Koruyucu
hekimlik alanında aşamalar kat edilmesi, vitaminlerin de
giderek daha çok kullanılmasına neden oluyor. Özellikle
Amerika Birleşik Devletleri gibi gelişmiş ülkelerde vitamin
kullanımı bir çılgınlık halini aldı. Bu moda giderek tüm
dünyayı, bu arada ülkemizi de sardı.
Vitamin
sözcüğündeki, Vita hecesi hayat anlamına gelmektedir. Gerçekten
de yaşayabilmek için bazı vitaminlerin bulunması şart, ayrıca
bazılarının da yüksek dozlarının yararlar sağlayabileceği
yolundaki görüşler, bu modanın süratle yayılmasına neden
oluyor. Hemen herkes, eşin - dostun tavsiyeleriyle bazı
vitaminleri kullanıyor. Kullanıyor da, acaba doğru mu yapıyor?
Bunları kullanması gerekli mi? Gereksiz yere kullanmak zarar
verir mi? Ne kadar vitamine gerek var? Gıdalardan alınmıyor
mu?
Bundan
sonraki satırlarda, sık kullanılan bazı vitamin ve
minerallerle ilgili olarak bu soruların cevaplarını arayacağız.
VİTAMİN
A: Kadınların günde 4 bin, erkeklerin 5 bin ünite A
vitaminine ihtiyaçları var. Süt ve yumurta en iyi kaynak, sık
sık süt ve yumurtalı yiyecekler yiyen birisi A vitaminini
yeterince ve hazır olarak almaktadır. Gereğinden fazla alınmasının
bir yararı olmadığı gibi tehlikeleri de vardır. 50 bin ünitenin
üstünde alındığında bulantı, kusma, baş ağrısı, iştahsızlık,
görme bozukluğu ve eklem ağrıları gibi şikayetlere neden
olur. Gebelik sırasında, bir kez 20 bin ünite A vitamini
bebekte sakatlıklara neden olabilir. Normal koşullarda günde
10 bin üniteye kadar güvenli kabul edilmektedir.
BETA
KAROTEN: A vitamininin yapı taşıdır. Vücutta A vitamini
haline dönüştürülür. Ispanak, lahana gibi yeşil yapraklı
sebzeler, kavun, şeftali, kayısı gibi meyveler ve havuç en
önemli kaynaklarıdır. Yüksek dozda alınmasının yararları
konusunda çalışmalar halen sürmekle birlikte, kanser, damar
sertliği ve katarakt gibi hastalıkları önlediği yolunda önemli
bulgular elde edilmiştir. Yüksek dozda alınmasının toksik
(zehirleyici) etkisi olmamakla birlikte günde 50 mg.(83 bin ünite)
den fazla alınması tavsiye edilmez.
VİTAMİN
B6:Günlük ihtiyaç, kadınlarda 1.6 mg., erkeklerde ise 2
mg.dır. Tavuk, balık, ıspanak, patates, muz, kepekli ekmek,
kuruyemiş en önemli kaynaklarıdır. Bunların dışında, birçok
gıdada B6 vitamini bulunduğu için, eksikliği konusunda endişeye
düşmemek gerekir. Fazla dozda alınması, yaşlılarda bağışıklık
sistemini güçlendirmek ve bazı sinir sorunlarını tedavi
etmekte kullanılırsa da, 6 ay süreyle günde 100 mg.dan fazla
kullanmak sinirleri tahrip edebilir. Günde 2 bin mg. üstündeki
dozlarda, sinir sistemi tahripleri çok daha kısa sürede
olabilmektedir.
VİTAMİN
B12: Kadınlarda ve erkeklerde günlük ihtiyaç 2
mikrogramdır. En önemli kaynakları et, tavuk, balık ve süt
gibi hayvansal ürünlerdir. B12 vitamini eksikliğinin, iyileşmesi
mümkün olmayan sinir tahribatlarına neden olması dolayısıyla,
hayvansal ürünlerin hiçbirini yemeyen vejeteryanların,
mutlaka ayrıca B12 vitamini alması gerekir. Gereğinden fazla
almanın bir yararı olduğu konusunda hiçbir bilgi yoktur. Günlük
100 mikrograma kadar alınmasının güvenli olduğu bilinmesine
rağmen aşırı dozlarının zararlı etkileri konusunda da bir
bilgi yoktur.
