İstemdışı
olan idrar çıkışına enurezis denmektedir. Bu durum daha çok
gece uyku esnasında oluştuğundan
enurezis nocturna adını almaktadır. Ancak bu durumdaki
çocuklarda teşhisin konulabilmesi için gereken yaş alt sınırı
5 tir.
Yapılan
araştırmalara göre 5 yaşındaki erkek çocuklarda gece işemelerinin
sıklığı % 7; kızlarda aynı yaşta % 3 olarak saptanmıştır.
Bu oranlar 10 yaşında erkeklerde % 3’e; kızlarda % 2’ye düşmektedir.
18 yaşına gelen erkeklerde % 1, kızlarda ise biraz daha düşük
bir yüzdede sürebilmektedir. Bu çocuklarda yaşıtlarına göre
gelişimsel gecikmeler de saptanmıştır. 5 yaş sonrasında
tedavisiz kendiliğinden iyileşme oranı % 5-10 arasında
bulunmuştur.
Rahatsızlığın
teşhisi için en az 3 ay süre ile haftada en az 2 kez idrar kaçırmanın
olması ya da toplumsal, mesleki işlevsellikte, okul başarısında
düşmeye ve sorunlara yol açması , kişinin 5 yaşından büyük
olması gerekmektedir. Ayrıca idrar kaçırma durumu başka bir
ilacın yan etkisine bağlı olmamalı, kişide idrar kaçırmaya
sebep olabilecek bir hastalık olmadığı tespit edilmelidir (
şeker hastalığı , ürolojik ya da nörolojik hastalıklar
gibi).
Enürezis
riskini arttıran durumlar:
-Yoğun
psikososyal sorunlar içinde olan ve olumsuz çevresel koşullarda
yaşayan çocuklar
-Baba
ya da annenin boşanma ya da ölüm sonucu kaybı da önemli
etkenlerdendir. Özellikle daha öncesinde idrar kontrolünün
sağlandığı çocuklarda sonradan 5-8 yaşları arasında
idrar kaçırma bu nedenle tekrar başlayabilmektedir.
-Davranışsal
bozukluklar gösteren çocuklarda mesane kapasitesinin daha sınırlı
olduğu ve bu durumun daha sık gözlendiği saptanmıştır.
-Yapılan
çalışmalara göre ailede anne, baba ve diğer akrabaların geçmiş
yaşantılarında bu sorun var ise, çocuklarda da enürezis
riski 5-7 kat artmaktadır.
Çocukta
gece işemeleri varlığında yapılması gereken incelemeler:
Öncelikle
idrar yollarında mikrobik
bir durum varlığı, basit bir idrar tahlili ile araştırılabilir.
Bu duruma idrar yollarının özelliği nedeniyle daha çok kız
çocuklarında rastlanmaktadır. Daha nadiren rastlansa da idrar
yollarındaki yapısal kusurlar varlığı radyolojik
incelemeler ile belirlenebilir. Nörolojik muayene ve şeker
hastalığı varlığı açısından kan şeker düzeyi araştırılmalıdır.
Tedavi:
İlaç
tedavisi yanında uygulanabilen psikoterapi, özellikle davranışsal
sorunlar yaşayanlarda etkili olmaktadır. Bu özellikle
sonradan başlayan idrar kaçırmalarında gereklidir. Diğer
bir yöntem ise, ıslanmaya
duyarlı nesnelerle döşenmiş olan özel donanımlı bir yatağın
, ıslanma ile ikaz edici bir ses çıkarmasına ve kişinin bu
durumu zaman içinde öğrenebilmesine dayanan bir sistemdir.
Encopresis
( dışkı tutamama):
Bu
durum idrar kaçırmaya göre biraz daha sorunlu bir durumdur.
En az 3 ay süre ile görülen ve en az ayda bir kez var olan dışkı
kaçırma durumudur. Bu teşhisin konulabilmesi için çocuk 4
yaşından büyük olmalı, başka bir ilacın yan etkisine ya
da başka bir hastalığa bağlı olmamalıdır.
Hastalık
iki şekilde kendini gösterebilir. İlkinde kabızlık ve
sonrasında buna eşlik eden aşırı miktarda dışkının boşalmasına
bağlı tip ve diğeri bu durumun olmadığı tiptir. Kabızlıkla
birlikte olan tip gündüz ya da gece olabilmektedir.
Normalde tuvalet yapma esnasında çok az miktarda dışkı
çıkışı gözlenir. Dışarıya çıkan dışkı şekilsizdir
ve kabızlığın tedavisi ile büyük ölçüde düzelir.
Diğer tipte dışkı şekillenmiştir. Dışkı
barsakta belli bir yerde depolanır.
Bu
durum barsak
kontrolünün sağlandığı dönemde istemli olarak, uygunsuz
yerlerde psikolojik nedenlerle dışkı depolanması ile kendini
göstermektedir. İstemsiz olan şekilde barsağın son bölümündeki
anüs çıkışını denetleyen
kas dokusu
halkasının yeterince kontrol
edilememesi ile ilişkili bulunmuştur. Ayrıca kaygı ya
da aşırı birikime bağlı olarak istemsiz dışkılama da görülebilmektedir.
Yapılan
araştırmalara göre erkeklerde daha çok olmak üzere, 5 yaşındaki
çocuklarda % 1 oranında görülebilmektedir.
Psikiyatrik
kökeni açısından rahatsızlığın oluş sebepleri arasında
nevrotik yapıdaki
anne ve uzak duran kendini göstermeyen babanın varlığı ;
tuvalet terbiyesinin aşırı zorlayıp, cezalandırıcı bir şekilde
çok erken yaşta gerçekleşmesi;nörolojik gecikme varlığı
ile ilişkili bulunmuştur.
Bu
teşhisin öncesinde barsaklara ait olabilecek diğer sorunların
(Hirschsprung hastalığı gibi) varlığı araştırılmalıdır.
Tedavi:
İlaç
tedavisi ve yaşanılan ya
da hissedilen sorunlara yönelik psikoterapi yüz güldürücü
sonuçlar vermektedir.
Uzm.Dr.
Bahadır Bakim
İstanbul
- 29.01.2002
http://sufizmveinsan.com
Popüler Bilim
Mart 2002
|