulduğu durumlarda anemi görülebilir.
Kurşun
zehirlenmesi: Özellikle
sanayileşmiş toplumlarda özellikle akaryakıtta ki kurşunun
havaya karışması ile oluşan kurşun zehirlenmelerinde demir
eksikliği anemileri görülebilmektedir. Önlem olarak
yiyeceklerin bol su ile yıkanması ve üzeri örtülü kaplarda
saklanması önerilmektedir.
Bulgular:
Hafif
olgularda hafif solukluk dışında herhangi bir belirti
vermeyebilir. Sadece yapılan kan tahlilleri ile tanı
konulabilir. daha ağır olgularda iştahsızlık, sindirim
bozuklukları, kabızlık, bazen ağrılı yutma gibi sindirim
bozuklukları ortaya çıkabilir.
Tüm
kansızlıklarda görülen çarpıntı, eforla oluşan nefes
darlığı, başdönmesi, kulak çınlaması, halsizlik, çabuk
yorulma görülebilir.
Hekim
muayenesinde deri ve mukozalarda solukluk, dilde kızarma,
kabarcık ve küçük çatlaklar görür. Ağır olgularda ağız
köşelerinde çatlaklar ve dalak büyümesi görülebilmektedir.
Bazı
hastalarda toprak yeme gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Tanı:
Hekim
muayenesi ile birlikte yapılacak kan tahlilleri tanı koydurur.
Depo demir düzeylerini yansıtan serum ferritin düzeyi düşmüştür.Total
Demir Bağlama Kapasitesi artmıştır. Kırmızı kan hücrelerinin
boyutları küçük ve renkleri azdır. (mikrositer hipokrom).
Tedavi:
Tedavi de en etkili ilaç demir sülfattır. 2 yaşından küçük
çocuklarda kahvaltıdan yarım saat önce günde bir kez; 2 yaşından
büyüklerde ise yemeklerden yarım saat önce günlük dozun 3
e bölünmesi önerilmektedir.Tedaviye ortalama 3 ay devam
edilmelidir.Aşırı demir yüklenmesine neden olmamak için beş
aydan daha fazla demir kullanılmamalıdır.
Uzm.Dr.
Katip Baş
İstanbul
- 09.5.2001
Popüler Bilim
Haziran 2002
|