Aslında mekan değişimi
ve bu arada yapılan yolculuklar
zevkli ama birkaç gündür oldukça sıcaklaşan hava tahammül
noktasını zorlaştırıyor. Yol güzergahı boyunca malûm ağır
aksak ilerlerken beklenen
oluyor, anında strese giriyorsunuz..
Sıcağı daha fazla hissediyorsunuz. Doğal olarak etrafı
inceliyorum.. Arabalardaki ve yoldaki insanlar sıcaktan bunalmış,
halsiz, yorgun,terlemiş; klimalı olanlar ise beklemekten
asabi, her an patlamaya hazır bir bomba gibi olmuş. Öfkeli
mimik ve hareketleri ile birbirleri ile etkileşmekteler. Normalin dışında
farklı davranışlar....
Soru sormaya ,irdelemeye ve programlanmış
beynim hemen bu oluşun nedeni üzerinde duruyor. Düşünüyorum.......
Sıcağın
insanlar üzerindeki etki mekanizmasının, onları öfkeye, kırıcı
hatta darp yapmaya ,cinnet geçirip cinayet işlemeye kadar yönlendiren
yönü ne olabilir?
Her zamankinden değişik hava koşulları hangi mekanizma ile canlıları
etkilemektedir?
Bu konumun belirli psikiyatrik bozukluklar ile bir bağlantısı var mıdır?
Hava ve çevre koşulları herkes için aynı iken niçin bazı
insanlar daha tepkiseldir?
Bu değerlendirmede
düşünülmesi gereken temel nokta
,aşırı, alışılmamış sıcağın
stres’e neden olduğudur.
Stres, burada ,organizmanın yeni olarak karşılaştığı
,adaptasyon gerektiren koşullar ile etkileşimi anlamında kullanılmaktadır.
Dolayısı ile aşırı sıcaklar, alışılmamış beyinler de
stres olarak algılanacak ve vücut buna karşı tedbir alma
zorunluluğu ile strese karşı adaptasyon yollarını devreye sokup
uygulamak isteyecektir...
Stres olarak algılanan duruma karşı vücutta sempatik sinir sistemi
denilen,( istemsiz çalışan sinir sitemine dahildir) sisteme ait adrenalin
veye noradrenalin gibi nörohormonal mediatörler veya
biyokimyasal maddeler salınacaktır.
Adrenalinin
ağırlıklı salgılandığı olaylarda tepki ,korku ,kaçma kendini
savunma şeklinde olacak;
noradrenalin salgısı
fazlalığı ile giden durumlarda
kişi agresif davranıp saldırganlaşacaktır..
Bu
arada sıcağa tepki olarak hipotalamustaki ısı kontrol merkezi vücut içi ve dışı sıcaklık
farkını tolare ederek deriden terleme şeklinde ısı kaybını
ayarlamak için deri ve yakın çevresindeki damarların genişlemesini
sağlayıp buraya olan kan akımının artmasını düzenleyecektir...
Beyine giden kan ve genel dolaşımdaki kanın önemli bir kısmı perifer
dediğimiz uç bölgelere yönlenecek, beynin beslenmesi azalacaktır..
Beyin kabuğu dediğimiz kortexe
ulaşan kanda azalma, oksijen
ve glikoz miktarını azalması ile fonksiyon kaybına sebebiyet
verecektir...
Beyin kabuğundaki
hücreler arası iletişim ağı olan sinapslarda.direkt güneş ışığı ve noradrenalinin hızlı
tepki verdirten etkileri, hücreler arası uyarılabilirlik için
gerekli olan enerjiden fazla enerji potansiyeli oluşturarak kısa
devrelere sebep olup, ani öfke patlamaları şeklinde tezahür
edecektir...
Öfke
patlaması şeklinde oluşan enerji deşarjlarından sonra, birçok hücre
devre dışı kalacağındandır ki ; yorgunluk hissi meydana
gelecektir.
Bu tip enerji kaybı bir sonraki uyarıya cevabı belirleyecek uyarılabilirlik
eşiğini düşürecek böylece kişi yoğun uyarıya karşı daha
hassas olup yeterli tepkiyi veremeyecek, daha sinirli hale gelecektir.
Tüm bunlar
arabada kısa sürede aklımdan geçerken, birden yaptığım
psikiyatri rotasyonunu anımsayıp,
tüm bunları teyit edici bilgiyi anımsamıştım..İki
uçlu mizaç bozukluğu denilen hastalığın manik
episodu daha çok yazın sıcak havada oluyordu.Beyin hücrelerinin
aralarındaki sinapslardaki bir tip bozukluk olduğu düşünülen bu
rahatsızlıkta, ani üzüntü, psikolojik ve fiziki travmalar, ölüm,ayrılık,
yakınlarını kaybetme, boşanma gibi stresler, hastalığı uyarıyor,
ani ataklara sebebiyet veriyordu.Adrenalin ve noradrenalin etkisi ile
agresif ve "karşıdakine"
zarar vermeye yönelik düşüncelerin
ortaya çıkması kolaylaşıyordu.Tabii buna yardımcı bir faktör
de bu rahatsızlıkta
mantık sınırlarını aşan çok
abartılmış "kişisel"
benlik anlayışı
oluyordu.Hastaların çoğu cinnet geçirme hikayeleri ile başvuruyorlardı.
Bütün bunların
yanısıra sorulması gereken önemli bir soru da bu şartlar ortak
olmasına rağmen neden herkes aynı tepkiyi göstermiyordu? Bunu
cevabı mantık ölçüleri içerisinde
ele alınırsa şöyle sıralanabilir:Gösterdiği tepki normal
dışı kabul edilenlerde sıcaklık sadece açığa çıkarıcı bir
stres faktörüydü. Temelde değişik tepkilerin altında
kültürel yetiştirme biçimi, genetik özellikler, beynin
biyokimyası, o anki astrolojik etkiler vardı. Dolayısı ile "şahsi, münferit" tepkiler meydana geliyordu.
Sıcak
hava ve sıkışık trafikteki bu düşünceler beni belli bir süre için
bile olsa maddi ortamdan
düşünsel boyuta çekmiş ve rahatlatmıştı.... Uzun süre tıkalı
olan trafiğin yavaş yavaş açılması ile ve konuyu çözmüş olduğumu
düşünmenin verdiği
tatmin hissi ile yoluma devam ederken,oluşları ele aldığınız yönünün
dışında da değerlendirmenin mümkün olduğu, hiçbir şeyin altını
"sadece
böyledir"
diye çizmemek gerektiği aklıma geldi.Oluşturulan veya üretilen
ile kayıtlanmak sadece sınırlanmak demekti.Bu da beyne yapılabilecek
en büyük zulümdü.Unutmamak gerekir ki her değerlendirmenin ötesinde
daha fazlası mevcuttur... Sağlıcakla kalın...
Dr.
Mehmet Özdemir
İstanbul - 13.04.2000
|