Oral
implantoloji, diş hekimliğinin özel bir eğitim ve hüner
gerektiren bir dalıdır.
Kısaca, kemik içerisine veya kemiğin üzerindeki periost ve
mukozasının kaldırılması ile kemik üstüne,periostun altına
implant yerleştirilmesi işlemi olarak tanımlayabiliriz.
Çeşitli
nedenlerle kaybedilmiş dişlerin yerine,yapılacak protezlere destek olmak amacı ile değişik yapı ve şekillerdeki
alloplastik maddelerin çeşitli cerrahi işlemlerle ağız
mukozası altına veya çene kemiklerinin içine yerleştirilmesi,
implant uygulamaları olarak
tanımlanır.
Yerleştirilen bu maddelere de “implant” adı verilir.
Kullanılan materyal, kemik tarafından kabul edilebilen metal
veya seramikten yapılır. Kemik içi implantlar, alt çene veya
üst çene içerisine yerleştirilmek üzere özel olarak vida,iğne,plaka,kök
ve silindir şeklinde imal edilmiştir.
Diş
kayıplarının sonucunda gerek çekim nedeniyle gerekse
fizyolojik olarak oluşan kemik rezorbsiyonları (kemik
erimeleri),çene kemiğinin seviyesinin ve hacminin azalmasına
neden olmaktadır. Bu durum, uygulanacak protezin
stabilitesinin,retansiyonunun,çiğneme fonksiyonunun azalmasına
ve yüz estetiğinin değişmesine neden olur. Ayrıca hasta
psikolojisini de direkt olarak etkileyen nedenlerden biridir.
İmplant uygulamalarının ana hedefi ;implantlar ve bunlardan
destek alan implant üstü protezler ile her türlü dişsizliğin
ve eksik fonksiyonların giderilmesidir.
Oral
implantolojinin hedefi; dişi çeker çekmez implant uygulamak
sureti ile çekim sonunda meydana gelen kemik erimesini önlemek
ve implant yüzeyini örten maddenin kemikle çok kısa bir sürede
ve çok kuvvetli bir bağlantı yapmasını sağlayarak , yapılacak
protez yüklemesi için geçen zamanı minimuma indirmektir.
Diş implantları hakkında ilk bulgu, 1931 yılında
Honduras’ta Ulva vadisinde, milattan sonra 600 yılları civarında
yaşamış olan Mayalara ait bir mezar kazısında elde edilmiştir.
Bulunan
alt çenede kaybedilmiş üç kesici diş yerine deniz hayvanlarının
kabuklarından diş şekline getirilmiş parçaların yerleştirildiği
tespit edilmiştir.
Ambrose
Pare’ (1510-1590) dişlerin transportasyon ve
reimplantasyonundan bahseden ilk diş hekimidir.
19
yy. sonları ve 20 yy. içerisinde diş hekimleri çeşitli
maddeler kullanarak farklı farklı şekillerde implantlar
uygulamaya başlamışlardır.
21
yy’a girdiğimiz bu dönemde yüzden fazla implant tipi
piyasada satılmakta ve çoğunluğu, titanyumdan yapılmış
olan bu maddeler, diş hekimleri tarafından hastalara
uygulanmaktadır. Şu anda kullanılan materyaller içinde hasta
için en uygunu titanyumdan yapılan implantlardır.
İmplant
uygulaması gerektiren durumlar:
1)
Bir veya daha fazla diş eksikliği olan ve çenedeki
eksik diş boşluğunun yanındaki dişlerin köprü protezi yapılması
için kesilmesinin istenmediği,
2)
Çenenin arka bölümlerinde oluşan diş kayıpları
nedeniyle köprü protezinin uygulanamadığı,
3) Hastanın hareketli protez (takıp çıkarılan, kancalı, çıtçıtlı)
kullanmak istemediği durumlarda,
4) Tamamen dişsiz çenelerde total protez (damak) kullanılmasının
mümkün olmadığı veya hastanın protez kullanmayı istemediği
hallerde bu işleme başvurulur.
