Dikkat çekici bir olay sonrasında toplum içinde o konu ile ilgili mutlaka bir  tartışma yapılır.  Ama her kafadan  ayrı bir ses çıktığı için, doğru dürüst bir yanıt bulunamaz. . Gayet tabi ki, her yapılanın yanlış  olduğu anlamına gelmiyor bu söylediklerim. Ancak, genelde bir değerlendirme yapıldığında durum bütün çıplaklığı ile ortaya çıkıyor.
Düşünüyorum!...
Neden bir şey hakkında doğru dürüst bir yargıya varamıyoruz ?.. Aklıma bazı sorular geliyor...
Acaba saniyenin yarısı kadar kısa bir zamanda doğru karar verecek biri var mı bu dünyada?
Böyle bir insan tanıyabiliyor musunuz?
Ayrıca bugüne kadar, insanın yaptığı şeylerin bir çıkar karşılığı olup olmadığını ayırt edebilecek bir bilgisayar  keşfedildi mi ?..
Kafamı kurcalayan bu soruların zaman zaman boşlukta kaldığını kabul ediyorum !...

Ortam sorunlarla dolu iken doğru bir kararın alınması da nasıl olabilecek ki?.. Bayağı zor bir durumla karşı karşıyayım. En iyisi, konuları iyi analiz etmek olmalı.Galiba çoğumuz, olaylara sübjektif şekilde yaklaşım yapıyoruz.
Alınabilecek kararların evrenselliğe dayanmaması, o konu hakkında  yanlış kararlar çıkmasına ve eleştirilere neden oluyor.
Diğer bir yandan, bizler özellikle dışarıdan gelen uyarıları, garip bir şekilde henüz daha beynimize ulaşmadan sonuçlandırma aşamasına getirebiliyoruz. Bir kişi, henüz sözünü tam bitirmeden ukalaca yorumlara girmemiz  bunun örneklerinden biri. Böyle olduğu için de çoğu zaman doğru değil, doğruya yakın kararlar bile alamıyoruz...

Aslında her  insan, ara sıra  bazı hatalar yapabilir.
Normal olanı budur.Yapılmaması zaten mümkün değildir.
Bizler, hatalı bulduğumuz o insanın almış olduğu astrolojik etkilerin ve diğer etmenlerin onun düşünceleri ve fiilleri üzerinde oynadığı rolün önemini genelde pek dikkate almayız. Oysa bu çok önemli bir faktördür ve önyargılı bir şekilde alınan kararların altında yatan asıl gerçek budur.

Bir konuda sorumsuz davranıldığını  düşündüğümüz durumlar olabilir. Mesele, çoğunlukla eğitimsizlikten kaynaklanabilir ama her zaman böyle de olmayabilir. Bu bakımdan insanların yaptıklarını yanlış değerlendirmeye ve  hatalarından  ötürü onlara şuursuz muamelesi yapmaya  ise asla hakkımız yok.

Bence, doğru karar alamama sebeplerinden biri samimiyetsizlikteki karmaşadan çıkıyor.
“Samimiyetsizliğin doğru karara yansıması ne olabilir demeyin !”. Her şeyde olduğu gibi samimiyette de kayma olabilir. Önce karşılıklı dostluk gösterileri yapan insanlar, en ufak bir ters olayda birbirlerine kızıp düşmanca davranıyorlar ve birbirilerinin arkasından söylemediklerini bırakmıyorlar. Bunları duyuyor ve
biliyoruz...
Demek ki; nihayeti hüsran olacak beraberliklerin tespitinde bir  yanlışlık var...

Sonuç olarak şunları söyleyebilirim.
Hepimiz insanız...  Aynı tohumdan yaratılmışız... Biz bize benzeriz... Hiçbir insanın başka bir insana söyleyecek sözü ve de suçlaması olmamalı. Genelde biz hep bunun tersini uyguluyor ve iyi bir değerlendirme yapmadan kararımızı veriyoruz. İşin garibi yanı, aklımızın daima bize iyi şeyler yaptığını söylemesi.

Karar aşamasından önce, yanlış yapanı  suçlamamak, ön yargılı bir şekilde davranmamak da elimizde...
Doğru kararın ilk adımı bu olsa gerek..!

İstanbul - 05.03.2002
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail