Çocuğunuza
hayır diyememenin altında hangi faktörler olabilir?
1) Suçluluk duygusu
ki bu daha çok çalışan anne babaların ortak duygusudur.
Zaten limitli bir zaman diliminde gördükleri çocuklarını
fazla zorlamak ve onları horlamak istememe duygusu içindeki yoğun
çalışan anne ve babalar çocuklarına hayır diyemezler.
2) Şüphe duygusu da
daha çok sıkı bir disiplin ve aile baskısında yetişmiş
anne babalarda görülür. Bu tür anne ve babalar çocuklarına
hayır deme ve dememe konusunda tereddüt geçirirler ve sürekli
kendilerini sorgularlar.
3) Yorgunluk ve bıkkınlık
duygusu da anne ve babaların çocuklarına kolay teslim olmasına
neden olan bir faktördür. Bu tür duygular içinde olan anne
ve babalar da çocuklarıyla olan bir mücadelede yenik düşebilecekleri
varsayımıyla tartışmaya girmeden onların isteklerini kabul
etme eğilimindedirler.
4) Acele etme duygusu
da anne ve babayı ve özellikle sınırlı zaman diliminde çocuklarının
yapabileceği şeyleri kendileri üstlenerek çocuğu üzerinde
kurması gereken otoriteyi görmezden gelebiliyor.Örneğin:
anne sabah çocuğunu giydirirken acele ederek ona dil dökmektense
bu işi kendi üstleniyor.
Hayır
diyebilmek niçin gereklidir?
1) Bu çocuğunuzun
kişiliğinin şekillenmesine ve gelecekte sorumluluk sahibi özgür
ve yetenekli bir insan olmasında fayda sağlar. Çocuğunuzun
bazı isteklerini önleme çocuğunuzun psikolojik ve duygusal
gelişiminde önemli bir tecrübedir. Çünkü onun her istediğinin
yapıldığı anlık mutluluklardan vazgeçebilmeyi öğrenmesi
bu gelişimde katkı sağlar. Çocuğunuzun her istediğini
yapmayarak onu geri çevirmek onu genel bir kanı olan küçük
düşürmek anlamında değildir.
2) Anne ve baba tarafından
çocuğa getirilen birtakım sınırlar onu üzmekten çok ona güven
duygusu verdiği düşünülmektedir. Böylece ona hayır
denmesi çocuğu rahatlatır. İsteğinin yapılmadığı bir
anda çocuğun geçireceği kriz öncesi alınan tedbirler ve
kararlar çocuğunuza verilecek en iyi işaret olarak kabul
edilir. Çocuğunuzun gereksinimlerini anlamak ona herşeyi
yapabileceği iznini vermek anlamına gelmemelidir.
3) Eğer çocuğunuz sizi yetişkin bir insandan ziyade
arkadaş statüsünde görüyorsa bu çocuğunuzun psikolojik
gelişme evreleri konusunda bilinçli olmadığınız anlamına
gelmektedir. Çocuğunuzun arkadaş anne babadan ziyade kendi kişiliğini
geliştirebileceği güvenebileceği yetişkin ciddi ve anne
baba statüsünü koruyan bir anne babaya ihtiyacı vardır.
4) "Yasaklamak
yasaktır" kuralı çocuğunuzu ileriki yaşamında karşısında
çıkacak olan yasaklara anlam veremez ve hatta dayanamaz hale
getirebilir. Ergenlik yaşına geldiğinde bu otoriteyi bulmak için
anne ve baba dışında herkeste -polis, öğretmen vb.-ilişkiye
ve arayışa geçebilir. Böylece çocuğunuzun istediği her şeyi
vermek onun herşeyi yapabileceği sandığı gerçek olmayan
bir dünyada büyümesine neden olur.
5) Çocuğunuzun
istekleri karşısında sürekli boyun eğmek ve adeta köle
haline gelmek varlığınızı zorlaştırır.
Hayır
demeyi nasıl öğrenebilirsiniz?