VİTAMİN
C: Kadınlarda ve erkeklerde her gün alınması gereken en
az miktarı, 60 miligramdır. Sigara içenlerin en az 100 mg. C
vitamini almaları gerekir. Her gün taze sebze ve meyve, özellikle
narenciye, lahana, ıspanak, kıvırcık salata gibi yeşil
yapraklı sebzeler, yeşil biber yiyen kişiler, tavsiye edilen
en düşük günlük dozun üzerinde C vitamini aldıklarından
emin olabilirler. Yüksek dozda alınması halinde ne gibi
yararlar getireceği yolunda çalışmalar sürmekle birlikte,
beta karoten gibi antioksidan etki nedeniyle, kanser, kalp-damar
hastalıkları ve katarakta yakalanma ihtimalini azalttığı
belirlenmiştir. Ayrıca, soğuk algınlığı gibi hastalıklara
karşı da direnci arttırmaktadır. Günde 1 grama kadar güvenle
alınabileceği belirlenmiştir. Daha yüksek dozları sindirim
sisteminde tahrişlere neden olabilir. Uzun süre yüksek dozda
kullanımasının, böbrek taşı ihtimalini arttırdığı da
bilinmektedir.
VİTAMİN
D: Kadın ve erkeklerde her gün alınması gereken en az
doz 200 ünitedir. Düzenli süt içenler ya da süt ürünleri
tüketenlerin yeterince D vitamini aldığı söylenebilir. Ayrıca
vücut güneş ışınlarına maruz kaldığında, kendisi de D
vitamini üretir. Yaşlılıkta kemiklerin zayıflamasına
(osteoporoz) karşı, günde 400-800 ünite kadar D vitamini
takviyesi alınması yararlı olmaktadır. Günde bir litreden
fazla süt içen ya da buna yakın süt ürünü tüketen kişilerin
ayrıca D vitamini almaları risk yaratabilir. Günde 1000 üniteye
kadar D vitamini alınması güvenli olarak nitelendirilirken, günde
5 bin üniteden fazla alınması halinde böbrekler ve kalpte
hasar riski doğabilir.
VİTAMİN
E: Kadınların her gün 12 ünite, erkeklerin de 15 ünite
almaları gerekir. Bitkisel yağlar, kuruyemiş, etler ve yeşil
yapraklı sebzelerde bol miktarda bulunur. A ve C vitamini gibi
bunun da antioksidan etkisi bulunmaktadır. Kalp-damar hastalıkları,
kanser ve katarakta karşı koruyucu olduğu bilinmektedir. Diğer
ilaçlarla birlikte kullanıldığında Parkinson hastalığında
olumlu etkiler gösterdiği, kalp krizlerinde hasarın azaltılmasında
yararlı olduğu ve yaşlılarda bağışıklığı arttırdığı
ileri sürülmektedir. Günde 1000 üniteye kadar güvenli olduğu
bilinmektedir.
FOLİK ASİT:
Günlük ihtiyaç, kadınlarda 180, erkeklerde ise 200
mikrogramdır. Yeşil yapraklı sebzeler, bezelye ve fasulye
gibi bakliyat, narenciye, kepekli ekmek ve diğer tahılları
yiyen herkesin yeterince folik asit aldığı söylenebilir.
Gebelik süresince, yeterince folik asit alınması, doğacak
bebekte sinir sistemi kusurları olmasını önler. Bu açıdan
gebelerin bu gıdaları bol miktarda yemeleri ya da 400
mikrogram kadarlık ilaç takviyesi almaları gerekir.
Fazla
miktarda alınmasının, rahim ağzı kanseri oluşması
ihtimalini azalttığı yolunda bazı bilgiler olmakla beraber,
halen çalışmalara sürmektedir. Çok yüksek dozlarda alınması
(1000 mikrogramdan fazla), vücuttan çinko atılımını arttırdığı
gibi, B-12 vitamini eksikliğini maskeleyerek ciddi sinir
sistemi kusurlarına neden olabilir.
NİASİN:
Kadınların günde 15, erkeklerin 19 mikrogram almaları
gerekir. Ette bol miktarda vardır. Vücut, süt ve yumurtadaki
proteinlerden de niasin üretebilir. Çok yüksek dozlarda alınması,
ciltte döküntü, ateş basması ve karaciğer bozukluğu gibi
sorunlara neden olabilmekle beraber, kolesterol ve özellikle
trigliserit yüksekliği gibi sorunlarda kullanılabilen çok önemli
bir ilaçtır. Bu durumlarda mega dozlar halinde, ancak, uzman
doktorların tavsiyeleriyle kullanılmaktadır.
İstanbul
- 04.06.2002
http://sufizmveinsan.com
|