Üstünlük,
Takvadadır. Yani Allah’a (ve sözlerine ki; aynı şeydir)
Yaslanmaktır.
Yani Gerçeğe
dayanmaktır.
Yalnız
Allah’a bağlılıkta, sabır ve sebat ile, AZM ve AHD sahibi
olmaktır.
Rabbimiz
insanları ÜÇ Sınıfa ayırır, bunlardan üstün olanları "Sabikun"
dur. Rasuller bu sınıftandır. Bunlar mükremin, mukarrabun,
mürselin v.b. gibi vasıflandırılmıştır (isimlendirilmiştir.) .
Rasuller bu
grubun vitrine alınmış örnekleridir. Mesela bir sergide
“vitrinde” olan “numune” gösterilir. Bu; görünen örnekten sadece
bir tane mevcut demek değildir. Aksine, içeride görüntüde
olmayan birden fazla aynıları – benzerleri mevcut olabilir.
Bu görünen
Vitrinde olan, bir marka yahut patent gibidir.
Hepsinin
Ortak özellikleri: “Ruh ul Kudüs’e Hamil” olmaları, yani onu
taşımalarıdır.
Bunlar Üstün
bir “Takva” sahibi olmakla, “Emanet ehli”dir. Yani Allah’ın
sözlerine öyle bağlıdır ki, sapmışlar, bunları Allah ile yahut
doğru görünen şeyler ile dahi asla aldatamaz. Biiznillah.
Allah
tarafından Hiçbir yol kapatılmış değildir. Özellikle Takva ve
Fazilette ileri gidecek insanların önü Asla kapatılmış değildir.
Bir insan Rasul olmasa da, onlara yani bu Sabikun grubuna
“Takvada ileri giderek” yani “Allah’a bağlılıkta” ileri giderek
erişebilir.
Bu aynı
zamanda Rahman isminin (yaratılmışa eşit mesafede duruşun) ve
Adaletin gereğidir.
Bu yüzden
gelecekte de böyle bir insan gelir veya gelmez diyemem,
Gelebilir. Hatta öncekilerden daha da iyileri – ileri geçenleri
gelebilir.
İsrail
oğulları Yusuf’tan sonra bir daha Rasul gelmez zannetmişti
(40:34), Allah dilediğini işte böyle saptırır ya da doğruya
iletir. (Diğer taraftan mehdilerini (Musa’yı) beklediler.) Bizim
Yahudilerde Muhammed a.s.’dan sonra bir daha Rasul gelmez
zanneder. Böyle bir ön yargı, ancak bir Rasulü tanımayanlar için
ve “gerçek ehli” olmayanlar için saptırıcıdır.
Muhammed
Rasulallah, “Kuran ile” diğer nebilerin “Mührüdür” yani onların
her birinin örnek özelliklerini adeta resmileştiren, Onları
birer marka gibi “örnek” oldukları özellikleri ile sabitleyen ve
sunan, hepsinin dosdoğru Risaletini ve Nübüvvetini onaylayıp
kesinleştiren ve hatta "kendisinde" taşıyan bir Nebi ve
Rasuldür.
Örnek
oldukları özellikler derken; (en önce ortak özellikleri Tevhid’
dir. yani Dini Rabbe Has kılmak başta olmak üzere) hepsinin
birer önemli özelliği vardır. Mesela Nuh Azmin, Zekeriya Zikrin,
Lut temizliğin, Salih Sulhun, Davud Hilafetin (vs bu ayrı bir
konudur) numunesidir.
İmam Rabbani
(Görüşleri ve benim görüşlerim din değildir – ve hüküm
değildir.) Mehdi konusunda bazı sahabelerin görüşlerinden alıntı
ile der ki; Muhammed’e gelecekteki bazı ümmetinin üstünlükleri
gösterildi ve bunların fazileti (bunlara vesile olduğu için)
aynen kendisine de verildi. Kuran yani Vahiy ile kendisine
gelecekten bilgi ve fazilet verildi.
Mezhep
Ehlinin kafa yapısına göre bir Ebubekir olmak imkânsızdır ve bu
doğrudur, onlardan bir Ebubekir, bir Ali çıkmaz. Çünkü bunlar
Ruh, yani Emanet Ehli değildir.
Hakikatte
ise, kim ki; Yalnız “Allah” der ve Yalnız Ona kul olur (lafla
değil), işte O zaten bir Ebubekir’dir hatta bir İbrahim’dir.
Gelecek olan da işte böyle bir Emanet ehlidir.
Şunu
unutmamalıdır ki; Rasuller (Sabikun), Dini Rabbe Has kılmanın
davasını yapar / yapacaktır. Yalnız Allah’a Çağırır. Böyle bir
yönelim var, Allah izin verirse bunların yardımcısı ve yağmur
öncesi müjdeci rüzgârları oluruz. Rabbimiz bizi doğruya, en
azından doğruya en yakın olana kılavuzlasın.
Turgut Sak
turgutsak@doruk.net.tr
İstanbul-29.03.2005
http://sufizmveinsan.com
|