1) Çocuğunuzun yaşı
ve kişiliğini göz önünda bulundurarak, öncelikle şartsız
toplumsal yasaklar---başkalarına zarar verme veya kendine kötülük
yapmak gibi- ve her aileye özgü kuralları---yatma saati,
yemek yeme, televizyon izleme gibi--- tespit edin ve bunları
birbirinden ayırınız.
2) Toplumsal yasaklar
konusunda kesin ve tereddütsüz bir biçimde ona yaklaşın ve
onu uyarınız. "Kabul etsen de etmesen de bu yasak"
ve vurgulayın "Sana daha önce söylediğim gibi bu
yasak" gibi. Bu şekilde ona toplumsal yasak konusunda
kesin bir durum tespit etmiş ve ona bunu kabul ettirmiş
olursunuz.
3) Aile kurallarında
ancak uzun vadede uygulayabileceğiniz kuralları seçin ve bu
konuda ona bir tavır koyunuz. Fakat bunu çocuğunuzun yaşı
ve kişiliğini düşünerek uygulayınız. Eğer bazı şüpheleriniz
varsa bir öğretmen ya da çocuk doktorundan tavsiye alınız.
4) Çocuklar bakışlardan
etkilenir bu nedenle ona bir kuralı ya da yasağı uygulatmak
istediğinizde onunla göz teması kurun ve konuşurken bakışlarınızı
ondan ayırmayınız. Otorite bağırmaktan ziyade sert bakışlarla
kurulabilir ve çocuk bu sert bakışlardan söz dinlemesi
gerektiğini öğrenir.
Çocuğunuzun
yasaklara karşı olan kızgınlığı sizi etkiliyorsa ne
yapmalısınız?
1) Yaklaşık 1,5 ve
3 yaşları arası çocuğunuzun hayır deme dönemidir. Bu dönem
her anne ve baba için zorlayıcı ve cesaret kırıcı gibi görünse
de bu çocuğun karşı çıkarak kişiliğini oluşturduğu bir
dönemdir. Bunun farkına varırsanız bu durumu fazla dramatik
hale dönüştürmemenize yardım eder.
2) Herşeyden önce
anne ve babalar kendilerine güvenmelidirler. Unutmayın ki anne
baba sizsiniz ve kuralları siz koyarsınız. Çocuğunuzun
isyankarlığına üçüncü şahısların yardımı olmaksızın
tek başınıza meydan okuyabilirsiniz. Bunun için inanmanız
gereken sizin çok katı ve fikir değiştirmez bir insan olmadığınız
ve diğer inanmanız gereken ise sizin kararınızın doğru
olduğunu sonuna kadar savunmanız ve bunu uygulamanızdır.
3) Çocuğunuz size
isyankar davrandığında ve öfkelendiğinde ona şu anahtar sözcükleri
söyleyebilirsiniz. “Benimle aynı fikirde olduğunu biliyorum
ama az önce yaptığın gerçekten kabul edilemez.”
4) Öfkesi ve krizi
hala geçmediyse ona kendi çocukluğunuzdan örnekler verin.
"Ben de çocukken hatırlıyorum da benim annem babam
da…."gibi. Bu şekilde çocuğunuz sizin de bir zamanlar
çocuk olduğunuz ve bazı düş kırıklıkları yaşadığınızı
anlayacak ve bu onun yumuşamasını sağlayabilecektir. Belki
de bu onun durumu daha az dramatik görmesine de neden
olabilecektir.
5) Eğer çocuğunuzun
öfkesi ve krizi hala devam ediyorsa "senin yüzünden
…gibi onu çok suçlayıcı kavramları kullanmadan " Ama
biliyorsun ki sen benim çocuğumsun ve ben seni seviyorum"
gibi konuşmalar da ortadaki kini ortadan kaldırmaya ve ana
baba ilişkisini korumanıza yardım eder. Çocuğunuzla konuşmak
için ilk hamleyi daima siz yapın.
6) Onun bitmez tükenmez
isteklerine geçit vermeyerek ve bunun sorumluluğunu üzerinize
alarak ana baba rolünüzü yerine getirdiğinizi hatırlayarak
suçluluk duygusuna asla kapılmayınız.
Uzm.Dr.
Esra Özaydın
İstanbul
- 26.03.2002
http://sufizmveinsan.com
|