Sözlüğe
bakıldığında basınç ve gerginlik gibi anlamlara geldiği görülen
tansiyon sözcüğü, sağlık alanında önüne veya arkasına
başka sözcük eklemeden kullanıldığında, atardamarların içindeki
kan basıncını ifade eder.
Damarın
içinde kanın akabilmesi için belirli bir basıncının olması
gerekir. Bu basıncı, kalbin kasılmasıyla kanı damarların içine
pompalaması ve atardamarların elastikliğiyle bu basıncı
dengelemesi sistemleri oluşturur.
Kalp
kasıldığı zaman atardamarların içine kanı belirli bir basınçla
pompalar. Bu sırada damar içindeki basınç en yüksek düzeye
ulaşır. Bu basınca tıpta sistolik basınç, halk arasında büyük
tansiyon adı verilir.
Kalbin
gevşemesiyle, damar içine pompalanan kan durur. İşte bu sırada
devreye damarın elastikliği girer. Önce genişlemiş olan
damar, kana bir basınç uygulayarak kalbin gevşemesi anında
da kan akımını sağlar. İşte bu sırada oluşan en düşük
basınca da tıpta diastolik tansiyon, halk arasında da küçük
tansiyon denilir.
Bu
basınç, 1 cm2 alanındaki cıva sütununun tabanına yaptığı
basınçla karşılaştırılarak belirtilir. Örneğin bir kişinin
tansiyonu 12 dediğimiz zaman, bu basınç 12 cm yüksekliğindeki
cıva sütununun tabanına yaptığı basınca eşdeğerdir. Tıpta
bu ölçüler, mm olarak belirtilir. Yani halk arasında 12-14
gibi cm cinsinden söylenen ölçüler tıpta 120-140 gibi, mm
cinsinden ifade edilir.
Normal
tansiyon değerleri nelerdir?
Tıpta genel olarak herkesin bünyesinin farklı olduğunu
bilmek gerekir. Bu nedenle herkesin tansiyon ölçüm değerlerinin
aynı olması beklenemez. Bu nedenle bir kişide tansiyonun yükselmiş
ya da düşmüş olduğundan bahsedebilmek için, herhangi bir
şikayetinin ya da hastalığının olmadığı dönemde
tansiyonunun zaman zaman ölçülüp değerlerinin bir kenara
kaydedilmesi yararlıdır.
Herkesin
tansiyon değerlerinin farklı olduğundan bahsettik ama genel
olarak normal kabul edilen sınırları da ihmal etmemek
gerekir.
Yapılan
uzun araştırmalar sonucu, yaşın artışıyla küçük değişmeler
olmakla beraber sistolik (büyük) tansiyon için 120 ile 140,
ya da Türkiye'de yaygın söylendiği gibi 12 ile 14 arası,
diastolik (küçük) tansiyon için 70-90 ya da 7-9 arası olması
halinde tansiyona bağlı olarak bir sağlık sorunu riski doğmadığı
belirlenmiştir.
Tansiyon
nasıl ölçülür?
Tansiyon
ölçmekte kullanılan değişik aletler bulunmaktadır. En doğru
ölçüm, zaman içinde ayarlarının değişmesi gibi bir sorun
olmadığı için, cıvalı aletlerle yapılırsa da bunların
kullanımı pek pratik olmadığı için diğer türdeki aletler
tercih edilmektedir.
Tüm
aletlerde prensip aynıdır. Kola sarılan ve içine hava gönderilerek
basınç oluşturulan bir lastik torba (manşon), bu torbaya
hava göndermek için kullanılan bir pompa ve lastik torbanın
içindeki basıncı ölçen bir ölçü sistemi. Ayrıca damarda
oluşacak nabız seslerini dinlemek için bir dinleme aleti
(steteskop) da gereklidir.
Tansiyonu
ölçülecek kişinin dinlenmiş ve sakin durumda olması
gerekmektedir. Hızlı bir yürüyüşün ardından tansiyon ölçülmesi
için bir süre dinlenmek gerekir. Rahat bir koltukta otururken,
tansiyon ölçülen kolun kalp hizasında olmasına dikkat
edilmelidir.
Böyle
bir alet edindikten ve uygun ortamı sağladıktan sonra aletin
manşon kısmı tansiyonu ölçülecek kişinin kolunun üst kısmına
sarılır. Bu sırada, dirsek önü çukurunun tamamen açıkta
kalmasına ve giysilerin kolu sıkmamasına dikkat etmek
gerekir. Tansiyonu ölçülen kişi rahat bir şekilde ve kolu
kalp hizasında olacak şekilde otururken, pompa ile basınç
oluşturulmaya başlanılır. Aletin göstergesindeki rakam, kişinin
daha önceden bilinen tansiyon değeri varsa bunun 20-30 mm üzerine,
böyle bir bilgi yoksa 150-160 mm civarına kadar çıkartılır.
Bu sırada dinleme aleti, dirsek önü çukurunun gövdeye yakın
kısmına konulup, hafifçe bastırılarak (manşonun altına sıkıştırarak
değil) nabız sesleri olup olmadığı dinlenir. Eğer sesler
varsa kayboluncaya kadar basıncı arttırmak gerekir. Basın
kaybolduktan sonra aletin havası yavaşça indirilerek nabız
sesleri tekrar başlayıncaya kadar takip edilir. Seslerin ilk
duyulduğu sırada aletin göstergesinde okunan rakam sistolik
tansiyonu gösterir.
Sürekli
dinlerken basınç azaltılmaya devam edilir. Seslerin artık
duyulmamaya başladığı sırada göstergedeki rakam da
diastolik tansiyonu gösterir.
Düşük
Tansiyon Nedir?
Tıp
dilinde hipotansiyon olarak adlandırılan düşük tansiyon,
belirli bir düzeye kadar sorun yaratmaz. Tam tersine normalin
biraz altında olması kalp-damar hastalıklarından uzak daha
sağlıklı bir yaşam sürme nedenidir.
Düşük
tansiyonun sorun olduğu durum, sistolik tansiyonun çok uzun süreler
için 70 mm den düşük kalması halleridir. Böyle hallerde şok
durumundan söz edilir.
Düşük
tansiyonun en sık rastlanan şekli ortostatik hipotansiyondur.
Kişinin oturur veya yatar durumda iken nomal düzeylerde olan
tansiyonunun, ayağa kalkılınca düşmesi halidir. Bu durumda
bir süre için beyine daha az kan gideceği için geçici
olarak denge ve şuur bozuklukları ortaya çıkabilir. Sıvı
kayıpları sırasında daha sık görülen bu durum sıvı açığının
kapatılmasına rağmen devam ediyorsa veya yüksek tansiyon
tedavisi altında olanlarda görülüyorsa bir doktora başvurmak
gerekecektir.
Uzm.Dr.
Katip Baş
İstanbul
- 11.06.2002
http://sufizmveinsan.com
|