•
Organizmada meydana gelen ve hücreleri kontrolsüz büyüyen kötü huylu tümörlere verilen
genel addır.
• Kanser, genellikle kontrolden çıkan hücrelerin sürekli
çoğalmalarıdır.
• Kanserler, malignant (kötü huylu) tümörlerdir; yani benign
(iyi huylu) tümörlerin aksine başka dokulara sızma ve yayılma (metastaz) özelliği
gösterir.
Kanserli hücreler neden sürekli bölünürler?
Kültürde, normal hücreler komşu
hücrelere yapışarak ilişkilerini devam ettirirler. Bu yapışma (adhezyon) noktalarında hücrelerde
elektronca yoğun bir plak oluşur. Bununla birlikte, hücrelerin ameboid
uzantılarında yavaşlama ve durma görülür. Bu olaya kontak inhibisyon denir. Bu
şekilde, hücre bölünmesi kontrol edilir. Deneysel olarak, normal hücreler
bir kültür ortamında kendilerine sağlanan ortam şartları ne kadar iyi
olursa olsun kontak inhibisyon nedeniyle tek tabaka oluşturduktan sonra
daha fazla çoğalmazlar. Çünkü, bölünme sınırlı sayıda olur. Fakat, kanser
hücreleri sürekli çoğalarak birkaç tabakalı düzensiz kitleler
oluştururlar. Bu da kanser hücrelerinde kontak inhibisyon kaybı olduğunu
göstermektedir.
Kanser nasıl oluşur?
Kanserlerin yaklaşık %80-90’ı çevresel
ve/veya davranış faktörleri tarafından meydana gelir ve önlenebilme
potansiyeli vardır. Kalıtım yoluyla kanser meydana gelme olasılığı
çevresel faktörlere oranla çok daha azdır.
x-ışınları, uv (ultraviyole-morötesi)
ışınları gibi fiziksel ve bazı ilaçlar, polisiklik aromatik hidrokarbonlar
gibi kimyasal faktörlerin yanında virüsler de biyolojik olarak normal
karaktere sahip bir hücre kültürünü transforme ederek kanser
oluşturabilirler.
Kimyasal karsinojenler, tümörü ya
uygulandığı yerde (örn: cilt) veya absorbe edildiği yerde (örn: bağırsak)
ya da metabolizmanın durumuna göre karaciğer, böbrek gibi organlarda,
bazen de direkt olarak alakası olmayan bir yerde meydana getirirler.
Fakat, karsinojene maruz kalma kanser oluşturmak için tek başına bir sebep
değildir. Karsinojenler ancak uygun yer ve zamanda kanser
oluşturabilirler.
Sayabileceğimiz bazı kimyasal karsinojenler şunlardır:
Hidrokarbonlar: baca
temizleyicileri, boya endüstrisinde kullanılan
maddeler
Aflatoksin ( küf
mantarı tarafından sentezlenir)
Nikel,
krom
Sigara (nikotin,
tar)
Yiyecek
katkıları
Birçok
ilaçlar
Parfümlerde
kullanılan bazı kimyasallar
Fiziksel faktörlerin, kanserojen
kimyasal maddelerin veya onkojenik (kansere neden olan) virüslerin konak
hücre genomu ile etkileşimleri sonucu hücreler değişmekte ve farklı
antijenite kazanmaktadır. Bir normal hücrenin kontrolden çıkarak hızla
bölünmesiyle oluşan kanserli hücrede birçok anormal doku antijeni
belirmektedir. Tümör hücrelerinde yeni yeni antijenler oluşmakta ve normal
antijenlerin kaybına veya değişikliğine neden olabilmektedir. Erken fötal
dönemde, normalde bulunan protoonkogenlerin (kansere sebep
olabilme potansiyeli olan gen) farklılaşmasıyla anormal genler oluşmakta
ve bunlara selüler onkogenler adı
verilmektedir.
İmmün sistem (bağışıklık sistemi) ve kanser oluşumu arasındaki
ilişki
Bağışıklık sistemi yabancı doku
antijenlerini kolayca tanıyabilir ancak, tümör dokusunu organizmadan
kolayca atamaz. İnsanda bir saniyede bir milyara yakın hücre çoğalması
olmakta ve somatik olarak bunların birkaçı, günde yüzlercesi mutasyonla
farklı hücreler oluşturmaktadır. Bu farklı hücrelerin temizlenmesinde
hücresel immün cevap mekanizması rol oynamaktadır. Buna, immün sistemin
kansere karşı “immün denetimi” denmektedir.
İmmün sistem, tümör oluşumunu denetlemekte, aynı zamanda tümör hücresi ve
antijenlerine karşı immün cevap çıkarmaktadır. Hücresel immün cevap
baskılandığı zaman kanser oluşumu artmaktadır.
Yenidoğan ve yaşlılık dönemlerinde immün
cevap mekanizması zayıflamaktadır. Yaşlılarda prostat kanseri, çocuklarda
nöroblastoma sık görülmektedir. İmmün sistemi baskılayıcı ilaç
kullananlarda tümör oluşumu riski artmaktadır. İmmün sistem bozukluğu olan
hastalarda da bazı kanser tipleri gelişebilmektedir.
Kanser neden öldürür?
Kanser hastalarının çoğu, kalp hastalığı
veya başka enfeksiyonlar gibi kanserle ilgisi olmayan nedenlerden dolayı
ölür. Tümörün bulunduğu bölge ve tümörün yayıldığı bölgenin büyüklüğü
ölümü direkt veya indirekt olarak etkileyen nedenlerdir. Ölümün temel
nedeni, beyin, akciğer, karaciğer gibi hayati önemi büyük olan organlarda
tümör oluşması veya tümörün bu organlara yayılmasıdır.
Kanser teşhis eden köpekler
Son olarak, kanseri teşhis edebilmek
için günümüzde kullanılagelen metodlara alternatif olabilecek yeni bir
araştırmadan bahsetmek ilginç olacaktır sanırım.
Schnauzer türü köpek, derideki ben
kanserlerini (melanoma) tanı yapılmadan önce, koklayarak teşhis
edebilmektedir.
Bazı hastalarda melanoma kolay gözükmeyecek bir yerde
olabilir. Melanomaların %20’si bu nedenle teşhis edilememektedir.
Florida’lı eski polis köpekleri terbiyecisi Duane Pickel, bir kanser
uzmanının da yardımıyla, bu köpeği hemen hemen hiç yanılmadan melanoma
tanır hale getirmiştir. Tıp kitaplarına “Köpekle Tanı” diye bir bölüm
eklenecek mi dersiniz?
Gülfiliz Ekinci
(Biyolog)
gulfiliz@yahoo.com
Kaynaklar:
Bilim
ve Teknik Dergisi; Mayıs 1998.
Biyoloji Terimleri Sözlüğü; TDK, 1998.
Franks, L.M., Teich, N.; Introductin to the Cellular and Molecular
Biology of Cancer, 1986.
Özbal, Y.; Temel İmmünoloji, 1994.
|