endinize
olan güveniniz, cildinizi nasıl
gördüğünüz yada nasıl hissettiğiniz ile yakından
ilgilidir. Sivilce izleri, güneşe bağlı cilt bozuklukları
ve yaşlanma cildinizin görüntüsünü etkileyen en önemli
faktörlerdendir. Ciltteki bu tür izleri yok etmek
çeşitli soyucu yani
peeling ajanlarıyla sağlanmaktadır. Peeling yönteminin ana
prensibi; hasarlı cilt tabakasının üstündeki hasarlı
tabakayı kaldırmak ve hasar görmemiş tabakayı canlandırmaktır.
Sonuç ise daha sağlıklı, canlı, düzgün ve gergin bir cilt
elde etmektir.
Geçmişte
peeling maddesi olarak fenol veya trikloroasetik asit (TCA)
kullanılmaktaydı. Bu tip kimyasal peelingler, genellikle derin
peeling yapılmasını gerektiren durumlarda etkilidirler
ve ayrıca hücreler için zehirli etkileri de vardır.
Fenol ve TCA, gereksiz cilt koyulaşması veya açılması
(Hiperpigmentasyon veya hıpopigmentasyon)
ve muhtemel cilt çukurlanmalarına yol açabilirler. Bu
tedaviyi alan hastaların cildinin iyileşmesi uzun süreye
ihtiyaç duyabilir. Bugün hala daha derin peeling
gerektiren aktinik keratozlar yada akne vulgaris skarları olan
kişilerde kullanılabilmektedir fakat kullanımları azalmıştır.
Günümüzde özellikle
yüzeyel peeling gerektiren durumlarda Alfa hidroksiasitler(AHA)
kullanılmaktadır. Dr.Eugene Van Scott ve Dr.Ruey Yu 20 yıldan
uzun bir zamandır Alfa Hidroksiasitlerin kullanımı ve gelişimi
ile ilgilenmiş ve birçok bilimsel çalışma yayınlamışlardır.
AHA, çeşitli meyve ve yiyeceklerde doğal olarak bulunur ve
meyve asitleri olarak bilinir. Bu grup birçok meyve asiti
ihtiva eder ve bugün
en yaygın kullanılanı şeker kamışı suyunda doğal
olarak bulunan glikolik
asittir.
Glikolik asit yöntemi
ile derinin epidermis tabakası parsiyel olarak kaldırılarak hücrelerin
kendilerini yenilemeleri ve cildin canlanması sağlanmaktadır.
Bu yöntem derin peeling yöntemlerine nazaran daha kontrollü
olarak cildi yeniler. Glikolik asit günümüzde kullanılan en
en yaygın yüzeyel peeling ajanıdır.
Glikolik Asit uygulamasında, doktorun tavsiye edceği bir ürünle cilt en
az 2 hafta peelinge hazırlanır. Bu hazırlık döneminden
sonra peelinge başlanır. Ortalama peeling seans sayısı
6-7 dir fakat yapılma amacına ve hastaya bağlı olarak
bu sayı değişebilir.Seans sonralarında doktorun tavsiye
edeceği jel, krem yada losyonların kullanılması cildin
yenilenme işlemini peeling seansları arasında da devam
ettirecektir.
Yüzeyel peeling
işlemi ile güneş hasarı sonucu oluşmuş ince çizglerin,
pigmentasyon düzensizliklerinin
hafifletilmesi, sivilce izlerinin hafif yada orta düzeye
indirilmesi sağlanabilmektedir. Cilt daha yumuşak
ve parlak olabilmektedir.
Peeling
tedavisinden önce doktorun hastadan iyi bir öykü alması,
hastanın yaşına ve
cilt yapısına göre uygun peeling zamanını ve peeling tipini
belirlemesi gerekmektedir. Aktif uçuk öyküsü, ciltte yara
yada minik yarıklar, son dönemlerde cerrahi girişim(yara
iyileşmesi), daha önceden aynı bölgeye peeling veya
dermabrazyon uygulanmış olması, yakın zamanda radyasyon
tedavisi, 6 ay içinde Roaccutane isimli ilacın kullanılması,
bir ay içinde geçirilmiş krioterapi, aşırı güneş yanığı,
aşırı nedbe dokusu oluşumu öyküsü bulunan hastalarda
peeling uygulanmamalıdır. Eğer hastada allerji, egzema,
seboreik dermatit, bağışıklık sistemini etkileyen hastalıklar,
virütik hastalıklar(Uçuk dahil) ve güneş hassasiyeti varsa
önce bu hastalıkların tedavisi gerekmektedir.
Peeling
yöntemi bu konuda ihtiss yapmış hekimler tarafından
uygulanabilecek güvenli bir yöntemdir. Uygun hasta seçimi yapıldığında
peeling ile iyi sonuçlar elde edilmektedir.
Uzm.Dr.
Hülya GÜÇLÜER
hgucluer@hotmail.com
İstanbul
- 09.11.2000
http://sufizmveinsan.com
|