İmplant
uygulamalarında başarı, aşağıdaki konuların çok iyi
bilinmesi ve uygulanması ile mümkündür:
1)
İmplant yapılacak hastaların ve durumların çok iyi değerlendirilmesi;
Bu
uygulama için başvuran hastaların çoğu, diş hekimine geldiği
zaman, dişlerde ve diş etlerinde çeşitli hastalıklar, diş
kayıpları, travma ve çene kemiklerinde atrofi tespit
edilir.Amaç bu hastaların diş ve ağız sağlığını;
estetik,fonksiyon,rahatlık ve sağlık bakımlarından iyi bir
seviyeye ulaştırmaktır. Bunun için hastanın ne istediğini
, şikayetini, ağzındaki problemi, genel sağlık durumunu ,
sosyal yapısını ve maddi durumunu iyi değerlendirmek
gerekir.
2)
Diş hekimliği ve tıbba ait bilgiler
çok iyi bilinmeli, uygulanacak tedavi yöntemine göre
doğru kullanılmalıdır. İmplant için başvuran hastaların
büyük bir çoğunluğunu elli- altmış yaş civarı ve üzerindekiler
oluşturmaktadır. Bu yüzden, çene kemiğindeki kayıplar göz
önünde tutulmalı
anatomik özellikler çok dikkâtli tespit edilmelidir.
Ayrıca
bu hastalar, gençlere kıyasla sistemik hastalıkların da
etkisindedirler. Ateriosklerosiz, hipertansiyon, kalp krizi,
diyabet, siroz epilepsi, tiroid gibi......
Bu
durumda gelen hastalara ne gibi önlemler alınacağı,ne gibi
tedavi uygulanacağı, hangi işlemlerin yapılıp hangilerinin
yapılmayacağını bilmek çok
önemlidir.
3)
Kullanılacak materyallerin seçimi,kemiğe uygulanacak bölgenin
ve yöntemin doğru seçilmesi, bunların kemiğe uyum sağlaması
yani Osteoentegrasyon
‘u (yaşayan kemik dokusu ile titanyum implantı arasında ,ışık
mikroskobu düzeyinde
büyütme ile gözlenen direkt temas ) gereklidir.
4)
İyi bir tedavi planı yapılmalıdır.
5)
Operasyon teknikleri iyi bilinmelidir.
6)
İyileşme ve operasyon sonrası bakıma önem verilmelidir.
İmplant
yerleştirirken uygulanan çeşitli operasyon teknikleri
sonucunda dokuda ödem, şiş, enfeksiyon, kanama, dikişlerin açılması,
ateş gibi durumlar karşılaşılabilen komplikasyonlardır.
Uygun
şartlarda yapılan bir implant operasyonu
(yani sterilizasyon, dezenfeksiyonun tam olduğu,travmanın
az olduğu) doğru ve yerinde ilaçlar ile takviye edilerek
hastanın şikayeti minimuma indirilebilir.
Operasyon sonrasında hastaya verilen bilgilerle
post-operatif (operasyon sonrası ) süre, başarı ile atlatılabilir.
7)
Kurallara uygun bir protetik tedavi(implant üzeri protez yapımı)
uygulanmalıdır.
8)
İmplant bakımı hastaya öğretilmeli,hekim tarafından da
uygun aralarla yapılmalıdır.
Yerleştirilen
implantın çeşidine göre, implant üstü protez hemen
uygulanabilir veya belirli bir süre beklenmesi gerekebilir. Her
iki durumda da implantların ve çene dokularının sağlığı,
son derece özenle ve çok uygun yapılmış protez yapımına
bağlıdır. İmplantın yerleştirilmesi kadar, üzerine yapılacak
protez de çok önemlidir.
Bütün
bu işlemlerden sonra başarının devamı implant bakımı ile
sağlanır. Üç- altı ay ara ile hekime kontrole gidilmesi ve
hastanın bu bakımı önemsemesi tavsiye
edilir.
Dr.
Füsun Aydoğan
İstanbul
- 09.5.2001
http://afyuksel.com
Popüler
Bilim
Haziran 2001
Kaynak:
Prof.
Dr. Peker Sandallı;
ORAL
İMPLANTOLOJİ.
|